(...)
Bu konularda çok duyarlı olduğunu bildiğim Davutoğlu şehitlerden haberdar olsa Ankara'da kalırdı.
O yüzden haberi olduğu halde maça gittiği iddialarına inanmam.
Lanet olası PKK terörü, şehit haberleri duyulmaya başlandığı saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayındaydı.
Bazı sözleri üzerine fırtınalar koptu ama ben o konuşmada ‘PKK'nın silah stokladığı' bölüme takıldım.
Devletin altına mayınlar döşenmiş, evler cephanelik olmuş.
E, sormazlar mı o zaman “Devletin eli armut mu topluyordu” diye?
Şimdi eğri oturup, doğru konuşma zamanı.
Şehit yakınları bile ‘kan dursun' diye bağrına taş basmışken fena halde aldatılmışız.
Masada ‘barış' görüşmeleri sürerken birileri ‘köstebek' gibi toprağın altına mayın, bomba düzeneği yerleştirmiş. Toprağın üstünde ise ‘paralel yapılanma'yı tamamlamış.
Geldiğimiz nokta şudur: ‘Çözüm Süreci'nin karanlıkta kalan noktaları aydınlatılmalı.
Şehit ağıtları yükseliyor her gün. Toplumsal öfke birikiyor. Acılı ve geleceğinden emin olmayan milyonların yaşadığı bir ülke olduk.
Sürecin aktörleri çıkıp konuşmalı. İstifaysa istifa.
Koskoca bir ülke yangın yerine dönmüşken birileri de bedel ödemeli.
Çözüm her zaman siyasettir. TBMM böyle bir ortamda niye kapalı durur?