Washington'daki temaslarının ardından bir
basın toplantısı düzenleyen Çelik, görüştükleri isimlerin, ''
Türkiye ve ABD arasında bir
kriz var mı?'' sorularıyla karşılaştıklarını belirterek, iki
ülke arasındaki yöntem farklılığını muhataplara hatırlattıklarını ifade etti.
İsrail'in Mavi
Marmara gemisine yönelik saldırısını da hiçbir şekilde unutmayacaklarını Amerikalı muhataplarına aktardıklarını söyleyen Çelik, ''9 Türk vatandaşının öldüğü saldırı Türk tarihinin en trajik olaylarından birisidir. Bu saldırıyı unutmamız ya da olayın ağırlığını hafifletmek mümkün değil. Eğer
İsrail özür dilemezse ve uluslararası bağımsız bir araştırma
komisyonunun kurulmasına
destek vermezse, Türkiye-İsrail ilişkilerindeki kriz daha da derinleşecektir. Türkiye ve İsrail uluslararası tüm platformlarda karşı karşıya gelecektir'' dedi.
İsrail'in yaşananlar nedeniyle özür dilememesinin ardında kötü niyet olduğunu kaydeden Çelik, NATO'yu da uluslararası komisyon talebine yeterli destek vermemesi nedeniyle eleştirdi. Çelik, ''Maalesef uluslararası bir
soruşturma komisyonu kurulmasına destek verme konusunda NATO'daki müttefiklerimiz olumlu bir tavır sergilememiştir. Bu bağlamda İsrail'in kendi kendine kuracağı bir komisyonun bizim açımızdan hiçbir kredibilitesi yoktur'' diye konuştu. ABD yönetimine bağımsız komisyon kurulmasına destek olmaları çağrısını yinelediklerinin altını çizen Çelik, bu gerçekleşmezse Türk-İsrail ilişkilerinin daha da kötü bir duruma gelmesine katkı sağlamış olacaklarını hatırlattıklarını vurguladı.
İsrail'in Türk-
Amerikan ilişkilerine
ambargo koymak gibi bir faaliyeti olduğunu anlatan Çelik, ''Buradaki muhataplarımıza bu girişimi engellemelerini ve bunu cesaretlendirmemeleri gerektiğini söyledik. Bir
takım basiretsiz politikacıların şirazesinden çıkmış bazı beyanlarının, Türk-İsrail ve Türk-Amerikan ilişkilerinin önemini bilmeyenlerin bir takım günlük tepkileriyle bu ilişkilerin zedelenmesine gidecek bir yolun açılmaması gerekir'' şeklinde konuştu.
ERDOĞAN VE NETANYAHU'YU AYNI KEFEYE KOYUYORLAR
İsrail'in, Türkiye ile ilişkilerinde sorunun
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan kaynaklandığına dair
propaganda yaptığını ileri süren Çelik, Erdoğan'ın tepkisinin milli iradeyi yansıttığını aktardı. Çelık, Erdoğan ve
Netanyahu hükümetleri işbaşında kaldığı sürece iki ülke ilişkileri düzelmez yorumları yapıldığını hatırlatarak, ''Bu ifadeyi kim kullanmışsa Erdoğan hükümeti ile Netanyahu hükümetini kim aynı kefeye koymuşsa, bunlar insanlarımızı öldüren İsrail askerleriyle öldürülen insanlarımızı da aynı kefeye koyuyorlar demektir. Bir insan ayın zamanda hem zalimden hem mazlumdan yana olamaz'' ifadelerini kullandı.
İRAN'IN NÜKLEER PROGRAMI
Çelik,
AK Parti heyetinin Washington temasları süresince, İsrail gibi
İran konusunun da önemli konu başlıklarından biri olduğunu dile getirti. ABD'li muhataplarının, kendilerine Türkiye'nin
Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'nde (
BMGK) kullandığı hayır oyunun anlamını sorduklarından bahseden Çelik, ''Bunun bir krize işaret edip etmediğini sordular. Biz de kendilerine İran'ın nükleer araştırmalarıyla ilgili Türkiye'nin yürüttüğü müzakereden, varılan anlaşmadan sürekli haberdar olduğunu, Başkan Obama'nın 20 Nisan'da Başbakan Erdoğan'a gönderdiği mektupla anlaşmanın içeriğinin yüzde 100 uyumlu olduğunu anlattık'' sözlerini sarf etti.
''EKSEN TAM YERİNE OTURMUŞTUR''
Türkiye'nin BMGK'daki oylamada kendi müttefiklerine karşı İran'dan yana
tercih kullanmadığını belirten Çelik, eksen kaymasının da söz konusu olmadığını bildirdi. Türkiye'nin amacının ortak değerlere
hizmet etmek olduğunu vurgulayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Ömer Çelik, ''Bu noktadan baktığımızda eksen kaymasından değil, tam tersine eksenin
yerli yerine oturmasından bahsedebiliriz. Eksen tam yerine oturmuştur. Omurgadaki bazı
disk kaymaları
tedavi edilmektedir. Türkiye'nin komşularıyla, Orta
doğu ile yada Doğu ile ilişkilerini geliştirmesine hiç kimsenin
itiraz etmesi mümkün değildir. Çünkü bunların hepsi barış projesidir'' diye konuştu.
AK Parti heyeti, Senatörler Howard Berman ve Jim DeMint,
Temsilciler Meclisi üyeleri Brad
Miller, Bill Shuster, Ron Klein, Mike McMahon, Ed Withfield ve Steve Cohen,
Dışişleri Bakanlığı müsteşar Yardımcısı Phil
Gordon, ABD Başkanı Obama'nın özel danışmanı Elisabeth Sherwood Randall, Istihbarat Komitesi Başkanı Mike Thompson ve ABD Eski
Dışişleri Bakanı Madeline Albright ile görüştü.