17 Ağustos depremi üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen Istanbul'un ve ulke topraklarının ranta ve talana açıldığını söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası İtanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna, olası İstanbul depreminde 48 bin binanın yıkılacağını, 200 bin binanın hasar göreceğini ve binlerce insanın hayatını kaybedeceğini söyledi.
Türkiye Mühendisler Mimarlar Odası Başkanlığı (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen Marmara depreminin 21'inci yıl dönümü dolayısıyla şube binalarında basın toplantısı düzenledi. Depreme ve yapı güvenliğine yönelik önerileri siyasi iktidar tarafından ya engellendiğini ya da yok sayıldığını söyleyen Suna, "Olası bir Istanbul depreminde yaşanacak can kaybı ne yazık ki tahminlerin çok üstünde" dedi.
"İstanbul'un gündemi 'Kanal İstanbul' değil Depremdir" yazılı pankartın bulunduğu toplantıda basın açıklamasını TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna okudu.
İstanbul'un depreme hazır olmadığını vurgulayan Suna, İBB tarafından gerçekleştirilen çalışmayla Istanbul yapı stokunun mevcut olumsizluğunun netleştiğini belirterek, Istanbul'da imara açılmayan alan kalmadığını, şehrin betona dönüştürüldüğünü söyledi.
ULUSAL SEFERBERLİK İLAN EDİLMELİ
En iyimser senaryoların bile olası Istanbul depreminde yüzbinlerce vatandaşın can güvenliğinin tehlikede olduğuna ifade eden Suna, "1999 Marmara derpreminden sonra kayda değer mesafe alınmadığı 2019 Eylül Istanbul depremiyle açığa çıktı. Ülkemizin ve Istanbul'un depreme hazır hazırlanması için ulusal seferberlik ilan edilmelidir. Ancak bu, ne merkezi ne de yerel yönetimin tek başına altından kalkabileceği bir sorumluluk değildir" diye konuştu.
FACİANIN VEBALİ ÜZERİNİZDE OLACAK
Sermaya gruplarına kentsel rant sağlayacak yaratacak olan Kanal Istanbul projesinden vazgeçilmesi çağrısında bulunan Suna, Kanal Istanbul için ayrılan bütçenin Istanbul depremine hazırlanması çalışmalarında kullanılması gerektiğini söyledi. Istanbul'un harap olmadan önlem alınması gerektiğini dile getiren Suna, "Yoksa olası bir facianın vebali üzerinizde olacaktır" dedi. Durumun sorumlularının sorunları çözmeyen, çözüm önerilerine kulaklarını kapatan siyasi iktidar ve yerel yönetimlerin olduğuna dikkat çeken Suna, inşaat mühendisleri odaları olarak bütün öneri ve uygulamaların siyasi iktidar tarafından ya engellendiği ya da yok sayıldığını belirtti.
'CAN KAYBI TAHMİNLERİN ÇOK ÜSTÜNDE'
Suna, "Ülkemizde 20 milyona yakın yapı bulunmaktadır. Pek çok yapı kaçak ve ruhsatsız. Yapılarımız mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir. Istanbul'un yapı stokunun ülke genelinden farklı değildir. Hatta "kadim" kent olması nedeniyle olumsuzluk daha da görünür haldedir. IBB tarafından 39 ilçe için hazırlanan "Deprem kayıp tahmini kitapçıkları" nda yer alan bilgiler ışığında Istanbul'un yapı stokunun durumunun vahim olduğu anlaşılmaktadır. Olası bir İstanbul depreminde yaşanacak can kaybı, ne yazık ki tahminlerin çok üstünde gerçekleşecektir. Istanbul Kartal Sema Sokak'ta çöken binada bile 21 vatandaşımızı kaybettiğimiz göz önüne alınırsa, nasıl bir facia ile karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılacaktır."
EYLÜL 2019 DEPREMİ BİR UYARI
İktidarın kentsel dönüşüm projeleri haricinde herhangi bir uygulamayı hayata geçirmediğini söyleyen Suna, "Kentsel dönüşüm projeleri deprem riskinin fazla olduğu yerlerde değil, rantın en yüksek olduğu alanlarda yapılmıştır" diye Suna, Eylül 2019 depreminin bir uyarı niteliği taşıdığını ve aradan geçen 21 yıl boyunca Istanbul'un depreme hazır hale getirilmediğini vurguladı. 16 milyonluk kentin depreme hazır olmadığını, konutların deprem güvenliğinin bulunmadığını, milyonlarca Istanbullu'nun can güvenliğinin tehlikede olduğunu gösterdiğini ifade etti.
İstanbul'da 7 ve üzeri büyüklükte bir depremin beklendiğini kaydeden Suna, "İstanbul, sürekli olarak korku içinde yaşayacağı bir bilinmezliğe ve geleceksizliğe teslim edilmek istenmektedir. Kanal Istanbul'a yapılacak maliyetiyle Istanbul'un yaşayacağımız konutların deprem güvenliğini sağlamak pekala mümkündür" diye belirtti.
TOPLANMA ALANLARI YAPILASMAYA AÇILDI
Kentin betona teslim edildiğinin altını çizen Suna, son dönemde boşaltılan askerî alanların bile imara açıldığı, bu durumun bölgelerde nüfus ve yapılaşma yoğunluğuna yol açacağını söyledi. Suna, "Kentler ranta göre düzenlenmiş, kentsel dönüşüm projeleri bu doğrultuya yönlendirilmiştir. Yapı denetim sistemi ya hiç uygulanmamış ya da piyasa şartlarına açılarak denetim zaafa uğratılmıştır" diyen Suna, deprem toplanma alanlarının oluşturulmadığını, oluşturanların yapılaşmaya açıldığını, deprem sonrası kullanılacak ulaşım güzergahlarının yok edildiğini vurguladı.
İstanbul depreminin her geçen gün yaklaştığının altının çizen Suna, "Merkezi yönetim, yerel yönetim, ilgili meslek disiplinleri ve vatandaş işbirliği sağlanmalı, riskli binaların tespiti hızla yapılmalı, yıkma yapma ve güçlendirme çalışmaları vakit kaybetmeden tamamlanmalıdır. Bu yapılmaz ise can kaybının büyük olacağı acıktır" önerilerinde bulundu.