Pek kulis yazmam. Malum işim rakamlarla. Ama bu, ülkede neler olup bittiğine ilişkin kulis bilgilerinden habersiz olduğum anlamına gelmiyor. Uzatmadan bir kulis haberi aktarayım. Önceki akşam iş dünyasından değerli bir dostum aradı ve ilginç bilgiler paylaştı. Özü, bir süredir 'Havuz Medyası'nda dillendirilen, hafta başında Taraf'tan Hüseyin Özay, ardından Twitter fenomeni Fuatavni ve son olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bizzat açıkladığı muhalif medyaya operasyon iddialarıydı. Hoş, Erdoğan'ın “Muhalif medyanın kapısına kilit vurulur, yazarları hapse atılır” sözlerinden sonra konunun pek iddia yanı da kalmadı. Birçok gazeteci ve medya yöneticisi operasyonları biliyor, kabullenmiş ve zamanını bekliyor.
Muhalif medyaya operasyon olmaz
Fakat telefondaki işadamı dostumun aktardıkları olayın giderek karmaşıklaştığı ve bu operasyonların pek de öyle kolay olmayacağına ilişkin bilgiler içeriyordu. İşadamı dostum, kendisinin de doğrudan almadığı belli olan bazı bilgileri özetle şöyle aktardı: Türkiye'nin büyük önem verdiği G20 toplantıları birkaç gün sonra Antalya'da başlıyor. Bu, küresel dünyanın en büyük siyasi ve ekonomik organizasyonu. Sadece devlet liderleri değil, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları açısından da bir prestij organizasyonu. ABD yönetimi Türkiye'de yaşanan son olayları yakından takip ediyor ve rahatsız. Benzer bir sorunu sivil toplum kuruluşları da yaşıyor. Bu yüzden ABD yönetiminden bazı isimlerin çok kısa süre önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ı arayıp konuyu kibar bir dille ilettiğine ilişkin söylentiler dolaşıyor. Ayrıca sadece ABD değil, Chatham House (İngiliz Kraliyeti'nin Uluslararası İlişkiler Enstitüsü- Düşünce kuruluşu) üzerinden ünlü bir Avrupalı politikacının da Babacan'la benzeri bir telefon konuşması yaptığı söyleniyor. Kibarca ‘Operasyon yaparsanız G-20 zirvesinin yapılması için sorunlar ortaya çıkar, iptaller ihtimal dahiline girer' mesajı vermişler.”
Dün sabah işe geldim… Millet ve Cumhuriyet'te Ankara kaynaklı önemli kulis bilgilerini gördüm. Yaklaşık olarak şöyle diyordu haberler: “Babacan panik içinde Başbakan Davutoğlu'na giderek ‘Eğer muhalif medyaya operasyon yaparsanız Antalya'daki G-20 toplantıları iptal olur. Küresel skandal çıkar' dedi. Davutoğlu da böyle bir operasyon olmayacağı garantisi verdi.”
Anladık ki, Babacan mesajı almış ve iletmiş. Sık sık yurtdışında uluslararası finans ve düşünce kuruluşlarının son derece kritik toplantılarına katılan Babacan, iletilen mesajın kimlerden geldiği ve önemini fark edecek kadar, hâlâ rasyonaliteden kopmamış demek ki…
Dış baskı büyük
Diğer taraftan Babacan'ın ve Davutoğlu'nun rasyonelliği, Cumhurbaşkanı Erdoğan'da karşılık bulacak mı onu hesap etmek zor. Aslında Saray'ın muhalif medyaya el koyma planını 7 Haziran'dan önce hayata geçirmek istediği biliniyor. O dönem, Davutoğlu ve çevresindeki isimlerin seçim öncesi medyaya operasyonun ters tepeceği yönündeki telkinlerinin operasyonu durdurduğu konuşulmuştu. Hatta medya operasyonunu yapacak ekibin 8 Haziran sabahına randevulaştıklarını, ancak sandıktan sürpriz sonuç çıkınca, savcıların mazeret bildirip gelmediğini gazetelerden okumuştuk. Anlaşılan o ki, zamanında iç baskılar nedeniyle operasyonu erteleyen Saray'ın önüne şimdi bir de dış baskı engeli çıktı.
İntikam mı? ekonomi mi?
Bir yanda Obama'sından Merkel'ine kadar dünyanın en büyük 20 ekonomisinin liderleri, siyasetçiler, bürokratlar, işadamları, sivil toplum kuruluşları, işçi temsilcileri ve 2000 yabancı basın mensubu. Diğer yanda sonucunun ne olacağı belli olmayan bir hırs ve intikam operasyonu. Bekleyip göreceğiz…