Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) 48. Grup Eğitim Faaliyetleri Meslek Komitesi Üyesi ve özel okul sahibi Kenan Çelik, devlet okullarında çalışan öğretmenlerin aylık ortalama 2 bin 500 lira maaş aldıklarını belirterek, "Yıllık verdikleri vergi ise net 5 bin lira." dedi.
ATSO'nun Kasım ayı meclis toplantısı yapıldı. 24 Kasım Öğretmen Günü'ne denk gelen meclise eğitim çalışanlarının sorunları damga vurdu. Günün önemine binaen söz hakkı verilen ATSO 48. Grup Eğitim Faaliyetleri Meslek Komitesi Üyesi ve Alara Koleji'nin Sahibi Kenan Çelik, öğretmenlerin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıya dikkat çekti. Devlette görevli bir öğretmenin aylık ortalama 2 bin 500 liradan yıllık 30 bin lira kazanç elde ettiğini belirten Çelik, "Verdiği vergi net 5 bin lira. 20 ya da 30 öğretmenin olduğu ilköğretim okulunda çalışan emekçinin devlete verdiği vergi, net 150 bin lira. Bu peşin. Direk maaşlarından kesiliyor. Çocuklarımızı yetiştiren, teslim ettiğimiz öğretmenlerimizin elde ettiği gelir bu. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerin hem akıl, hem beden, hem zihin sağlığının yerinde olması için çocuklarımıza odaklanabilmesi için başka sorunlarla uğraşmaması lazım." diye konuştu.
Türkiye'de çok seri öğretmen üretildiğini savunan Kenan Çelik, şunları kaydetti: "Allah göstermesin, birimizin çocuğunun beyninde bir problem oldu. Doktora gidiyoruz. Doktor sorunu çözmek için çocuğun kafa tasına küçük bir delik açıyor ve giriyor. Doktorun edindiği kazancı düşünün. Bu öğretmenler sizin çocuğunuzun kafasına delik açmadan giriyor. Varsa hasarı onarıyor, eksiği varsa düzeltiyor, bilgiyi bırakıyor ve çıkıyor. Aldığı para bu."
ATSO Başkanı Davut Çetin de bir eğitim sendikasının yaptığı ankete göre Türkiye'de öğretmenlerin üçte biri özel ders verdiğini, yüzde 21'inin çiftçilik yaptığını, boya, badana, tamirat işlerine gidenler, taksicilik, garsonluk yapanlar olduğunu ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 34'ünün psikolojik rahatsızlık yaşadığını, siyasi baskı ve kayırmacılıktan şikayet ettiğini dile getiren Çetin, "Anketi tam okuduğunuzda içinizin acımaması mümkün değil. Öğretmenlerin üçte ikisi daha yüksek ücretli iş bulduklarında öğretmenliği bırakacaklarını söylüyorlar. Maaşlarla ilgili ciddi sıkıntı var. Eğitim sisteminin bitmiş olduğunu biliyorduk ama bu anket sonucu tuzu biberi oldu. Öğretmen maaşları konusunda başka şey söylemeyeceğim. Sadece kamuda en düşük memur maaşı ile öğretmen maaşı karşılaştırılsın ve memur maaşlarında öğretmenliğin kaçıncı sırada olduğuna bir bakılsın yeter." ifadelerini kullandı.
TOKİ VE BELEDİYELER HAKSIZ REKABET OLUŞTURUYOR
TOKİ ve belediye şirketlerinin haksız rekabet oluşturduğuna dikkat çeken ATSO Başkanı, belediyelerin kreş ve anaokulu kurmasını eleştirerek, şöyle konuştu: "Özel kreş ve okullarda boş kapasite varken, belediyelerimizin sosyal hizmet diyerek lüks semtlerde kreş açtıklarını ve fiyatları düşük tutarak hizmet verdiklerini görüyoruz. Arkadaşlarımız diyor ki, işbirliği yapsak biz o hizmeti aynı maliyete, daha kaliteli verebiliriz. Eğer yoksul bir mahallede kreş açılmıyorsa belediye orada kreş açsın, özel sektörle birlikte yapsın. Özel sektörün bilgisinden, tecrübesinden yararlansın. Aksi halde, bir taraftan haksız rekabet bütün sektöre zarar verir, diğer taraftan da belediyelerde verimsizlik ve kaynak israfı olur."
ASGARİ ÜCRETİN ARTMASINI DESTEKLİYORUZ ANCAK...
Yeni hükümetin kuruluşu aşamasında olunduğunu, bu dönemin yerli ve yabancı sermayeye güven verecek bir ekonomi yönetimi ve hükümet programı için ayrı bir önem taşıdığını belirten Çetin, TOBB'un hükümete 100 günlük programı için verdiği 19 maddelik önerinin dikkate alınmasını istedi. 2016 yılının en önemli konularından birinin asgari ücret artışı olacağına değinen Davut Çetin şu değerlendirmede bulundu: "Asgari ücretin artırılmasını destekliyoruz ancak bu maliyetlerde sert bir artışa ve enflasyonda sıçramaya yol açmamalı. Hafta sonu yaptığımız ankette arkadaşlarımızın üçte ikisinde asgari ücretli çalışanların önemli düzeyde olduğunu ve bu arkadaşlarımızın ücret artışından olumsuz etkileneceklerini gördük. Bunun için de asgari ücret üzerindeki gelir vergisi düşürülmeli, işveren prim payı oranı düşürülmeli. Ayrıca TOBB'un talep ettiği gibi vergi ve primini düzenli ödeyenlere teşvik gelmeli."
AHLAKİ BOZULMA VAR
Türkiye'de iş ve ticaret ahlakında bozulma olduğunu vurgulayan Davut Çetin, bu konuda eğitim sisteminde, dini ve hukuk alanında önlemler alınması gerektiğini kaydetti. Eğitim sisteminin 'iyi insan' olmayı öğretmesi, ukuk sisteminin sadece büyük suçla için değil, etik dışı davranışlar için de caydırıcı olması gerektiğini savunan Davut Çetin, şunları söyledi: "Cuma hutbelerinde ticaret ahlakı konuşulmalı. Tuvalete girerken sağ ayak, sol ayak meselesi yerine dürüstlük konuşulmalı. Sakız çiğnemenin oruç bozması kadar, yoksulluğun, yolsuzluğun, adaletsizliğin de oruç bozduğu söylenmeli. Vergi kaçırmanın Cuma namazını kaçırmak kadar önemli olduğu anlatılmalı. İslam dininde dedikodu yapmanın insan eti yemek metaforu ile yasaklandığı anlatılmalı. Türkiye'de artık aynaya bakmıyoruz, yaptığımızın farkında değiliz. Değerler kaosu yaşıyoruz. O onu yaparsa ben de bunu yaparım düşüncesi yayıldı. Bunun bir yerden geriye çevrilmesi gerekiyor." CİHAN