Özgürlük ve Demokrasi Platformu (ÖDP) Başkanı Vedat Öztürk, Türkiye'nin seçime giderken ülkedeki tablonun, demokrasiyi, hukuku ve hürriyetleri önemseyen herkesi kaygılandırdığını vurguladı. Öztürk, "Seçimler yenilenme için bir fırsattır." dedi.
Vedat Öztürk, Pazar günü gerçekleştirilecek milletvekili genel seçimi öncesi yazılı açıklama yaptı. Öztürk'ün açıklaması şöyle:
HUKUK TANIMAZ İCRAATLAR YÜZÜNDEN ADALETE GÜVEN SARSILDI
"Hukuk tanımaz icraatlar yüzünden adalete güven sarsıldı. Yolsuzlukları, hırsızlıkları, hukuksuzlukları, terörü araştıran, soruşturan, yargılayan namuslu hakimler, savcılar, emniyet mensupları haksız yere meslekten atıldı, gözaltına alındı, tutuklandı. Adliye saraylarında 'Kaç İsmail'ler' kol gezmeye başladı. STK'lara, şirketlere, evlere hukuksuz baskınlar düzenlendi. Algı operasyonlarında binlerce insan mağdur edildi. Yüksek yargı kurumları iktidar eliyle keyfi şekillendirildi. On binlerce üst düzey memur, haksız ve anditemokratik usullerle görevinden alındı, sürgün edildi, terfisi engellendi. Kamu kurumlarının hafızası ve çalışma sistematiği bozuldu. Kimi iktidar sahipleri, dün 'savcısıyım' dediği kritik davaların bugün 'avukatı' haline geldi.
ENFLASYON YÜZDE 10'A DAYANDI
Türkiye ekonomisi, 2002 yılında 6.2 büyürken, TÜİK verilerine göre, 2014 yılında ancak 2.9 oranında büyüyebildi. 2002'de yüzde 10.3 olan işsizlik, 2015'te 11.3'e yükseldi. Genç işsizlik ise yüzde 20'yi geçti. Enflasyon resmi rakamlara göre yüzde 10'a dayandı. Çarşı pazardaki reel enflasyon ise bunun 2 katı.
NÜFUSUN EN YOKSUL YÜZDE 10'U MİLLİ GELİRDEN YÜZDE 2.1, EN ZENGİN YÜZDE 10'U YÜZDE 31.7 PAY ALIYOR
Resmi rakamlara göre, açlık sınırı 1344 lira. Asgari ücretle çalışan yaklaşık 5 milyon kişi ve 11 milyon emeklinin 8 milyonu, bu rakamın çok çok altında bir gelirle aile geçindirmeye çalışıyor. Enflasyon ve dövizdeki yükseliş nedeniyle, başta asgari ücretliler olmak üzere, neredeyse tüm çalışanların alım gücü, 1990'yı yılların dahi gerisine düşmüştür. Ülkemizde 17 milyon yoksul vatandaş var. 9 milyondan fazla insanımız, sosyal güvenceden yoksun olduğu için yeşil kart kullanıyor. Nüfusun en yoksul yüzde 10'u milli gelirden sadece yüzde 2.1 pay alırken; en zengin yüzde 10'u yüzde 31.7 pay almaktadır.
GAZETECİLER, TOPLANTILARDAN ATILIYOR, POLİS TARAFINDAN SOKAK ORTASINDA DÖVÜLÜYOR
Özgürce yayın yapmak isteyen yayın kuruluşları, siyasi ve mali baskılara uğruyor. 2 binden fazla gazeteci, iktidar baskıları yüzünden işini kaybetti. Televizyon ve gazete yöneticileri uydurma suçlarla gözaltına alındı, hapse atıldı. Darbe planlarını haber yapan gazeteci, 'devlet sırrını ifşa etmekten' tutuklandı. 20'nin üzerinde gazeteci halen cezaevinde bulunmaktadır. Twitter, Facebook gibi sosyal medya hukuksuz şekilde defalarca kapatılmıştır. Cumhuriyet gazetesi Suriye'ye silah götürdüğü öne sürülen MİT TIR'larının görüntülerini yayınladığı için hedef haline getirildi. İktidar özgür medya kuruluşlarına el koyma arayışında. Çeşitli yöntemlerle sahibinden koparılan bazı medya kuruluşları, kaynağı meçhul paralarla oluşturulan havuzlara devredilerek ya da yandaşlara verilerek iktidar medyası kuruldu. Binlerce gazeteci, meslek ilkeleri ve ahlakına aykırı şekilde çalıştırılıyor. Cumhuriyet, Taraf, Zaman, Sözcü, Bugün, Birgün, S Haber, Bugün TV, Halk TV gibi medya kuruluşlarına ayrım ve akreditasyon uygulanarak halkın haber alma özgürlüğü engelleniyor. Gazeteciler, toplantılardan atılıyor, polis tarafından sokak ortasında dövülüyor.
ONLARCA STK ADETA DÜŞMAN İLAN EDİLDİ
Türkiye'de onlarca STK adeta düşman ilan edildi, hukuksuz operasyonlar ve ardı arkası kesilmeyen baskılarla susturulmaya, sindirilmeye çalışılıyor. Sendikalar arasında ayrımcılık yapılıyor, yeni kurulan sendikalara hukuksuz şekilde yüzde 3 baraj şartı uygulanıyor. Kimi sendikalar, yandaş örgütlere dönüştürülüyor; çalışanın, emekçinin hakkını savunmaz hale getiriliyor. Demokratik örgütlenmenin engellenmesi, STK'lara yönelik baskı ve müdahaleler, kaos ve kargaşaya davetiye çıkarıyor. Örneğin, Bursa'da otomotiv işçileri, sendikalarını terk ederek kendi haklarını kendileri arama kararı alarak greve gitmiştir. Örgütlü toplum engellenerek demokrasi tabi rayından çıkarılıyor.
BÜTÜN KOMŞULARLA SIRF SORUN YAŞAR HALE GELDİK
Avrupa Birliği süreci adeta askıya alındı. Komşularla sıfır sorun yolunda ilerlerken, bütün komşularla sırf sorun yaşar hale geldik. Hukuksuzluk ve antidemokratik uygulamalar küresel itibarımızı düşürdü.
SEÇİM YENİLENME FIRSATIDIR
İktidar, seçim kanununu değiştirme sözünü yerine getirmedi. Yüzde 10 seçim barajı halen seçime katılan partilerin üzerinde Damokles'in kılıcı gibi duruyor. Devlet yardımından yine sadece büyük partiler istifade edebiliyor. Cumhurbaşkanı, bir parti lideri gibi il il dolaşıp mitingler düzenleyerek muhalefete yükleniyor, iktidara oy istiyor. İktidarın devlet imkanlarını istismar etme eğilimi, trafolara giren kediler, sahte seçmen kayıtları ve belediyelerde oy sözü karşılığı para dağıtıldığı iddiaları seçim güvenliğini tehdit ediyor. Her şeye rağmen seçim, halkın bütün olumsuzluklara dur demesi, daha güzel bir geleceğe kapı açması için bir fırsattır." CİHAN