İngiliz Observer gazetesi, Türkiye'nin Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) petrol ticaretine kolaylık sağladığına dair yeni detayların gün yüzüne çıktığını iddia etti. Martin Chulov imzalı haberde, ABD ve Avrupa'nın tepkiyle karşıladığı "Cihatçı gruplar ve Türkler arasındaki petrol ticareti, iki taraf arasındaki işbirliğinin bir kanıtı olarak kabul edilir hale gelmiş durumda." ifadesi kullanıldı.
ABD özel kuvvetler biriminin Mayıs ayında Suriye'de IŞİD'in petrol kaçakçılığından sorumlu yöneticisi Ebu Sayyaf'ı öldürdüğünü aktaran Chulov, Ebu Sayyaf'ın karargâhında ele geçirilen istihbaratın içeriğini bilen Batılı bir yetkilinin, Türk yetkililer ile IŞİD arasındaki bağlantının 'inkâr edilemeyeceğini' söylediğini aktardı.
Türkiye-IŞİD petrol ilişkisinin ortaya çıktığının vurgulandığı haberde, Tunuslu Ebu Sayyaf'ın 2013'ün ortalarından itibaren Suriye'nin doğusundaki petrol sahalarından çıkarılan petrolün ülke dışına kaçırılmasından sorumlu isim haline geldiği yer aldı.
BBC Türkçe tarafından çevirisi yapılan haberde şu ifadeler yer aldı:
"Karaborsa petrol, kısa sürede IŞİD'in en önemli gelir kapılarından birisine dönüştü. En önemli alıcı konumunda ise Türkler bulunuyordu.
Cihatçı gruplar ve Türkler arasındaki petrol ticareti, iki taraf arasındaki işbirliğinin bir kanıtı olarak kabul edilir hale gelmiş durumda. Petrol ticareti bağlantıları ABD ve Avrupa tarafından da tepkiyle karşılanmıştı.
Yapılan tahminler 2013'ün başından itibaren 6 ay boyunca IŞİD'in petrol ticaretinden günlük 1 ila 4 milyon dolar gelir sağladığına işaret ediyor. Bu finansal kaynak örgütü sınırlı imkanlara sahip hırslı bir yapıdan, yabancı savaşçıları dahi çekebilen ve ülkelerin sınırlarını tehdit eden bir yapıya dönüştürdü.
Ebu Sayyaf'ın öldürülmesinden hemen önce adı konmamış bir ittifaka yönelik şüpheler dile getiriliyordu. Ebu Sayyaf'ın karargâhında ele geçirilen istihbaratın içeriğini bilen Batılı bir yetkili, Türk yetkililer ile IŞİD arasındaki doğrudan temasların artık 'inkar edilemeyeceğini' ifade ediyor.
Yüzlerce flaş bellek ve belgenin ele geçirildiğini söyleyen yetkili, 'Tüm belgeler analiz ediliyor. Ancak aradaki bağlantılar şimdiden o kadar açık ve net ki Ankara ile aramızdaki politikalara ciddi tesiri olabilir' diyor.
Her ne kadar Ebu Sayyaf'ın yürüttüğü petrol kaçakçılığı artık işlemiyor olsa da, hâlâ tankerler derme çatma kuyulardan çekilen petrolü sınıra götürüyor. Bir IŞİD üyesi örgütün Suriye ve Irak'ta kontrol ettiği bölgeleri ekonomik açıdan kendi kendisine yetebilir hale getirmesinin uzun zaman alacağını vurguluyor ve 'Türklere ihtiyaçları var. İki taraf arasında yoğun bir işbirliği de söz konusu. Türkiye'nin IŞİD'e çok sert bir darbe vurması da güç' yorumunu yapıyor.
Ancak Ebu Sayyaf'ın karargahından elde edilen istihbaratı gören Batılı yetkili, 'Her şeyin gölgelerde gizlendiği bir dönem kapanıyor. Artık her şeyin gün yüzüne çıktığı bir döneme giriyoruz. Lübnan sınırında Hizbullah'ın etkinliği artıyor. Türkiye'ye gelince, nasıl tanımlamak isterseniz isteyin, Ankara'nın rolü de netleşiyor. Türkiye için kritik bir dönemdeyiz. IŞİD'i kendi ülkeleri için bir tehdit olarak görecekler mi? Esad IŞİD ile oynayıp kaybetti. Türkler de aynı sonucu yaşayabilir.' yorumunu yapıyor." CİHAN