[Tarık Burak yazdı] O günlerde Hocaefendi’yi anlayabilseydik…

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Cumartesi, Ağustos 31 2019
Samanyoluhaber yazarı Tarık Burak'ın Hocaefendi'nin hayatını anlattığı yazı dizisi "Aşık-ı sâdık Fethullah Gülen Hocaefendi' serisinin 30'uncu bölümünü yayımlıyoruz.

O günlerde Hocaefendi’yi anlayabilseydik…
TARIK BURAK

Hocaefendi’nin Avrupa seyahati sırasında gördükleri hiç iç açıcı değildi. Çalıştıkları fabrikaların bekâr evlerinde ve “haym” adı verilen işçi yurtlarında kalan Türkler’in manevi ve sosyal hayatları perişan durumdaydı. Allah’ın sevkiyle çıktığı bu seyahatte sadece Türkiye’de hizmet etmekle geleceğin dünyasının ıslah edilemeyeceğini bu vahim durumla görüyordu.


ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN HOCAEFENDİ'Yİ TANIMASI

Fethullah Gülen Hocaefendi, Bornova’da vaaz ve sohbet vermeye başlayınca üniversite öğrencileri onu yakından tanımaya başladılar. Bu, Hocaefendi için de yeni bir durumdu. O zamana kadar üniversite camiası Hocaefendi’yi pek bilmiyordu. Bornova vaazları aynı zamanda, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin mesajlarının toplum tabanına daha hızlı yayıldığı bir dönem oldu. 

O yıllarda Hocaefendi’nin yol göstermesiyle Ege Üniversitesi’ndeki öğrenciler, asistanlar ve öğretim üyeleri, Ege Bölgesi’nin zeki ama imkânları olmayan öğrencileri için ilk defa üniversite hazırlık kursları başlattılar. 1976’dan itibaren başlayan bu kurslar ücretsizdi ve ders verenlerin hiçbiri bu hizmetin karşılığı olarak bir ücret almıyordu.

Bu üniversiteliler, öğrencilere sahip çıkmak için tıpkı esnaflar gibi olağanüstü fedakârlıklar gösterdiler. Bu destanlara mevzu olacak bir Hizmetin ilk tuğlalarıydı. Onları, çizmelerini giymiş bir yurdun inşaatında işçi gibi çalışırken, inşaata kum ve tuğla taşırken, bahçede yurdun öğrencileri için koyun keserken görmek mümkündü. 

Bu manzaralar Ege Bölgesi esnafının, işçisinin, kadınının, erkeğinin bu eğitim kurumla

Bu haberler de ilginizi çekebilir