Nusaybin Eğitim-Sen İlçe Eş Başkanı Kadri Baysal, "Sokağa çıkma yasakları yüzünden 22 iş günü eğitim öğretim aksatıldı. Hükümetin savaş politikaları nedeniyle eğitim öğretimin aksadığı 22 gün suç olmuyor ancak Eğitim Sen'in savaş politikalarına karşı yaşamı ve yaşatmayı savunmak için 3 günlük iş bırakma eylemini suç saymaktadırlar." dedi.

Eğitim Sen üyeleri, Mardin'in Nusaybin ilçesi Barış Parkı'nda bir araya geldi. Nusaybin Eğitim-Sen İlçe Eş Başkanı Kadri Baysal, yaptığı açıklamada şöyle dedi: "10 Ekim 2015 tarihinde Ankara'da barışı haykıran emekçi yoldaşlarımızı bombalayan gerici zihniyeti protesto etmek ve hayatını kaybeden 101 barış severin yasını tutmak için, 12-13 Ekim 2015 tarihlerinde ve yine bölgemizde yaşanan uzun süreli sokağa çıkma yasakları ile bu yasakların uygulandığı şehirlerdeki sivil insanların öldürülmesini, insanların temel haklarının engellenmesini durdurmak için 'Yaşamı ve Yaşatmayı Savunalım' şiarıyla 29 Aralık 2015 tarihinde Eğitim Sen genel merkezinin kararıyla tüm Türkiye'de iş bırakma eylemleri yapıldı. Bu eylemlerimiz, Hükümet tarafından, hükümete karşı yapılan eylemler olarak değerlendirilip, eylemlere katılan üyelerimiz soruşturmalarla korkutmak ve sindirmek istenmektedir.

Nusaybin'de Eğitim Sen'li okul idarecilerinin görevlendirmeleri, Eğitim Sen'li olduklarından dolayı uzatılmamakta ve Eğitim Sen'den istifaya zorlanmaktadır. Eğitim Sen'li üyelerimizin idarecilik görevleri, Eğitim Sen'li olmalarından dolayı üzerlerinden alınmasın ve istifaya zorlanmasınlar. Yine 2015/2016 eğitim öğretimin 2. yarıyılında 4 bin 340 öğrenciden 2 bin civarında 8. ve 12. sınıf öğrencileri eğitimlerini Nusaybin dışında Mardin Yeşilli, Artuklu ve Midyat ilçelerinde devam edeceklerdir. Geri kalan iki bin öğrencinin akıbeti ise belirsiz olacaktır. Bu uygulamanın temel amacı Nusaybin'de uzun süreli sokağa çıkma yasağı olabileceği ihtimalidir. Bir diğer amaç ise Milli Eğitim Bakanlığı yani Hükümetin, sınava giren öğrencilerin yaşayacağı mağduriyetin hukuki sorumluluğu üzerinden atmaktır. Bir diğer durum ise AKP'nin arka bahçesi olan Eğitim Bir Sen'e üye okul müdürlerinin bu öğrencilerle görevlendirilmesidir. Bu okul müdürleri, yöneticisi olduğu okulunu ve öğrencilerini bırakarak, kişisel menfaatleri ve vaat edilen ayrıcalıklarının peşinden gitmişlerdir.

Halk Eğitim Müdürü ve Eğitim Bir Sen Baş Temsilcisi olan birinin, başka okulların öğrencilerinin başına müdür olarak görevlendirilmesi mantığını da çözebilmiş değiliz. Eğer temel amaç, öğrencilerin başında bir idarecinin olması ise olması gereken; öğrenci gönderen her okuldan sadece bir müdür yardımcısının görevlendirilmesi ve okul müdürünün, Nusaybin'de kendi okulunda 5, 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin ve ilçe dışına çıkmayan 8. sınıf öğrencilerinin başında durup, okulun idaresini yürütmektir. Buradan İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Eğitim Bir Sen'li yöneticilerini uyarıyoruz; hak ve adaleti, kişisel çıkarlarınıza heba etmeyiniz.

Sokağa çıkma yasakları yüzünden 22 iş günü eğitim öğretim aksatıldı. Hükümetin savaş politikaları nedeniyle eğitim öğretimin aksadığı 22 gün suç olmuyor, ancak Eğitim Sen'in savaş politikalarına karşı yaşamı ve yaşatmayı savunmak için 3 günlük iş bırakma eylemini suç saymaktadırlar. Yedi Haziran'dan bu yana KESK ve Eğitim Sen'e yönelik baskı ve sindirme politikası çerçevesinde Mardin geneli üyelerimizden; memuriyetten men ve sürgünle cezalandırılmak istenen 8 kişi, kademe ilerleme ve durdurma cezası 2 kişi, örgüt kurma ve yönetmekle suçlanan 3 kişi, seçimlerde sandık kurulu görevlisi olarak çalışan 150 kişi, greve katılan ve okul yöneticisi olup görevi uzatılmayan 97 kişi, greve katılan üyelerden 350 kişi Nusaybin'de olmak üzere Mardin geneli 2 bin 200 kişi hakkında adli ve idari soruşturma açılmıştır.

Böylece AKP Hükümeti, muhalif kesimleri susturmak, savaş politikalarını itiraz etmeksizin uygulamak istemektedir. Bedeli ne olursa olsun Eğitim Sen, haksızlıkların ve adaletsizliklerin karşısında susmayacak ve susturulmayacak. Bu baskı ve sindirmelere boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz. Baskılar bizi yıldıramaz, yaşasın örgütlü mücadelemiz." Açıklamadan sonra grup sesiz bir şekilde dağıldı.
CİHAN