Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını yapan emniyet mensuplarının yargılandığı davayı değerlendiren savunma avukatları, yargılamaya ilişkin tepkilerini dile getirdi. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, dava konusu eylemlerde ne iddianamede, ne de emniyet raporlarında cebir ve şiddet bulunmadığı için davanın başka mahkemeye gönderilmesini isteyeceklerini dile getirdi. Avukat Murat Erdoğan ise avukatlar olarak dosyaya ilişkin gerekçelerini sunarken konuşmaların kısa tutulması yönünde taleple karşılaştıklarını, bu durumun savunmanın özüyle bağdaşmayacağını söyledi.
Bugün başlayan davanın ilk duruşmasına verilen ara sırasında Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) değerlendirmelerde bulunan avukatlar tepkilerini dile getirdi. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, mahkemenin 25 Aralık soruşturmasının darbe mi yoksa yolsuzluk soruşturması mı olduğunu yargılayacağını belirterek şöyle konuştu: "Şu ana kadar mahkeme usulü itirazları değerlendiriyor. İkinci aşamada bizim de yapacağımız itirazlardan biri görev itirazı. Mahkeme, evet hükümeti yıkmakla ilgili bir suç varsa bu suça bakmakla görevli ama bu suçun asli unsuru cebir ve şiddet içerikli bir eylemin olmasıdır. Ne iddianamede, ne iddianameye dayanak yapılan emniyet raporlarında, ne müvekkilim ne diğer sanıklar tarafından, ne de hizmet hareketi olarak adlandırdığımız sivil hareketin herhangi bir mensubu tarafından bugüne kadar cebir ve şiddet içerikli herhangi bir eylem olmadığı net bir şekilde ortaya konuluyor. Eğer cebir ve şiddet içerikli eylem yoksa siz hükümeti yıkmaya yönelik bir teşebbüsten bahsedemezsiniz. Türk Ceza Kanunu yürürlükte ise, varsa, işliyorsa biz bu yüzden böyle bir itirazda bulunacağız. Hizmet Hareketi ve Sayın Gülen'in bu zamana kadar cebir ve şiddet içerikli eylemlerinin olmadığı tam tersine cebir ve şiddet içerikli eylemlerden sakınılması, kaçınılması yönünde telkinlerinin bulunduğunun izah edilmesi suretiyle, bu mahkemenin görevsiz olduğunu söylemek suretiyle başka mahkemeye gönderilmesini talep edeceğiz." dedi.
Emniyet mensuplarının avukatlarından Murat Erdoğan ise duruşmada avukatların gerekçelerini dile getirirken konuşmaların kısa tutulması yönünde uyarıldıklarını ancak bu durumun savunmanın özüyle bağdaşmayacağını söyledi. Salondaki fiziki şartların da yetersiz olduğunu anlatan Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Adliyedeki salonun fiziksel şartları çok uygun değil. Bu konuda bir avukatın başvurusu oldu zaten. Müşteki ve sanık avukatları yan yana oturmak zorunda kalıyor. Bu da savunma hakkının özünün ihlali anlamına geliyor. Daha önce mevcut heyetin Silivri'deki duruşma salonunun tahsisi yönünde talep yaptığını bilmemize rağmen bu celse ne hikmetse salonun yeterli olduğu ve buna gerek duyulmadığına dair karar tesis etti. Bu da ne yazık ki heyetle ilgili bizim şüphelerimizin artmasına sebep olan bir durum."
Taleplere ilişkin gerekçelerini anlatırken mahkeme tarafından kısa tutulması yönünde bir tavırla karşılaştıklarını belirten Erdoğan, "220 klasörlük bir dosyada gerekçenin biraz uzun olması gerekiyor ve bunlar biraz zaman alır. Gerekçelerimizi sunmak istediğimizde kısa kesilmesi, savunmanın özüyle uyuşmayan bir tepki ile karşılaştık mahkeme başkanından. Bu tepki fiziksel şartların düzeltilmesiyle ilgili talebin yenilenmesinde de aynen tekrarlandı. Hatta müvekkillerle ilgili öğle arasında insani bir ihtiyaç olan yemek verilmesiyle ilgili insani bir talebimiz söz konusuydu. Bunda da olumsuz tepki ile karşılaştık." değerlendirmesinde bulundu.
CİHAN