Kadıköy Yeldeğirmeni'nde kar topu tartışması sonrası bıçaklanarak öldürülen gazeteci Nuh Köklü cinayetine ilişkin davanın ikinci duruşması görüldü.
Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Nuh Köklü'nün yakınları, avukatları ve CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş katıldı. Duruşmanın ardından Nuh Köklü'nün ağabeyi Sedat Köklü, Avukat Ümit Abanoz ve Barış Yarkadaş adliye önünde açıklama yaptı. Bu davanın kamuoyu gündeminde tutulması gerektiğini belirten Barış Yarkadaş, "Nuh Köklü'nün katilinin bir an önce ceza almasını söylüyoruz. Az önce avukat arkadaşlarımızın getirdiği video kaydı cinayetin nasıl işlendiği noktasında hiç bir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ortaya koymuştur. Cinayetin nasıl işlendiği Nuh'un nasıl katledildiği açıkça görüşmüştür. Ancak bu davada bir karatma şüphesinin olduğunu da söylemeden geçemeyeceğiz.
Nuh Köklü arkadaşımızın katledilmesinin ardından açılan davaya ilişkin avukatların gayretli çalışmaları sonucu sanığın ağabeyinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a BİMER üzerinden mektup yazdığı ve mahkeme için destek istediği ortaya çıkmıştır. Biz ilk mahkemenin ardından yani 6 ağustos tarihinde bu bilgiler açığa çıktıktan sonra bu mektubun neden yazıldığın, bu mektupla ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yada yakınlarının bu davaya müdahil olup olmadıklarını, yargı üzerinde bir baskı kurup kurmadıklarını başbakan Ahmet Davutoğlu'na bir soru önergesiyle yönelttik. Bu soru önergemiz şu anda Ahmet Davutoğlu'nun önünde, sayın Davutoğlu halen bu sorulara cevap verebilmiş değil." ifadelerini kullandı.
DOSYAYA BAKACAK OLAN SAVCININ GÖREV YERİ DEĞİŞTİ
Yarkadaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bundan daha vahimi bu mektupla ilgili avukatların yaptığı suç duyurusuna ilişkin herhangi bir dosyada açılmış değil. Dosyaya bakacak olan savcının görev yeri değişti. Bu savcı neden görev yerinden alındı, neden başka bir yere gönderildi? Ayrıca bugün yine bir hakimin değiştiğini görüyoruz ve bunların tamamı bizde acaba, birileri yargıya müdahil mi oluyor, bu davayı yönlendirmeye mi çalışıyor yada bu davaya ilişkin kanıtların ortadan kaldırılmasını mı istiyor sorularını da beraberinde getiriyor. Zira Nuh'un katledildiği gece sanığın cinayet anından önce bana hiçbir şey olmaz göreceksiniz, hepinizi öldüreceğim diyerek aşırı bir özgüvenle hareket etmesi de kuşkularımızı artırıyor."
'SANIK, KİME YA DA KİMLERE GÜVENMEKTEDİR?'
"Sanık kime yada kimlere güvenmektedir?" diye soran Yarkadaş, "Güvendiği kişiler acaba bu davaya müdahil olarak cinayetin üzerini örtemeye çalışmakta mıdır? Bu soruların bir an önce yanıt bulması ve kamuoyunun Nuh Köklü cinayetini yakından izlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Nuh Köklü'yü ölüme götüren süreç basit bir kavga değil, AKP iktidarının bu ülkede yarattığı siyasal dilin, öfkenin, nefret suçlarının bir sonucudur. Esnafa polislik, askerlik görevi veren siyasiler bu cinayete adeta zemin hazırlamış, suç ortaklığı yapmışlardır.
Ahmet Davutoğlu'nun sanığın ağabeyinin Cumhurbaşkanına yazdığı mektupla ilgili yönelttiğimiz sorulara acilen cevap vermesini bekliyoruz. Sanık hangi güvenle cumhurbaşkanından hangi desteği istemiştir, bunun karşılığında herhangi bir destek verilmiş midir? Ahmet Davutoğlu bu soruları yanıtlamaktan neden kaçmaktadır? Nuh Köklü'nün avukatlarının şikayeti üzerine BİMER'e yazılan mektuba ilişkin herhangi bir soruşturma açılmadığı gibi, suç duyurusunu kovuşturacak olan savcının görev yeri de değiştirilmiştir. Bunun da cevabının bir an önce kamuoyuna açıklanması gerekir. Bu soruların yanıtlarını bekliyor, kamuoyundan ve meslektaşlarımızdan da aynı duyarlılığı göstermelerini rica ediyoruz. Çünkü bugün Nuh'un başına gelenler, aynı nefret dilinin sürmesi halinde başka insanların, başka gazetecilerin başına gelebilecektir." diye konuştu.
CİHAN