Öneriler arasında açıklığa kavuşturulması gereken birçok soru işareti bulunuyor.
AP'nin nisan ayında yapılacak ulusal kongresinde son şeklinin verileceği 99 maddelik uyum önerileri arasında 600 saat zorunlu dil kursu ve akabinde vatandaş olmak isteyenlere yazılı ve sözlü dil ve
Norveç hakkında genel bilgiler (sosyal bilgiler) testi mecburiyeti bulunuyor. Ayrıca kuzenler arasında evlilik yasağı, çocuklar için okul öncesi Norveççe anlama ve konuşma şartının yanı sıra polis,
avukat ve hâkimler için dini sembollerin
yasaklanması gibi maddeler öne çıkıyor.
İşçi Partisi Entegrasyon Komitesi tarafından hazırlanan raporu, partisinin
yönetim kurulu toplantısında sunan AP'li
Dışişleri Bakanı ve Entegrasyon Komitesi Başkanı Jonas Gahr Støre, raporun
topluma ve çalışma hayatına katılma fırsatları sunduğuna vurgu yaparak, raporun temelini dilin ve Norveç hakkında genel bilgilerin oluşturduğunu söyledi.
NORVEÇCE KONUŞABİLMEK 'TOPLUMA GİRİŞ BİLETİ'DİR
Norveçce konuşabilmeyi 'topluma giriş bileti' olarak değerlendiren Bakan Jonas Gahr Støre, "
Okula ve işe başlamadan Norveçce dil eğitimi programlarını güçlendireceğiz. Norveçce öğrenmek bir hak değil aynı zamanda bir görev olmalı." diye konuştu.
Ülkenin birlik ve bütünlüğü için entegrasyonunun sağlanması gerektiğini dile getiren Bakan Støre, "İsteklerimiz olacak ancak karşılığında da imkânlar sunacağız. Uyum için bunu yapacağız. Amacımız küreselleşme çağında;
demokrasi, evrensel
insan hakları,
özgürlük, eşitlik ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir sistemle, Norveç'i dünyanın en kapsayıcı toplumu yapmak." dedi. Støre, bu değerlerin entegrasyon politikalarının temelini oluşturduğunu da sözlerine ekledi.
Dışişleri Bakanı Store'nin "Yeni Norveçliler – Biz" ismini verdiği çalışma, hem Konservatif Parti (Høyre) hem de göçmen karşıtı Gelişim Partisi (Fremskrittspartiet, Frp), tarafından olumlu
yanıt buldu.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Høyre Partili
Meclis ikinci Başkanı Per-Kristian Foss, raporda yer alan tekliflerin büyük çoğunluğunun Høyre Partisi Lideri Erna Solberg'in önceki hükümet döneminde önerdiği maddeler olduğunu söyledi. Foss, Ap'nin sonunda orta yolu bulduğunu da sözlerine ekledi.
Dagsavisen gazetesine konuşan aşırı sağ FrP'nin Entegrasyon Sözcüsü Per Willy Amundsen de kendilerinin yıllardır seslendirdiği, kuzenlerin evliliklerinin yasaklanması, imamlara ve vatandaş olmak isteyenlere Norveçce dil kursu mecburiyeti getirilmesi gibi konuların ehemmiyetini Ap'nin yeni anladığını ileri sürdü.
Türk kökenli politikacılar Sosyalist Sol Parti'nin (SV) Etnik
Eşitlik Komisyonu Başkanlığını da yürüten
Oslo Eyalet Meclis Üyesi Gülay Kutal ve Høyre mensubu Oslo Eyalet Meclisi üyesi Mertefe Bartınlıoğlu da konuyla ilgili Cihan'a açıklamalarda bulundu.
Ap'nin göçmen kökenli kişilerin topluma entegrasyonu ile önerilerinin çoğunu yerinde bulduğunu söyleyen Gülay Kutal, "Örneğin göçmen kökenlilerin iş bulmalarının kolaylaştırılması, daha önceki eğitimlerinin daha çabuk ve yetkin bir biçimde değerlendirilmesi, gençlerin lise eğitimini tamamlamalarının sağlanması, göçmen kökenli kadınların iş hayatına girmeleri için gerekli olan vasıflara kavuşturulması gibi konularda biz de çok benzer biçimde düşünüyoruz." dedi.
İŞÇİ PARTİSİ İLE AYRILDIĞIMIZ PEK ÇOK KONU DA VAR
İşçi Partisi ile ayrıldıkları pek çok konunun da olduğunu belirten Kutal sözlerini şöyle sürdürdü: "Örneğin SV anadil eğitiminin ilkokullara yeniden girmesini istiyor. AP ise anadil eğitiminin koşullu olarak, çocuklar ancak Norveççeyi öğrenene kadar verilmesi gerektiğini söylüyor. SV
aile birleşmesi için koyulan tüm koşulların, örneğin gelir düzeyi sınırının kaldırılmasını isterken, AP yurtdışından eş getirilmesi durumunda gelir düzeyi sınırının daha da yüksek tutulmasını öneriyor. SV çift vatandaşlık önerirken, AP vatandaşlık için sınav zorunluluğu öneriyor. SV'nin programında
ırkçılıkla mücadele önemli bir yer tutarken AP'nin önerileri içinde "ırkçılık" sözcüğü geçmiyor. Hem AP'nin hem de SV'nin programlarında geçen "ayrımcılık" sözcüğü de göçmenlerin uğradığı haksızlıklara işaret ediyor ancak göçmenleri etnik kökenleri ya da dinleri dolayısıyla hor gören "ırkçılık" sözcüğünü kullanmanın bu konuya odaklanmak ve bununla mücadele etmek açısından son derece önemli olduğunu düşünüyorum."
DİL SINAVI ENTEGRASYON SÜRECİNİ OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR
"Vatandaş olabilmek için dil ya da başka bir sınavdan geçilmesi önerisini yersiz ve gereksiz buluyorum." diyen Türk kökenli politikacı Kutal, hata payı çok olan böyle bir
uygulamanın entegrasyon sürecini olumsuz yönde etkileyebileceğinin altını çizdi.
Kutal bu konudaki görüşlerini şöyle sıraladı: "
Sınav olacaksa çifte vatandaşlık yolunun da açılması gerekir.
Göçmen kökenli insanlar ancak o zaman sınav uygulamasının aslında "iyi niyetli" bir uygulama olduğunu düşünür. Başkanı olduğum SV'nin Etnik Eşitlik Komisyonu'nun da bir beyanında belirttiği gibi, sınav olacaksa en azından şu koşulların da gerçekleşmesi gerektiğine inanıyorum:
Kurs parasız olmalı, herkesin birikimine, eğitimine, yaşına vs. göre uygulamalı eğitim ve sınav olmalı, sınavın belli bir "müfredatı" yani sınavdan geçilecek konuların bir sınırı, başı ve sonu olmalı, ayrımcılığı önlemek için
okuma-yazma bilmeyenlere yönelik sınav üzerinde iyice çalışılmalı, amaç her zaman sınavı alanın sınavdan geçmesi olmalı ve göçmen kökenli insanların kendilerinin vatandaşlığa "istendiği" yolunda bir izlenim yaratılmalı."
YAŞLILARA SINAV AZABI ÇEKTİRMENİN ANLAMI YOK
SV'nin dil ve "introdüksjon" kurslarının Norveç'te yaşayacak herkese ücretsiz olarak verilmesini istediğini kaydeden Kutal, bu tür kursların son derece olumlu ve yapılması gereken kurslar olduğunu belirterek, "ama iki yıllık dil kurslarından sonra Norveççe hala sadece "nasılsın, iyi misin?" diyebilen
yaşlı göçmenlerin olduğunu biliyoruz. Bu elbette onların yeteneksizliklerinden kaynaklanmıyor. Yaş ilerledikçe yeni bir dil öğrenmenin zorlaşmasından kaynaklanıyor. Bu insanları sınav azabına sokmanın, böyle bir telaşla dil kurslarına yollamanın onların topluma entegre olma motivasyonunu arttırmak yerine, toplumdan ve Norveç devletinden soğuma, kendisinin Norveç vatandaşı olmasının aslında istenmediği yönünde düşünmesine yol açabileceğini düşünüyorum. Bu da elbette entegrasyon arzusunu zedeler, kanımca faydadan çok zarara yol açmış olur." diye konuştu.
KUZEN EVLİLİĞİ DAHA ÖNCE DE NORVEÇ'TE YASAKLANMIŞ
Yasaklanması düşünülen kuzen evliliğine de değinen Kutal, "5. Christian döneminde, 1697 yılındaki Norveç Yasası'nda, 'kan utancı' (blodskam) şeklinde nitelendirilen akraba içi evliliğin, üçüncü dereceden kuzenler arası evliliğin bile yasak edilmiş olduğunu görüyoruz. Sonra 1800'lü yıllarda bu uygulama, kilisenin kuzen evliliği yapmak isteyenlere kiliseye ödenecek para karşılığı izin vermeye başlamasıyla yavaş yavaş ortadan kalkmış. Yani kuzen evliliğinin yasak oluşu Norveç için yeni bir konu değil. Kuzen evliliğinden doğan çocukların engelli olma oranının daha yüksek olduğunu biliyoruz. Ancak yine de bu önemli bir sorun ve ben bu sorunun ancak eğitim ve ikna yoluyla çözülebileceğine inanıyorum." dedi.
Entegrasyon konusunda Türkiyeli göçmenlerin kat etmesi gereken çok uzun bir yolun olduğunu vurgulayan SV'li politikacı, özellikle demokratik süreçlere ve partilere katılıma, seçme ve seçilme hakkının kullanılma oranının artırılması, demokratik hak ve görevler konusunda bilgi sahibi olunmasının ve bunların yerine getirilmesinin son derece önemli olduğunu düşündüğünü söyledi.
ENTEGRASYON NASIL SAĞLANIR?
Entegrasyonun iki taraflı bir süreç olduğuna inandığını kaydeden Kutal, "Bu, hem toplumun çoğunluğunun hem de göçmen kökenli azınlıkların uyum göstermesi anlamına geliyor. Özlenen bir uyum için resmi makamların göçmen kökenli kişilerin toplumun dışına atılmasını, ikinci
sınıf vatandaş haline gelmesini engellemek için dil eğitimi, iş konusunda vasıflı hale getirme, lise eğitiminin tamamlanması,
ucuz yuva ve SFO gibi imkanlar sunması gerekiyor. İşverenlerin işyerlerindeki ayrımcılığı önlemesi, sıradan insanların ırkçılığa karşı mücadele etmesi gerekiyor. Buna karşılık, Norveç'e başka
ülkeden gelip burada yaşamayı seçen insanların Norveççe öğrenmek ve iş hayatına katılmak gibi amaçları olmalı. Norveç
sivil toplum örgütlerinin, insanlar arasındaki dayanışmanın son derece olumlu etkiler yaratabildiği, sonuçlar getirebildiği bir ülke. Bu noktada kendisi için iyi olanı özlemek kadar, toplum için iyi olanı özlemek kaygısı da var. Göçmen kökenliler de bu tür dayanışmaların içine girmeli, okul aile birliklerine,
spor ve kültür derneklerine,
apartman yönetimlerine, partilere... Kısacası toplumun değişik kesimlerinin bir araya geldiği tüm alanlara katılmaktan çekinmemeliler. İçinde yaşadıkları toplumu, Norveç kültürünü, kurallarını, dinini, adetlerini tanıyıp anlamaya özen göstermeliler. Ancak böylelikle kendi adetlerini daha iyi koruyup savunabilir, kendi kimliklerini daha güvenli bir şekilde oluşturabilirler kanısındayım." şeklinde ifadelerde bulundu.
Høyre Partili Oslo Eyalet Meclisi üyesi Mertefe Bartınlıoğlu da Høyre'nin öncelikle bireyi, bireysel özgürlük ve
seçim hakkını önde tutan bir parti olduğunu belirterek, 99 maddelik entegrasyon önergesi içinde katıldığı ve soru işareti koyduğu maddelerin olduğunu söyledi.
Partisinin kurs konusuna sıcak baktığını ancak 600 saat kursun dayatılmasına karşı çıktığını belirten Bartınlıoğlu, "Bizim için önemli olan kursu alan kişinin imtihanı verebilmesidir yani eğer herhangi bir birey imtihanı verebilecek düzeye; örneğin 200 veya 300 saate ulaştı ise, onu 600 saatlik bir kursta zorunlu olarak tutmak, yapıcı bir tutum olmamakla beraber, topluma iş gücü olarak dönecek bir kaynağı engellemekten başka bir yaklaşım değildir." dedi.
Bu ülkeye geç yaşlarında gelen veya eğitim düzeyi kısıtlı olan birçok
yabancı kökenli vatandaşın bu imtihanları verebilmekte zorlanacağının dikkate alınması gerektiğini ifade eden Bartınlıoğlu, "Testler belli yaş grupları ve eğitim düzeyleri düşük vatandaşlar için, sözlü ve daha temel, basit sorularla düzenlenebilir.
Meslek olarak şoförlüğü
tercih etmiş bir vatandaş ile avukat veya bürokrat olarak çalışmak isteyen bir vatandaşın dili, iş hayatında kullanım düzeyleri ve ihtiyaçları birbirinden çok farklıdır. Önemli olan bu vatandaşları çalışacakları işlerde yeterli olacak kadar Norveççe öğrenmelerini sağlamak ve bir an önce onları iş hayatına kazandırmak olmalıdır." diye konuştu.
Bartınlıoğlu, kuzen evliliği ile ilgili partisinin; kişisel seçim hakkına saygı unsuru göz önüne alınarak, çoğunluk oyları ile yasağa
destek vermediğini hatırlattı.
Ap'nin entegrasyon hareket planı şöyle:
İşçi Partisi'nin Entegrasyon Komitesi tarafından hazırlanan raporun temelini Norveç hakkında genel bilgi ve Norveçce dil bilgisi oluşturuyor. Önemli maddeler arasında şunlar yer alıyor:
- Norveç'e gelen herkese zorunlu 600 saat dil kursu şartı.
- Dört yaşından itibaren çocuklara dil eğitimi verilecek. Dil becerileri yeterince iyi olmayan çocuklara dil desteği sağlanacak. Bunun bir parçası olarak ücretsiz kreşler daha da yaygınlaştırılacak ve 3 yaşı da içerecek.
- Özel ve dini okullar sıkı teftişten geçirilecek. Entegrasyonu engelleyici müfredatlar gözden geçirilecek. "Çocukların etnik kökeni ve ebeveynlerinin inançları ne olursa olsun aynı okulu paylaşmalarında büyük avantajlar var. Okullardaki topluluk ruhu ve
işbirliği Norveç toplumunda daha az çatışmaların yaşanmasına katkıda bulunur. Bundan dolayı birçok özel dini okulun açılmasına şüpheci yaklaşıyoruz" raporda yer alan bu ifadelerden anlaşılacağı üzere özel ve dini okulların entegrasyona engel teşkil ettiğine vurgu yapılıyor.
- Raporda, Norveç'te 6 aydan fazla çalışacak bütün dini liderlerin zorunlu Norveççe kursu ve Norveç toplum bilimi derslerini alması da öneriliyor.
- Dini faaliyette bulunan kuruluşların
ekonomik durumlarının şeffaflığını sağlamak için kontroller sıkılaştırılacak.
CİHAN