ABD’nin prestijli yayın organlarından New Yorker’dan Dexter Filkins bir yazı yazarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Zarrab ve Atilla’nın davalarından çekindiğini ve bu çekingenliğin ardında gizli olan bir dizi de neden saydı.
New York’ta federal suçlamalara muhatap olan Türk-İranlı işadamı Reza Zarrab’ın gizemli davası, son birkaç haftadır ilginç gelişmelere sahne oldu.
Zarrab, 2016 Mart’ından beri Manhattan’daki Metropolitan Islah Merkezi’nde duruşma bekliyor. Bu süreçte kendisi ve davası hakkındaki sorular -ve komplo teorileri- çoğaldı. Tutuklandığında Zarrab az ya da çok Türk hükümetinin himayesinde yaşıyordu ve bu himayelikten dolayı ABD hükümetinin dikkatini çekiyordu. O halde neden Miami’ye uçtu? Zarrab, FBI ajanlarına Disney World’e bir aile gezisi yapmakta olduğunu söyledi. Ancak davayı takip eden pek çok Türk, Zarrab’ın Amerikan savcılarıyla anlaşma yapmak için ABD’ye uçtuğuna inanıyor.
Neden bunu yapsın ki? Herhangi bir anlaşma yapılıp yapılmadığı belli değil ancak Amerikan savcılarının Zarrab’ın rüşvet verdiğini belirttiği birkaç üst düzey hükümet yetkilisini olaya dâhil etmek için muhtemelen elinde yeterli kanıt bulunuyor. Savcılar, New York’taki federal yargıca “Zarrab’ın muazzam servetini sadece birkaç ev, yat almak için değil, aynı zamanda Türkiye’deki yolsuzluğa bulaşmış politikacılara ulaşmak için kullandığını” söylüyor.
Zarrab’ın ABD’de tutuklanması darbeye teşebbüsten birkaç ay önce gerçekleşti. O zamandan beri Erdoğan, Zarrab’a arka çıkmaya çalışıyor. Geçen yıl Türk hükümeti ABD Başsavcısı Loretta Lynch’den Zarrab’ın serbest bırakılmasını istedi. Erdoğan, konuyu geçtiğimiz Eylül ayında yeniden gündeme getirdi ve akabinde Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüştü. Erdoğan, Zarrab’ı tutuklatan savcı Preet Bharara ve davaya bakan hâkim Richard Berman’ın, “terörist” olarak tanımladığı Gülen hareketi ile bağlantılı olduklarını ve Gülen hareketi tarafından desteklendiklerini iddia etti.
Erdoğan, yıllarca cezaevinde kalacak olan Zarrab’ın sonunda konuşacağından mı korkuyor?
Erdoğan Zarrab davası ile neden bu kadar çok ilgileniyor? Bunun nedeni Erdoğan’ın sadece sadık bir dost olması olabilir mi? Ancak Türk savcılarının Zarrab aleyhindeki ilk davada buldukları deliller, Erdoğan’ın kendisi veya ailesinin Zarrab’ın entrikalarına dâhil olabileceğini gösteriyor. Belki de Erdoğan, yıllarca cezaevinde kalan Zarrab’ın sonunda konuşacağından korkuyor.
Miami’de tutuklanmasının ardından Zarrab, New York’taki en pahalı bazı avukatları tuttu. Avukatlar konforlu bir kefalet uzlaşması sağlamaya çalıştılar fakat başarısız oldular. Bilahare davanın tamamen reddi için uğraştılar ancak başaramadılar. Sonra Zarrab davasında bir dizi duruşma yapıldı. Geçen ay ise dramatik gelişmeler yaşandı. Zarrab avukatlarının çoğunu görevden aldı ve Başkan Trump’ın güvendiği kişilerden olan Rudy Giuliani’yi ve eski ABD Başsavcısı Michael Mukasey’i tuttu. Ardından Trump, Zarrab’ı ilk suçlayan Savcı Bharara’yı görevden aldı. Hasım bir savcıyı sürecin dışına itmekle ve Trump’a yakın bir hukukçu ekibini tutmakla Zarrab, savcılık ile iyi bir anlaşma umuyor olabilir.
Giuliani ve Mukasey’in davaya ilişkin olarak Erdoğan ile görüşmek üzere Şubat ayında Türkiye’ye gittikleri ortaya çıktı. Zarrab’ın avukatlarından biri bu görüşmeye ilişkin olarak duruma “diplomatik bir çözüm” aradıklarını söyledi. Yargıç Berman ise Giuliani ve Mukasey’in davadaki rolleri hakkında daha fazla bilgi sunulmasını istedi.
Son olarak, bu gizem yeni bir aşamaya geçti. Geçen ay F.B.I. ajanları, savcıların Zarrab’ın “altın karşılığı petrol” işlemlerini akladığını iddia ettikleri Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’yı New York’taki Uluslararası Havaalanı J.F.K’ya geldiğinde tutukladılar.
Atilla hakkındaki dava, Zarrab’ı suçlamak için kullanılan -dinlenen telefon görüşmeleri- çok sayıda aynı kanıt üzerine kuruldu (Perşembe günü Atilla, yapılan suçlamalar karşısında suçsuz olduğunu iddia etti).
Neler oluyordu? Atilla sadece J.F.K’ye mi uçacaktı? Eski müşterisinin bir yıl önce kamu davasında tutuklanmış olmasını umursamıyor muydu? Yoksa işin içinde daha karanlık bir şeyler mi vardı?
Türk hükümeti Atilla’nın tutuklanmasından hoşnut olmadı zira. Halk Bankası, ülkedeki en büyük finansal kuruluşlardan biri. Türkiye’de bugünlerde yanlış olan neredeyse herşeyde olduğu gibi bu olayda da ülke liderleri Gülen’i sorumlu tutuyorlar. Başbakan Binali Yıldırım, Atilla’ya yapılanın “Gülen hareketinin başka bir planı ve hilesi olduğunu” söylüyor
Çeviren: Veysel Karacabeyli/Wasington Hattı