New York Times'ta Tim Arango imzalı analizde, Türkiye'nin içinde bulunduğu sosyolojik durumla ilgili önemli bir tespit yer aldı.

Belki biri bitmeden öteki başlayan çok sıcak gelişmelerin arasında asıl tehlikeyi ıskalıyoruz.

AKP'nin son dönemde kendisine oy veren kitleyi zinde tutmak, onları bir an olsun boş bırakmamak için sürdürdüğü kutuplaştırıcı ve ötekileştirici politikalar, artık yaşadığımız büyük felaketlerde bile bizi bir araya getirmeye engel oluyor.

Ankara'da yaşanan ve 97 kişinin hayatını kaybettiği katliam sonrası NYT'de çıkan analizde, Türkiye'de bu denli büyük bir trajedinin ardından bile birlik ve beraberlik ortamının artık sağlanamadığına dikkat çekiliyor. Söz konusu analizde buna gerekçe olarak da Erdoğan ve AKP'nin kutuplaştırıcı politikaları neden gösteriliyor.

Evet, gündelik hengamenin, aktüelin dışına çıkıp, belki bir adım geriye adım atıp resmin bütününe baktığımızda bizi bir arada tutan fay hatlarının teker teker kırıldığı ortaya çıkıyor.

Toplumsal yaşamın baskın karakteri olarak nitelendirdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın saldırılarla ilgili kısa bir yazılı açıklama yaptığına dikkat çeken Tim Arango’nun ele aldığı yazıdan önemli noktalar ise şunlar;

“Analistler, bu denli büyük bir trajedinin ardından bile, Türkiye’de birlik ve beraberlik ortamının sağlanamamasına neden olarak, Erdoğan ve AKP yönetiminin takındığı ayrılıkçı politikaları gösteriyor.

Bir cumhurbaşkanın görevi, siyasi münakaşalara girmemektir. Fakat analistler, Erdoğan’ın bu büyük trajedinin ardından ülkede huzuru sağlamayacağını çünkü kendisinin aşırı ayrılıkçı bir karaktere büründüğünü söyledi.

Türkiye’de keskin toplumsal ayrışmalar uzun süredir devam ediyor, fakat Erdoğan bu tip sorunları çözüme ulaştırabileceğinin sinyallerini, Kürtlerle barış arayarak, dinsel nedenlerden ötürü baskıya maruz kalan gruplara arka çıkarak ve ekonomiyi canlandırarak, geçmişte vermişti.

Tüm bunlar geçtiğimiz senelerde tersine çevrildi. Erdoğan, şimdiyse, önceki senelerde kendisini destekleyen birçok kimsenin desteğini kaybetmiş durumda. AKP Hükümeti, gazetecileri tutukladı, siyasi amaçlardan etkilenen vergi soruşturmalarıyla iş adamlarının peşine düştü ve göstericilere sert müdahalelerde bulundu.

Analistler, 1 Kasım’da gerçekleştirilecek erken seçim öncesi, ülkedeki siyasi ortamın infial sınırında olduğunu belirtti.

Türkiye, IŞİD’den PKK’ya, birçok güvenlik tehdidiyle karşı karşıya. Buna rağmen, Ankara’da yaşanan terör saldırısının akabinde toplumun her kesiminden gelen tepkiler gösterdi ki, Türkiye en çok kendisiyle bir savaş içerisinde.’