Perşembe günü savaş kabinesi üyelerine sunulan plana göre İsrail, Filistinlilerin bağımsız bir devlet oluşturmak istediği işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze dahil Ürdün'ün batısındaki tüm topraklar üzerinde güvenlik kontrolünü sürdürecek.
Listelenen uzun vadeli hedeflerde Netanyahu, Filistin devletinin "tek taraflı tanınmasını" reddediyor. Filistinlilerle anlaşmaya ancak iki taraf arasında doğrudan müzakere yoluyla ulaşılabileceğini söylüyor ancak 'Filistinli tarafın' kim olacağını belirtmiyor.
Netanyahu, 'Gazze'yi askerden arındırma' ve 'radikalleşmeyi engellemeyi' orta vadede ulaşılacak hedefler olarak sıralıyor.
Bu ara aşamanın ne zaman başlayacağı veya ne kadar süreceği konusunda da ayrıntılı bilgi vermiyor. Ancak İsrail'in saldırılarıyla yerle bir edilen Gazze'nin yeniden inşa ve rehabilitasyonunu, kentin tamamen silahsızlandırılması şartına bağlıyor.
Netanyahu, İsrail'in bölgenin güneyindeki Gazze-Mısır sınırında varlık göstermesini ve Refah sınır kapısı da dahil olmak üzere 'kaçakçılık' girişimlerini önlemek için bu bölgede Mısır ve ABD ile işbirliği yapmasını öneriyor.
Netanyahu, kamu düzenini korurken Gazze'deki Hamas yönetimini değiştirmek için "terörist ülke veya gruplarla bağlantısı olmayan ve mali açıdan desteklenmeyen" yerel temsilcilerle çalışmayı öneriyor.
BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'nın (UNRWA) kapatılması ve yerine başka uluslararası yardım gruplarının kurulması çağrısında bulunuyor.
Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, "Başbakan'ın ilkeler belgesi, savaşın hedefleri ve Gazze'deki Hamas yönetiminin yerine sivil bir alternatif getirilmesi konusundaki geniş kamuoyu konsensüsünü yansıtıyor." ifadesine yer verildi.
Belge, konuyla ilgili bir tartışma başlatılması için güvenlik kabinesi üyelerine dağıtıldı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Sözcüsü Nabil Ebu Rudeyne, Reuters'a, Netanyahu'nun teklifinin ve İsrail'in Gazze'deki coğrafi ve demografik gerçekleri değiştirmeye yönelik her türlü planının başarısızlığa mahkum olduğunu söyledi.
Ebu Rudeyne "Dünya gerçekten bölgede güvenlik ve istikrar istiyorsa, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline son vermeli ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletini tanımalıdır" dedi.
Gazze'deki savaş, İsrail'in ana destekçisi ABD de dahil olmak üzere, onlarca yıldır devam eden İsrail-Filistin çatışmasının nihai hedefi olarak iki devletli çözüme yönelik uluslararası çağrıları yeniden canlandırdı. Ancak bazı üst düzey İsrailli politikacılar buna karşı çıkıyor.
İki devletli çözüm uzun zamandır bölgede Batı'nın temel politikası oldu ancak 1990'ların başında Oslo Anlaşmalarının imzalanmasından bu yana Filistin devletinin kurulması konusunda çok az ilerleme kaydedildi.
Hamas yeni ateşkes önerisini bekliyor
Reuters'a konuşan bir Hamas yetkilisi, Hamas'ın Kahire'deki ateşkes görüşmelerini tamamladığını ve şimdi İsrail'le hafta sonu yapılan görüşmelerden arabulucuların ne getireceğini görmeyi beklediğini söyledi.
Arabulucular, İsrail'in Mısır sınırındaki Refah kentine yönelik saldırısını önleme umuduyla, Gazze'de ateşkes sağlama çabalarını hızlandırdı.
İsrail, kısa sürede ateşkes anlaşmasına varılamaması halinde Refah semtine saldıracağı tehdidinde bulunuyor.
Washington, İsrail'e bunu yapmaması çağrısında bulunarak şehre yönelik bir saldırının devam etmesi durumunda büyük sivil kayıpları yaşanabileceği uyarısında yineliyor.
Hamas lideri İsmail Haniyeh, geçen hafta ateşkes konusunu görüşmek üzere Kahire'de Mısırlı arabulucularla bir araya gelmişti.
İsrail'in de bu hafta sonu Paris'te ABD, Mısır ve Katar arabulucularıyla görüşmelere katılması bekleniyor.
İki Mısırlı güvenlik kaynağı, Mısır istihbarat şefi Abbas Kamel'in perşembe günü Hamas lideri Haniyeh ile görüşmeleri tamamladıktan sonra İsraillilerle görüşmek üzere cuma günü Paris'e gideceğini aktardı.
İsrail, Paris görüşmeleri hakkında kamuya açık bir yorumda bulunmadı.
Adının açıklanmasını istemeyen Hamas yetkilisi, grubun Mısırlılarla yapılan görüşmelerde yeni bir öneri sunmadığını, ancak arabulucuların İsraillilerle yapılacak görüşmelerden ne getireceğini görmek için beklediklerini dile getirdi.
ABD'den İsrail açıklaması: Hayal kırıklığına uğradık
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail'in iki hafta içinde işgal altındaki Batı Şeria'da 3 bin 300'den fazla yasa dışı konut inşa planına, "Açıkçası bu duyurudan dolayı hayal kırıklığına uğradığımızı söylemem lazım. Bu yerleşim yerleri uluslararası hukuka da uygun değil." sözleriyle tepki gösterdi.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Arjantin'i ziyareti sırasında mevkidaşı Diana Mondino ile ortak basın toplantısı düzenledi ve Orta Doğu gündemini değerlendirdi.
ABD'li Bakan, İsrail yönetiminin, işgal altındaki Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde 3 bin 300'den fazla konut inşasına onay veren planını "hayal kırıklığı" sözleriyle karşıladı.
Blinken, "Yerleşim yerleri konusundaki haberleri gördük ve açıkçası bu duyurudan dolayı hayal kırıklığına uğradığımızı söylemem lazım. İster Cumhuriyetçi ister Demokrat ABD yönetimleri uzunca bir süredir yeni yerleşim yerlerinin barışa ulaşmada ters etkiye sahip olduğu görüşünde. Ayrıca bu yerleşim yerleri uluslararası hukuka da uygun değil." şeklinde konuştu.
İsrail hükümetinin, işgal altındaki Batı Şeria'nın Beytüllahim kenti yakınındaki Maale Adumim Yahudi yerleşim birimine 2 bin 350, Kedar'a yaklaşık 300, Efrat yasa dışı Yahudi yerleşim birimine ise 700 konut inşasını onaylamayı planladığı kamuoyuna yansımıştı.
"PLANI AÇIKÇASI GÖRMEDİM"
Öte yandan Blinken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze'de savaş sonrasına ilişkin kabineye plan sunduğu yönündeki haberleri de değerlendirdi.
Blinken, "Haberleri gördüm ama planı açıkçası görmedim. Dolayısıyla detayları görene kadar değerlendirme hakkımı saklı tutuyorum. Gazze terörizm için platform olamaz. Bununla beraber Gazze'de hiçbir şekilde İsrail işgali olmamalı ve Gazze'nin yüz ölçümü daraltılmamalı." yorumunu yaptı.
Bölgede Gazze meselesiyle ilgili birçok ülke olduğunu ve bu ülkelerle yakın şekilde çalıştıklarını dile getiren Blinken, Gazze'nin geleceğiyle ilgili yol haritasının belirlenmesinde bu görüşmelerin de önemli olduğunu ifade etti.
BM: PLAN, TÜM ÜMİTLERİMİZE TERS DÜŞÜYOR
Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Netanyahu'nun planının henüz kabinede onaylanmadığına dikkati çeken Dujarric, BM'nin öncelikli olarak acilen ateşkes sağlanması, insani yardımın artırılması ve esirlerin koşulsuz serbest bırakılmaları çağrılarını yinelediğini dile getirdi.
Dujarric, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in güvenlik ihtiyaçlarını anladığını ancak uzun vadede çıkış yolunun iki devletli çözüm çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğini düşündüğünü vurguladı.
Bunun BM kararları çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğine işaret eden Dujarric, aynı zamanda BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) yönelik olumsuz söylemlerden derin endişe duyduklarını belirtti.
Dujarric, Netanyahu'nun planıyla ilgili, "Plan, bizim Gazze halkı için tüm ümit ettiklerimizle ve İsrail ile Filistin halkının yan yana yaşama ihtimaliyle ters düşüyor." değerlendirmesinde bulundu.
NETANYAHU'NUN PLANI
İsrail Başbakanı Netanyahu dünkü kabine toplantısında hükümete sunduğu, Gazze'de saldırıların ardından izleyeceği yol haritası, "Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılması, İsrail'in güvenlik için hareket özgürlüğünü koruması ve UNRWA'nın kapatılmasını" içeriyor.
Plana göre İsrail, Gazze Şeridi'nde ve işgal altındaki Batı Şeria'da güvenlik ve askeri konularda hareket özgürlüğünü elinde tutacak, Mısır-Gazze sınırında ABD'nin koordinasyonuyla tampon bölge oluşturarak "kaçakçılık girişimlerini" önleyecek.
Netanyahu'nun hükümete sunduğu yol haritasına göre, Gazze'nin sivil idaresi ise "yönetim becerisine sahip profesyoneller" tarafından gerçekleştirilecek; bu kişiler "terörü destekleyen devlet ve oluşumlara bağlı olmayacak", maaşlarını bunlardan almayacak.
İsrail ayrıca Ramallah merkezli uluslararası meşruiyete sahip Filistin yönetimini, "terörü desteklemekle" suçlayarak, yol haritasındaki bu maddeyle Gazze yönetiminden uzaklaştırmayı amaçladığına işaret ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail'in iki hafta içinde işgal altındaki Batı Şeria'da 3 bin 300'den fazla yasa dışı konut inşa planına, "Açıkçası bu duyurudan dolayı hayal kırıklığına uğradığımızı söylemem lazım. Bu yerleşim yerleri uluslararası hukuka da uygun değil." sözleriyle tepki gösterdi.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Arjantin'i ziyareti sırasında mevkidaşı Diana Mondino ile ortak basın toplantısı düzenledi ve Orta Doğu gündemini değerlendirdi.
ABD'li Bakan, İsrail yönetiminin, işgal altındaki Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde 3 bin 300'den fazla konut inşasına onay veren planını "hayal kırıklığı" sözleriyle karşıladı.
Blinken, "Yerleşim yerleri konusundaki haberleri gördük ve açıkçası bu duyurudan dolayı hayal kırıklığına uğradığımızı söylemem lazım. İster Cumhuriyetçi ister Demokrat ABD yönetimleri uzunca bir süredir yeni yerleşim yerlerinin barışa ulaşmada ters etkiye sahip olduğu görüşünde. Ayrıca bu yerleşim yerleri uluslararası hukuka da uygun değil." şeklinde konuştu.
İsrail hükümetinin, işgal altındaki Batı Şeria'nın Beytüllahim kenti yakınındaki Maale Adumim Yahudi yerleşim birimine 2 bin 350, Kedar'a yaklaşık 300, Efrat yasa dışı Yahudi yerleşim birimine ise 700 konut inşasını onaylamayı planladığı kamuoyuna yansımıştı.
"PLANI AÇIKÇASI GÖRMEDİM"
Öte yandan Blinken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze'de savaş sonrasına ilişkin kabineye plan sunduğu yönündeki haberleri de değerlendirdi.
Blinken, "Haberleri gördüm ama planı açıkçası görmedim. Dolayısıyla detayları görene kadar değerlendirme hakkımı saklı tutuyorum. Gazze terörizm için platform olamaz. Bununla beraber Gazze'de hiçbir şekilde İsrail işgali olmamalı ve Gazze'nin yüz ölçümü daraltılmamalı." yorumunu yaptı.
Bölgede Gazze meselesiyle ilgili birçok ülke olduğunu ve bu ülkelerle yakın şekilde çalıştıklarını dile getiren Blinken, Gazze'nin geleceğiyle ilgili yol haritasının belirlenmesinde bu görüşmelerin de önemli olduğunu ifade etti.
BM: PLAN, TÜM ÜMİTLERİMİZE TERS DÜŞÜYOR
Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Netanyahu'nun planının henüz kabinede onaylanmadığına dikkati çeken Dujarric, BM'nin öncelikli olarak acilen ateşkes sağlanması, insani yardımın artırılması ve esirlerin koşulsuz serbest bırakılmaları çağrılarını yinelediğini dile getirdi.
Dujarric, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in güvenlik ihtiyaçlarını anladığını ancak uzun vadede çıkış yolunun iki devletli çözüm çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğini düşündüğünü vurguladı.
Bunun BM kararları çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğine işaret eden Dujarric, aynı zamanda BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) yönelik olumsuz söylemlerden derin endişe duyduklarını belirtti.
Dujarric, Netanyahu'nun planıyla ilgili, "Plan, bizim Gazze halkı için tüm ümit ettiklerimizle ve İsrail ile Filistin halkının yan yana yaşama ihtimaliyle ters düşüyor." değerlendirmesinde bulundu.
NETANYAHU'NUN PLANI
İsrail Başbakanı Netanyahu dünkü kabine toplantısında hükümete sunduğu, Gazze'de saldırıların ardından izleyeceği yol haritası, "Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılması, İsrail'in güvenlik için hareket özgürlüğünü koruması ve UNRWA'nın kapatılmasını" içeriyor.
Plana göre İsrail, Gazze Şeridi'nde ve işgal altındaki Batı Şeria'da güvenlik ve askeri konularda hareket özgürlüğünü elinde tutacak, Mısır-Gazze sınırında ABD'nin koordinasyonuyla tampon bölge oluşturarak "kaçakçılık girişimlerini" önleyecek.
Netanyahu'nun hükümete sunduğu yol haritasına göre, Gazze'nin sivil idaresi ise "yönetim becerisine sahip profesyoneller" tarafından gerçekleştirilecek; bu kişiler "terörü destekleyen devlet ve oluşumlara bağlı olmayacak", maaşlarını bunlardan almayacak.
İsrail ayrıca Ramallah merkezli uluslararası meşruiyete sahip Filistin yönetimini, "terörü desteklemekle" suçlayarak, yol haritasındaki bu maddeyle Gazze yönetiminden uzaklaştırmayı amaçladığına işaret ediyor.