Fakat akıl sağlığına yaptıkları etki daha yıkıcı olabiliyor. Bazı insanlar tahtakuruları nedeniyle endişe ve uykusuzluk yaşayabiliyor.
Peki bazılarımız neden tahtakuruları hakkında okuduğunda veya onları düşündüğüne bile kaşınmaya başlıyor?
Aksiyete ve obsesif davranışlar alanında uzmanlaşan klinik psikolog Dr. Heather Sequeira’ya göre bunun nedeni zihin-beden bağlantısı:
“Beyinlerimiz belli düşünceler veya imgelerle fiziksel hisleri eşleştirmek konusunda inanılmaz bir yeteneğe sahip.
“Tahtakurularını düşünmeye başladığınız anda beyniniz bazı anıları veya böcek ısırmasının yaratacağı rahatsız edici hisse dair imgeleri aktive edip, yüksek farkındalıkla ilişkili nöron örüntülerini aktive edebilir. Bu da cildimizin duyarlığını artırır.”
Psikologların dermatolojik bir neden olmadan kaşınmaya verdikleri isim psikojen (psikoloji temelli) kaşınmadır ve bu çok yaygın görülür.
Dr. Sequeira, tahtakurularından daha çok korkan veya tiksinen kişilerin böylesi bir kaşınma yaşamaya daha yaktın olduğunu söylüyor:
“Hepimizde bir miktar psikojen kaşınma vardır diyerek bunu normalleştirebiliriz.
“Bir şeyden korkarsak, kaygılanırsak veya tiksinirsek bedenimiz bu ‘tehdidin’ ne olduğunu anlamak için yüksek alarm moduna girer.
“Benzer bir şekilde, başka nedenlerden ötürü zaten kaygılı veya stresliyseniz, tahtakurularını düşünmek sizi normal bir zamandakine kıyasla daha çok etkileyebilir.”
Medyadaki haberler nasıl etkiliyor?
Dr. Sequeira son aylarda tahtakurusu kaynaklı anksiyete yaşayan hastalarının sayısının yükseldiğini, bunda medyadaki haber sıklığının artmasının etkisinin olduğunu belirtiyor.
Son dönemde Paris ve diğer Fransız kentlerinde tahtakurusu vakalarının sayısı artarken Londra’nın batısındaki bir kütüphane de döşemelerinde tahtakuruları bulunması nedeniyle geçici olarak kapatıldı.
Anksiyete üzerine uzmanlaşan klinik psikolog Dr. Angharad Rudkin, “tehdit uyarı sistemleri halihazırda aktive olmuş kişilerin” son dönemdeki tahtakurusu salgınlarını okudukları zaman, zihinlerinde bunun kısa süre içinde kendi başlarına da gelebileceği endişesi oluşturabileceğini aktarıyor:
“’Paris’te oldu, burada da olabilir’ diye düşünüyorlar.”
Dr. Rudkin bunun son derece normal bir durum olduğunu fakat kaygı bozukluğu yaşayanların bundan daha kötü etkilendiğini anlatıyor:
“Hepimizde hafif bir kaşıntı hissi oluşabilir.
“Akıl sağlığınızın durumuna göre, rahat bir haldeyseniz bu his kısa sürede geçebilir fakat stresli veya yorgunsanız biraz daha uzun sürebilir.”
Yatak odanızı artık güvenli bir yer olarak görmemeye başlamak da bu sorunu büyütebilir.
“Yatağınızda bir örümcek bulmak, küvetinizde bir örümcek bulmaktan her zaman daha kötü bir histir” diyor Dr. Rudkin.
Evhamlıların soyları
“Hayatta kalmayı başaranlar her zaman biraz tetikte olanlardı.
“Bizler evhamlıların soylarıyız ve bu yüzden bedenlerimiz böyle tepki vermeye ayarlı.”
Bilişsel terapi uzmanı Dr. Abigael San ise kaşıntı hissinin hayal gücüyle ilişkili olduğunu aktarıyor:
“Size anlamlı gelen bir şeyin, özellikle de tehditkar bir şeyi düşündüğünüzde beyniniz o şey gerçekten oradaymış gibi işliyor.
“Bu sadece tahtakuruları için geçerli değil. Bir örümceğe bakmak da onun üstünüzde yürüdüğü hissini verir. Onun üstünüzde olmadığını bilseniz de o his gelir.
“Böceklerden korkan biri için bir böceği düşünmek bile son derece korkutucu olabilir.
“Beyninizin korkuyla ilgili bölümleri aktive olur ve tıpkı o böcek önünüzdeymiş gibi tepki verir.”