Adalet Yürüyüşü her gün yeni katılımlarla devam ederken, AKP’deki tedirginlik de büyüyor. Yürüyüşün iki milyon katılımcı hedefiyle varış noktası olan İstanbul’da sonlanmasına sayılı günler kala AKP’de duyulan rahatsızlık zirve yaptı.
Birgün Gazetesi'nden Sabahat Karakoyun'un haberine göre Adalet Yürüyüşü, Saray ve AKP’nin yakın takibinde olmaya devam ediyor. Ülke gündemine damgasını vuran yürüyüşe karşı nasıl bir pozisyon alınması gerektiği parti içinde uzun tartışmalara neden oldu. Parti yönetiminde, içeride ve dışarıda daha fazla tepki çekmemek, zor durumda kalmamak için yürüyüşe karşı “kontrollü tavır sergilenmeli” görüşü öne çıkmasına karşın, çıkışlarıyla gerilime sebep olan Erdoğan, nabız tutmak için anket üstüne anket yaptırıyor.
‘Muhalefet cephesi büyür’ endişesi
AKP’de kapalı kapılar ardında, yürüyüşü engellemeye ya da zorluk çıkarmaya yönelik müdahalelerin, referandum sürecinde ortaya çıkan ve “Adalet” istemiyle yola çıkılmasıyla yeni bir ivme kazanan iktidar karşıtı cepheyi büyütmesi kaygısı dile getiriliyor. Ancak, son sözü söyleyecek olan Erdoğan’ın sert çıkışlarını devam ettirmesinden de endişe ediliyor. Parti içinde yapılan değerlendirmelerde, ana muhalefet partisi genel başkanının başlattığı ve her kesimden destek alan yürüyüşün engellenmesi durumunda özellikle uluslararası arenada zaten sıkıntılı olan ilişkilerin daha da açmaza gireceği belirtiliyor. Bunun da parti aleyhine sonuç doğuracağı hesapları yapılıyor.
AKP’de üs kurdu
Adalet Yürüyüşü’nün ülkenin ana gündem maddesi olmasından büyük rahatsızlık duyan Erdoğan, danışmanlarıyla yaptığı değerlendirmelerin ardından dünden itibaren partiye üs kurdu. Erdoğan dün yapılan MKYK toplantısının ardından bugün de il başkanlarını toplayacak. Toplantıların ana gündem maddesinin 4 Temmuz’dan itibaren başlayacak kongre süreci olduğu duyurulsa da Adalet Yürüyüşü’nün her iki toplantıya da damgasını vurduğu dile getiriliyor.
Referandumda alınan sonuçtan memnun olmayan ve “metal yorgunluğu var” diyerek partide bir revizyona gereksinim olduğunu dile getiren Erdoğan, kongre sürecine doğrudan el koyacak. Adalet Yürüyüşü’nün etkisini ve olası sonuçlarını yakından izleyen Erdoğan’ın bir diğer gündeminin de teşkilat da kapsamlı bir değişim olduğu belirtiliyor.
***
Yandaş mahallede ‘sokak’ etkisi
Adalet Yürüyüşü’nün AKP’deki etkisi yandaş yazarların görüşlerine de yansıyor. Ülke gündemindeki hemen her sorunda Saray’ın görüşleri ekseninde bir bütün olarak hareket eden yandaşlar, Adalet Yürüyüşü gündeminde karşı karşıya geliyor. Sokağın etkisi, yandaş mahallede de hissediliyor.
Star gazetesi başyazarı Ahmet Taşgetiren ve köşe komşusu Ahmet Kekeç arasında geçen günlerde yaşanan tartışma bu durumun en somut örneklerinden. Taşgetiren’ın Adalet Yürüyüşü’yle ilgili yazısında Kılıçdaroğlu için kullandığı “69 yaşında bir direnç yürüyüşüdür bu” ifadelerine karşılık başından beri yürüyüşü hedef alan yazılar yazan Ahmet Kekeç, “Star yazarı neyi destekliyor” başlıklı bir yazı yazmıştı. “Adalet talep eden bir ‘yürüyüş’ten daha fazlası bu...” diyen Kekeç, “Bunu, ‘69 yaşında bir direnç yürüyüşüdür bu’ diyen ağabeylerimiz de görsün” ifadelerini kullanmıştı.
Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca da yürüyüşçülerin konakladığı alanın önüne gübre dökülmesi olayına tepki göstermiş, “Haberi okuduğumda gözlerime inanamadım. İşin içerdiği rezillik, insafsızlık bir yana. ‘Adalet yok’ diyene ‘Yalan söylüyorsun, ülkede adalet var’ demek için seçilen yol, adamın yoluna tezek dökmek olduğunda doğal olarak sormak gerekiyor: E peki, şimdi bu kimin tezini doğruladı?” demişti.
Saray’a yakın isimlerden Ersoy Dede ise, Aktüel dergisindeki yazısında Adalet Yürüyüşü’nün durdurulacağını yazdı. “Size tam konum da bildireyim isterseniz” diye yazan Ersoy Dede şöyle devam etti: “TEM’de, İzmit- Körfez turnikeleri yakınlarında ve Derince geçişindeki Bölge Trafik Müdürlüğü önünde bir de D-100’den TEM’e giriş Dilovası’nda çizgiyi çekerler.. Oradan ‘mal mal’ bakarsınız Maltepe’ye doğru..”
AKP’nin kamuoyu araştırmalarını yapan ANAR’ın Genel Müdürü İbrahim Uslu ise, Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya’ya yaptığı açıklamada şu dikkat çeken ifadeleri kullandı: ““Adalet için yürüyen anamuhalefet partisi liderine tepki gösterip yargının tüm sorumluluğunu üstlenmek, hükümet açısından doğru bir politika olmasa gerek. Çünkü bu ülkede herkesin yargıda yaşanmış olumsuz hikâyesi var...”
Birgün