CUMA KARAMAN
Duygular, insan hayatının vazgeçilmez bir parçasıdır. Örneğin sevinç, öfke, üzüntü, korku gibi birçok duyguyu deneyimleriz ve bu duygular hayatımızı şekillendirir. Ancak her duygu, ifrat veya tefrit haline dönüşebilir. İşte bu noktada, büyük İslam alimi Said Nursi'nin duyguların ifrat ve tefritten uzak vasat noktaya çekilmesinin önemine vurgu yapması oldukça dikkat çekicidir. İfrat ve tefritten uzak durmak, duygularımızı dengelemek ve sağlıklı bir şekilde yönetmek için hayati bir gerekliliktir.
Nursi'nin vurguladığı gibi, duygularımızı ifrat veya tefritten uzak tutmak, dengeyi korumak anlamına gelir. İfrat, duyguların aşırıya kaçtığı durumu ifade ederken, tefrit ise duyguların tamamen bastırıldığı veya yok sayıldığı durumu temsil eder. Örneğin, sevgi ifrat haline dönüştüğünde bağımlılığa dönüşebilirken, tefrit halinde ise insan ilişkilerini zayıflatabilir. Bu yüzden duygularımızı vasat noktada dengelemek, sağlıklı bir yaşam için önemli bir adımdır. Bu örnekten hareketle sağlıklı bir siyaset vasat noktada dengeli yapıldığı zaman neticesi müspet olumlu olur.
Duygusal sağlığın önemi, genel sağlığımızın önemli bir bileşenidir. İfrat veya tefrit halindeki duygular, zihinsel ve psikolojik dengemizi bozabilir. Örneğin, aşırı öfke duygusu insan ilişkilerini olumsuz etkileyebilir ve stres seviyelerini artırabilir. Benzer şekilde, aşırı üzüntü veya korku duyguları da yaşam kalitesini düşürebilir. Duygusal sağlığımızı korumak için duygularımızı vasat noktada tutmalı ve ifrat ile tefritten uzak durmalıyız.
Said Nursi'nin öğretilerinden alınacak dersler, insanın iç dünyasına önemli vurgular yapmasıyla ilgilidir. Nursi, İslam alimi ve düşünürü olarak, insanın manevi gelişimi için duygusal denge ve iç huzurun vazgeçilmez olduğunu öğretir. İfrat ve tefritten uzak durmak, duygusal dengenin temel taşlarından biridir.
Evet, duygular insanın en derin ve karmaşık iç dünyasının yansımalarıdır. Hayatın farklı anlarında bizi harekete geçiren, mutlu ya da üzgün hissettiren bu duygular, bazen içimizde fırtınalar koparacak kadar yoğun olabilir. İşte tam da bu noktada, Nursi'nin duyguların ifrat ve tefritten uzak vasat noktaya çekilmesi üzerinde durması, hayli önemli bir konuyu gündeme getirmektedir.
Kısaca duyguların ifrat ve tefrit arasında dengede olması, insanın huzur ve mutluluğu için oldukça önemlidir. İfrat, duyguların aşırı derecede yoğunlaştığı ve kontrol edilemez hale geldiği durumu ifade ederken, tefrit ise duyguların tamamen yok sayıldığı ve hissedilmeyen bir noktaya indirgendiği durumu temsil eder. Her ikisi de sağlıklı bir ruh hali için uygun değildir.