Erkam Tufan Aytav'ın Youtube kanalındaki yayınına katılan Baran, 12 gün boyunca kendisine uygulanan ağır işkencelerinin bir kısmını anlattı. 'Yaşadıklarımın tamamını tekrar anlatmak istemiyorum, aynı travmayı bir daha yaşamak istemiyorum' dedi.
Baran, mahkemede başından geçen ağır işkenceleri anlatıp büyük uğraşlar sonucunda zapta geçirmeyi başarmış.
'Şanlıurfa Terörle Mücadele Şubesi dediğiniz yer bir işkencehanedir' diyen Baran, gözaltındayken bizzat şahit olduğu diğer işkenceleri şöyle sıraladı.
- 2 tane Türkçe bilmeyen arap çocuğu getirmişler. Bu çocukları çalıştıran kişi paralarını vermemek için 'Bu ikisinin terörist olmasından şüpheleniyorum' diyerek çocukları şikayet etmiş. Polisler işkence sırasında diz kapaklarını kırmışlar. Yerlerde sürünüyorlardı.
- Gülen Cemaati'nden bir kadını getirmişler. 40 günlük bebeği varmış. Bir kaç gün emzirmesi için bebeği vermişler, daha sonra Emniyet müdürü Ercüment Türkmen, çocuğun annesine verilmesini yasaklamış. Bir tarafta bebek ağlıyor, bir tarafta anne. Anne, bir kap verin de sağıp çocuğuma vereyim diye haykırıyor. O kadıncağız günlerce sütünü lavaboya sağmak zorunda bırakıldı ve ağlamaları hiç dinmedi. Kendime uygulanan işkenceleri unutabilirim belki ama o annenin çığlıklarını unutamam.
- Bu günlerde çıplak arama var mı yok mu o tartışılıyor ama, ne çıplak araması, TECAVÜZ var... 10 polisin sırayla hukukçu bir kadına tecavüz ettiğine şahit oldum. Belki o hanım bir gün ortaya çıkıp anlatabilir.
- Şanlıurfa TEM'de son 4 yılda yaklaşık 1.200 kişiye profesyonel yöntemlerin uygulandığı SİSTEMATİK İŞKENCE uygulandı. Bu mağdurlardan sadece bir kaçı mahkemeye gidebildi. AYM'ye gidebilen sadece benim.