Samanyoluhaber.com - Moskova
Rutte, “Barış görüşmelerini konuşmadan önce Ukrayna’nın güçlü bir konumda olmasını sağlamalıyız. Şu anda en önemli öncelik, askeri yardımı hızlandırmak ve daha iyi koordine etmek,” dedi.
Rutte, “Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği konusunda geri dönüşü olmayan bir yola girmiş bulunuyoruz. Ancak bu süreç adım adım ilerliyor,” diyerek Temmuz 2024’teki Washington zirvesinde alınan kararlara atıfta bulundu.
Rutte, ikili güvenlik anlaşmalarının Ukrayna’nın NATO’ya tam üyeliğine giden sürecin bir parçası olduğunu belirtti.
İttifakın 32 üye ülkesinin temsilcilerinin katıldığı iki günlük zirvede, Ukrayna’nın savunma kapasitesini artırmak için atılacak adımlar tartışılıyor.
Toplantı, Donald Trump’ın ABD başkanlığına dönüşünden önce, mevcut Biden yönetiminin Ukrayna’ya verdiği desteğin devamını garanti altına alma çabalarının bir parçası olarak görülüyor.
Trump’ın Dönüşü ve NATO Üyeleri Arasında Endişe
Donald Trump’ın Ocak 2025’te başkanlık görevine başlayacak olması, NATO içinde endişelere yol açtı. Trump’ın savaşı kısa sürede durdurabileceği iddiası, Washington’un Kiev’e verdiği desteği kesmesi ve Ukrayna’yı toprak tavizlerine zorlaması ihtimalini gündeme getirdi.
Brüksel’deki toplantıda ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ukrayna’ya desteğin sürdürülmesinin önemine vurgu yaparken, gelecekteki yönetim değişikliğinin etkilerine dair temkinli bir yaklaşım sergilendi.
NATO üyeleri, Ukrayna’nın savunmasını güçlendirme ve uzun vadede Avrupa-Atlantik entegrasyonunu garanti altına alma hedefiyle hareket ediyor.
NATO Üyeliği Dışındaki Alternatifleri Reddediyoruz
Reuters ve Avrupa Pravda’nın aktardığına göre, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Budapeşte Memorandumu’nun (1994) acı tecrübelerine dikkat çekerek, Ukrayna’nın NATO’ya tam üyelik dışında hiçbir güvenlik garantisini kabul etmeyeceğini duyurdu. Açıklamada, “NATO’ya tam üyelik, Rus şantajına karşı en etkili önlem olacaktır,” ifadesine yer verildi.
Bakanlık açıklamasında, 1994 yılında imzalanan Budapeşte Mutabakatı eleştirilerek, bunu “zayıf öngörünün bir anıtı” olarak nitelendirdi.
Mutabakat, Ukrayna’nın nükleer silahlarından feragat etmesi karşılığında ABD, İngiltere ve Rusya’nın Ukrayna’nın güvenliğini garanti altına almasını öngörüyordu.
Ancak Kiev, bu garantilerin yetersiz kaldığını savunuyor. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “Ukrayna için güvenliğin tek gerçek garantisinin, NATO’ya tam üyelik olduğuna inanıyoruz. Bu aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna ve diğer ülkelere yönelik saldırganlığını caydırmanın da tek yolu” ifadelerine yer verildi. Bakanlık, hiçbir alternatif güvenlik formülünü kabul etmeyeceğini vurguladı.