BALYOZCU GENERALLER İRAN'A(!)


Türkiye’de sanki taşlar yerine oturuyor. Bu yazı kaleme alındığı dakikalarda Balyoz sanığı üç komutanın, bakanlar tarafından görevden alındığı açıklandı. Böyle bir gelişme Türkiye’de ilk defa oluyor. Demek ki sözün üstüne söz söylenebiliyor, generaller hakkında da hukuk işletilebiliyormuş. Gelelim asıl meselemize. Son günlerin öne çıkan gündemi Nato’nun Türkiye’ye konuşlandıracağı füze kalkanı projesi. Bu konu çerçevesinde İran’ın Ortadoğu için bir tehdit unsuru olup olmadığı ve ABD’nin Türkiye üzerinden İran’a müdahale edebileceği tartışılıyor. Bu tartışmalarda cevabı aranan en önemli soru şu: ABD her fırsatta tehdit olduğunu ileri sürdüğü İran’a gerçekten müdahale eder mi? İran bir tehditse bunu ortadan kaldırır mı? En önemlisi de İsrail böyle bir müdahaleyi onaylar mı? Eğer aklın yolu birse, bu sorunun tek bir cevabı olmalı. ABD ve İsrail, İran’ın tehdit tarafını hiçbir zaman budamaz, yok etmez. Hatta İran’ın bu haliyle varlığını devam ettirebilmesi için kapalı kapılar ardında ona destek bile verirler. ABD ve İsrail’in “İran” söylemi bizdeki “irtica” paranoyası ile aynı. Zira Türkiye’deki bir avuç dokunulmaz da, ellerindeki etki ve yetkiyi korumak için yıllarca “irtica” dedi durdu. Milletin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hayali bir düşmanla savaşmaya zorladılar. En umulmadık zamanlarda “irticacı” diye tarif ettikleri tipleri, hoca görünümlü provokatörleri piyasaya sürdüler. Televizyonlara, gazetelere çıkarıp, reklam ettiler. Sonra irticai terör örgütleri türetip, failini hiçbir zaman bulmadıkları cinayetler işlettiler. Hiç olmadı onlar da İran’ı gösterdiler. “İrtica gelir ha”, paranoyalarıyla halkın bir bölümünden destek de aldılar. Yaptıkları ve yaptırdıkları darbeleri alkışlayacak kitleler buldular. Özetle irtica vatandaşın tepesinde Demokles’in kılıcı gibi sallanırken, o bir avuç ayrıcalıklı seçkin, şirketlerine şirket, servetlerine servet kattılar. Amerika Birleşik Devletleri de İran tehdidi sayesinde Arap ülkeleriyle yakınlık kurdu. Onların gönüllü hamiliğini yaptı, yapmaya da devam ediyor. Körfez’de üsler kurup, asker bulunduruyor. Karşılığında ise petrol kaynaklarına bir hortum da kendisi bağlıyor. Ve yine İran tehdidini göstererek Ortadoğu’ya yüz milyarlarca dolarlık silah satıyor. Bir anlamda cambaza bak diyerek, Ortadoğu’yu kontrol altında tutuyor, kendi ekonomisini abat ediyor. Bu cambaza bak stratejisi İsrail’in daha çok işine yarıyor tabii. İran’ın varlığı sayesinde Ortadoğu’da varlığını koruyor, yaptıklarını da perdeleyebiliyor. Arap devletleri, İran tehdidi yüzünden İsrail’in yaptıklarına ses çıkarmıyor ya da çıkaramıyor. Büyük hamisi ABD yine bu tehdit sayesinde her zaman yanı başında. Nükleer silahlarının bahanesi de yine İran. Yeniden soruya dönelim: ABD Irak’a yaptığı gibi İran’a da müdahale eder ve İran tehdidini ortadan kaldırırsa ne olur? Bizdeki “irtica ile mücadele ediyoruz” diyerek, millete her muameleyi reva gören Balyoz sanığı komutanlara ne olduysa o olur. Birileri kral çıplak demeye başlar ve tehdit paranoyası üretenler gerçeğin altına kalır. [email protected]
<< Önceki Haber BALYOZCU GENERALLER İRAN'A(!) Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER