Türkiye üzerine
hesap yapanlar, bırakın siyasi iktidarın
Alevi vatandaşlarının dertlerini dinleyip çözüm aramaya çalışmasını, biri
Sünni diğeri Alevi iki kişinin bile el sıkışmasına razı değiller. Neden?
Çünkü;
Birinci sebep; her iki taraf sui-niyetli de olsa, bir araya geldiklerinde birbirlerini tanıma ve anlama imkan ve ihtimalleri var.
İkinci sebep; şer odakları, yıllar hatta yüzyıllar vererek yalan ve iftiralarla oluşturdukları Alevi Sünni ayrışmasında en başa dönebilirler.
Üçüncü sebep;
AK Parti Hükümeti’nin Alevi vatandaşların isteklerine
kulak kabartıp, dikkate alması ve çözmeye çalışması, Alevilerin problemleri üzerinde filizlenmeye çalışan ideolojik ve siyasi hiziplerin ellerindeki tek sermayeyi de kaybetmeleri anlamına gelir.
Dördüncüsü; yine Alevi gençlerini arka bahçe gören ideolojik sol ve ateist örgütler tabanlarını kaybeder.
Bu nokta, Aleviler için de, Türkiye’yi oluşturan diğer kesimler için de eğri oturup doğru konuşma zamanı. Şimdi birileri
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın alevi
açılımının, siyasi mi yoksa gerçekten samimi mi olduğunu bir sonuca bağlamaya çalışıyor. Bu aşamada cevabı bulunacak soru bu mu, tartışılır.
İftar buluşmasının altında oy kaygısı arayanları Türkiye adına iyi niyetli görmek zannımca mümkün değil. Çünkü Başbakan’ın çabasına “siyasi” yaftasını vurup çığırtkanlık yapmadan önce, uygulanacak taktik basit. Bekle ve gör. Olmazsa istediğin kadar bağırabilirsin. Ki o zaman mücadeleni haklı olduğun da ispatlanmış olarak yaparsın.
Peki devlet hangi Alevilerin problemlerini çözecek?
Alevi vatandaşlarımızı üç kısma ayırmak mümkün. Aleviliği
İslam, dolayısıyla da Hazreti Ali’yi Veliyullah olarak önder kabul eden asıl Aleviler. İkinci kısım Ali’siz bir
Alevilik peşinde koşup, Alevileri ideolojik örgütlere yönlendirenler. Üçüncü kısım ise Aleviliğin temellerini Lev’ilikle, İsevilikle ya da Musevilikle irtibatlandırarak, İslam’la bağını koparanlar.
Türkiye’deki alevi nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan kesim yani gerçek
aleviler, devletin kendilerine sahip çıkmasını istiyor. Bunun için de onlara ait kitaplar basılsın, alevi gençleri, alevi olarak yetiştirilsin ve cem evleri boşalmasın diyorlar. Yani diğer iki grubun alevi gençlerini kandırmalarından rahatsızlar.
Alevi dedelerinin ve önde gelenlerinin hükümetle el sıkışması da diğer iki grubu rahatsız ediyor. Neden, yukarıda belirttiğimiz dört sebepten.
Sonuç olarak Türkiye değişiyor. Bütün
toplum,
doğu ve batısıyla, Alevi-Sünni’siyle, Türk ve
Kürt’üyle bir uzlaşma köprüsü üzerinde. Kim ne derse desin her açılım, her
diyalog çabası, her kucaklaşma Türkiye’ye çok şey kazandıracak.