A.Dorsay 'Cadı Avı'nı yazdı!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Eylül 11 2016
Üstelik tüm bunlar koca bir toplumun gözü önünde, gerçekten insafsız biçimde yapılıyor: Birçoğunun tüm mal-mülklerine ve banka hesaplarına el konuyor, eşleri, ana-babaları, çoluk-çocukları bile gözaltına alınıyor. Aileler çöküyor, soylar kuruyor, o çocuklara bir gelecek kalmıyor. Ve olası gerçekler, açık iftiraların altında eziliyor. Yani tam anlamıyla at izi it izine karışıyor!.

Türkiye aldı başını bir yerlere gidiyor. Bunun hayırlı, olumlu bir gidiş olduğunu söylemek kolay değil. Özellikle ‘darbe sonrası’, böylesine haince bir planı bozma ve yapanları suçüstü yakalama başarısının getirdiği ortak sevinç ve tüm parti yöneticilerinin aynı noktada buluşmaları (bir diğer deyimiyle Yenikapı Ruhu), ne yazık ki beklenen akıl ve umulan basiret gösterilemediği için, toplumun geleceği için yine hayli karanlık bir ufka doğru yol alıyor.
Olayın kişisel olarak bana hatırlattığı, tarihin içinden süzülüp gelen o meşhur, menfur ve malum Cadı Kazanı olayıdır. Temelleri, Avrupa kültürünün Ortaçağ’da başlayan ve kökenlerini Hıristiyan taassubundan alan o ünlü uygulamaları. Yani çok popüler deyimiyle ‘Cadı Avları’.

Cadılık ve cadılar üzerine

Cadılar, malum, “bizim masal ve filmlerden aşina olduğumuz, bazen sevimli olan, ama genelde süpürgesiyle uçan çirkin yaratıklar” ki genelde şeytanla işbirliği içinde olup Tanrı’ya karşı çıkarlar ve gerçek dinin ve dindarların düşmanı olurlar. (Buradaki kimi satırlar internetten ve ekşi sözlük vb. sitelerden alınmıştır).

Tarih boyunca bu takım öylesine bir zulme uğramıştır ki… Önce Katoliklerin başlattığı, ama sonra Protestanlardan Anglikanlara tüm mezheplere de sıçrayan bu dinsel taassup seferi, yalnız Avrupa’da yıllar boyu 200.000 kadının öldürülmesi gibi bir katliama yol açmıştır. Çoğu diri diri yakılan, kimileri asılan…

Ama tarih bunlardan çok az söz etmiştir. Temel nedeni, birçok kaynağa göre büyük çoğunluğunun yoksul, cahil halk kesimlerinden gelmesi ve aralarında soyluluktan nasiplenmiş hemen hiç kimsenin bulunmamasıdır. Yani vaka-i nüvisler için ilginç olmayan bir durum!...

Olay 15. yüzyılda Fransa’da başlar, sonra Almanya, İsviçre, İtalya ve İngiltere’ye yayılır.  Ve engizisyon denen büyük Katolik zulmünün aracı olup çıkar. 16. yüzyılın ortalarından sonraysa giderek artar. Üstelik bir dönemden sonra, ö

Bu haberler de ilginizi çekebilir