Musul eski Başkonsolosu: Batının 'Arap Baharı' diye tutturduğu bir fantaziydi


CHP Ardahan Milletvekili, Türkiye'nin eski Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, Ortadoğu coğrafyasının bir derinliği olduğunu belirtti. Yılmaz, "Batının burada 'Arap Baharı' diye tutturduğu bir fantaziydi, çok böyle akademik bir fantaziydi, diplomatik bir gerçekliği olmayan bir şeydi ve biz bunu gördük. Bu fantazi Libya'da tosladı, Mısır'da tosladı, Suriye'de tosladı duvara. Bu fantazinin gerçek olduğu bir ülke var mı 'Arap Baharı'yla demokrasinin geleceği iddiasına ilişkin. Bir ülke kaldı mı?" dedi.

Rusya'nın gururu kırılmış büyük bir devlet psikolojiyle davrandığına dikkat çeken Yılmaz, "Bu krize mutlaka doğrudan görüşmelerle Rusya ile bir çözüm bulmamız gerekiyor. Bu krizin Türkiye'ye direkt ve dolaylı etkileri olacak. Rusya bu krizi Akdeniz'de fırsata çevirmek istiyor. Bizim akıllı ve uyanık olmamız gerekiyor. Ukranya krizinde gördük; Batı Ukranya üzerinden Rusya'ya vurdu şimdi Türkiye üzerinden Rusya'ya vurma stratejisine biz düşmemeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Yılmaz, Suriye'de çok kirli bir savaş yapıldığını ve bu kirli savaşın kazananının çok az olduğunu söyledi. Şu an Suriye'de kaybedenleri açıklayan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: "Suriye'de dönümüşü sağlayamadığı, geçişi sağlayamadığı için Suriye'nin mevcut haliyle toprak bütünlüğünü, egemenliğini sağlayamadığı için Esad kaybetti. Ülkede kontrol ettiği topraksal alanı IŞİD'e kaptırdığı için sünni çoğunluğu kaybetti. Esad'ı bütünlükçü bir Suriye'de tutamadığı için ve olayları istediği gibi kontrol edemediği için İran kaybetti. Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar başlangıçta öngördükleri şekilde üniter bir Suriye'nin kalması ama sadece yönetimin demokratikleşmesi yönündeki başlangıçtaki dile getirdikleri söylemler nedeni ile bugün duvara dostlamış durumda ve bu üç ülke kaybetti. Ulusal güvenliğine en büyük tehdit olarak gördüğü ABD, IŞİD tehdidiyle kaybetti. Bugün mülteci krizine maruz kalan ve mülteci krizinin etkilerini yaşayan ve bundan çıkış yolları aramak isteyen ama bir türlü tam manada bulamayan, başkentlerinde bomba patlayan Avrupa Birliği kaybetti. Bugün Suriye'deki krizi bir fırsata dönüştürmek isteyen ve bu nedenle Akdeniz'e yığınak yapan, daha sonraki gelişmeleri sadece diplomatik olarak değil askeri unsurlarıyla da takviye edebileceğini düşünüp kısa vadede kazandığını sanan ama orta ve uzun vadede kaybedecek olan Rusya kaybetti."

PYD VE IŞİD KAZANÇLI ÇIKAN OLDU

Bu kirli savaşının kazananının kim olduğunu soran Yılmaz, 2011 ve 2015 yıllarına ait iki ayrı Suriye haritası gösterdi. Bu tablonun görünen en büyük kazançlı çıkanın PYD ve ikinci kazançlı çıkanın ise IŞİD olduğuna dikkat çeken Yılmaz, çok büyük bir ihtimalle Suriye'nin toprak bütünlüğü paramparça olup devletciklere bölünmese bile üniter bir Suriye olarak kalmayacağını savundu. Suriye'nin en iyi tabirler federal bir geçişe doğru hızla ilerlediğini vurgulayan Yılmaz, 2011 yılından önce tasarrur edilen sadece Esad'ın değişmesi, demokrasi ve seçimler, ülkenin birlikte kalma idealinden tamamen uzaklaşmış durumda olduğunu ifade etti.

"Viyana görüşmeleri amacına ulaşabilir mi?" diye soran Yılmaz, bu mutabakatın Rusya ile olan bağlantıdan ve işbirliğinden geçtiğini kaydetti. Yılmaz, "Rusya şuanda batı ile bu bölgede diplomatik krizi tırmandırdığına göre ve batıda Rusya ile şuanda yeni pozisyon içerisine girdiğine göre, bu süreç arazide işleyebilir mi? Eğer böyle giderse şuana kadar krizin başlangıcından bu yana ortaya çıkmış olan tek krize, diplomatik çözüm mekanizması da böylece çökmüş olacak. Bir belirsizlik ve kaos ortamı olacak önümüzde." dedi. Yılmaz, bölgedeki Türkmenlerin durumunun daha kritik olduğunun altını çizdi.

Bölgenin her alanına dağılmış durumda olduklarını ve 2 milyon Türkmenden bahsedildiğini dile getiren Yılmaz, bunların coğrafi kadar fikirsel olarak da dağınık durumda olduklarına dikkat çekti. Asıl Türkmenlerin kazanacağı statünün önemli olduğunu belirten Yılmaz, "Nasıl bir Suriye olacak; federal bir Türkiye başta Türkiye'nin çıkarı mıydı veya daha sonra bölünebilecek bir Suriye. Nasıl bir Suriye olursa olsun, Bağdat'ın Erbil üzerindeki etkisi neyse bugün, yarın Şam'ın da kuzeydeki oluşum veya başka oluşumlar üzerindeki etkisi ancak o kadar olacak. Gevşek bir yapı ortaya çıkıyor." şeklinde konuştu.

İLİŞKİLERİ TEKRAR RAYINA OTURTACAK BİR AKLI DEVREYE KOYAMADIK

Rusya krizine de değinen Yılmaz, iç kamuoyunu tatmin etmeye de dönük açıklamaların krizi daha da fazla tırmandırdığını söyledi. "Sorun şu; bizim bir hadise yaşandıktan sonraki dönemde krizin etkisini azaltabileceğimiz, ortamı yumuşatabileceğimiz ve bu şekilde tekrar ilişkileri tekrar rayına oturtabileceğimiz bir aklı devreye sokamadık." diyen Yılmaz, bu sebeple bugün kayıpların konuşulduğunu vurguladı.

Rusya'nın sanki gururu kırılmış büyük bir devlet psikolojiyle davrandığına dikkat çeken Yılmaz, "Bu krize mutlaka doğrudan görüşmelerle Rusya ile bir çözüm bulmamız gerekiyor. Rusya ile 26 milyar dolarlık bir ticaretimiz var. Yüzde 54'ünü gazın Rusya'dan alıyoruz. Akkuyu termik santrali Ruslar yapmak istiyoruz." dedi.

BATININ TÜRKİYE ÜZERİNDEN RUSYA'YA VURMA STRATEJİSİNE BİZ DÜŞMEMELİYİZ

Bu krizin Türkiye'ye direkt ve dolaylı etkileri olacağını dile getiren Yılmaz, Rusya'nın bu krizi Akdeniz'de fırsata çevirmek istediğini vurguladı. "Bizim akıllı ve uyanık olmamız gerekiyor. Ukranya krizinde gördük; Batı Ukranya üzerinden Rusya'ya vurdu şimdi Türkiye üzerinden Rusya'ya vurma stratejisine biz düşmemeliyiz." diyen Yılmaz, ulusal güvenlik ve çıkarlar açısından dengelerin koruyarak hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

Bu krizden yararlanıp Türkiye'ye müthiş bir yığınak yapılmasının da sorgulanması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, diplomatik kanalların kullanıldığı bir siyaset uygulanması gerektiğini aksi halde bunun yayılacağına dikkat çekti. Mülteciler konusuna da değinen Yılmaz, Avrupa Birliği ile yapılan mutabakat konusunda geri kabul anlaşmasının Türkiye'de uygulanmasının istendiğini ifade etti. Zor bir sürecin Türkiye'yi beklediğini anlatan Yılmaz, işlemesinin öyle kağıt üzerinde yazıldığı kadar kolay olmadığına dikkat çekti. Yılmaz, Kıbrıs müzakereleri konusunda gelinen aşama hakkında Meclis'e bilgi verilmesini istedi.

Bir soru üzerine Yılmaz, Ortadoğu coğrafyasının bir derinliği olduğunu ve bunu anlamayan bir analizin 'Bir günde Arap Baharı oldu, demokrasi gelecek' diyebileceğini ifade etti. Burdaki yapının demokrasiye geçişi kolay kılmadığını ve bunun görülmesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, "Batının burda Arap Baharı diye tutturduğu bir fantaziydi, çok böyle akademik bir fantaziydi, diplomatik bir gerçekliği olmayan bir şeydi ve biz bunu gördük. Bu fantazi Libya'da tosladı, Mısır'da tosladı, Suriye'de tosladı duvara. Bu fantazinin gerçek olduğu bir ülke var mı Arap Baharı ile demokrasinin geleceği iddiasına ilişkin. Bir ülke kaldı mı?" diye konuştu.

IŞİD ile mücadelenin küresel bazda kapsamlı devam etmesi gerektiğini savunan Yılmaz, "Gerçekten kapsamlı sert bir şekilde mücadelesinden geçer. Bundan sonraki küresel tehdit bunlardan kaynaklanıyor." ifadelerini kullandı. CİHAN
<< Önceki Haber Musul eski Başkonsolosu: Batının 'Arap Baharı' diye... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER