Zonguldak Emniyet Müdürü A. Metin Turanlı ve Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı Hüsnü Hakan Yağız’ın talimatlarıyla Zonguldak’ta gözaltına alınanlara yoğun ve sistematik işkence uygulanıyor.

Gözaltına alınanlara yumruk, tekme, sopa benzeri odunlarla dayak ve jopla tecavüz girişiminde bulunulduğuna, sürekli uyanık tutma, stres pozisyonunda bekletme ve ağır hakaret, tehditlerle ağır işkenceler yapıldığına ilişkin somut tanık ve anlatımlar bulunuyor.

İşkence görenlerin “sizi dava edeceğiz” sözlerine polislerin, “Yağız başsavcı ‘ayakta dursunlar yeter’ dedi. OHAL var bize bir şey olmaz” diye cevap verdikleri öğrenildi.  

Zonguldak Emniyeti ve karşısındaki binada kameralı gözaltı hücrelerinin yan taraflarına ve Emniyet’teki şube katlarına işkence için özel kamerasız oda tahsis edildiği öğrenildi. İşkence görenlerin anlatımına göre, tüm insanlık dışı muameleler bu odalarda yapılıyor.

Zonguldak’ta işkence görenlerin cezaevinde yakınlarına anlattıkları ve tahliye olanların anlattıklarını aktarıyoruz:

-Sorguda bana isimler sorulduğunda “Siz Milli Eğitim’e yazı yazsanız oradan öğrenseniz olmaz mı” dediğimde Zonguldak Emniyet müdürlüğünde görevli kel kafalı siyah sakallı, orta boylu, kalıplı polis, beni saçlarımdan tuttu küfür ve hakaretle “sen bize işimizi mi öğretiyorsun” diyerek vurmaya kalkıştı, bu sırada telefonu çaldığı için durdu.  

Kel kafalı, siyah sakallı, orta boylu bir polis gözaltındaki bir kişiye istediği gibi ifade vermediği için eşofmanına ait ipi söküp cinsel organına bağlayıp sıkmış. Yine de konuşmayınca eşinin evine gitmişler ve oradan telefonla sorgu odasına bağlanmışlar. Arkadaşa “şu an ailenin yanındayız” baskısı kurdular. Bunlarla da yetinmeyip eşini emniyete getirip başka bir odaya sorguya aldılar ve arkadaşa camdan onu gösterdiler. Ve arkadaşa son söz olarak “bundan sonrasını sen düşün” diye tehdit ettiler.

Eren arkadaşım ilk sorguya alındığında ilk defasında yüzüne tokat yemiş olarak geldi. İkinci seferinde omuzlarında muşta izler vardı. Üçüncü seferde bundan önce yapılanların hepsi birlikte yapılmıştı. Sizi şikayet edeceğim dediğinde “bize Yağız savcım talimat verdi ayakta dursunlar yeter” dedi.

Şinasi isimli kişi göz altına alınalı 15 gün kadar olmuştu. Sağ karın boşluğunda neredeyse yumruk büyüklüğünde iki morluk vardı, “Bunlar daha iyileşmiş hali” dedi. Ayrıca “vücudumun çeşitli yerlerinde de böyle morluklar var. Her yanım ağrıyor” dedi. Ayrıca birçok küfür ve hakaretler edildiğini anlattı.

A.B.A adındaki mühendis bir kişiyi iki defa sorguya aldılar. İlk seferinde tokatlanmış ve muşta ile darp edilmiş şekilde geldi. İkinci sefer sorguya aldıklarında aynı işkenceyi yapıp sonuç alamayınca, soyup makatına jopu yaslayıp biraz zorladıktan sonra “bir sonraki sorguda bunu sokarız” diye tehdit etmişler. Sonrası hakkında bilgim yok

Çaycumalı olduğunu hatırladığım M.E adında birine muşta, tokat ve yumruk  ile işkence yapıldığını sorgudan geldikten sonra gördüm.

Ereğli’den İ.K isimli biri vardı. Karın boşluğu ve bacaklarında darp izleri ve geniş morluklar vardı. Aynı şekilde ben de darp edildim. Gözaltındaki herkeste morluk ve dayak izleri normal bir durumdu. Kendilerine göre suçlu gördüklerini ise karılarına tecavüz tehdidi ve kendilerine jopla tecavüz girişiminde bulunuyorlardı.

Ben Ereğli’de gözaltında kaldım. Kapısı olmayan bir tuvalette ihtiyaç görmeye zorlandık. Bu sırada karşımızda durarak tuvalet mahremiyetini ihlal ettiler. Bizi tuvalete gidemez hale getirdiler.

Zonguldak’ta lavabo ve abdest için çok sıkıntılar oldu. Bu yerleri sadece kendi isteklerine göre açtılar. İhtiyaç halinde açılmadı. Kıble yönünü sormamıza rağmen gösterilmedi.

Zonguldak emniyetinde işkence yapan polislerden ikisinin birbirlerine Hasan ve Battal diye hitap ettikleri öğrenildi. Bunların gerçek isimleri olup olmadığı bilinmiyor.

Hasan diye hitap edilen polisin sarı saçlı uzun boylu kalıplı ve uzak gözlüğü takan birisi olduğu, Battal denilen polisin ise siyah sakallı kel olan kişi olduğu öğrenildi.

Sorguların kamera kaydı olmayan odada yapıldığı ve avukat bulunmadığı öğrenildi.