Türkiye’nin en zengin iş insanlarından Murat Ülker, bu kez bizzat kendisiyle röportaj yaptı.
İş dünyasına, ailesine ve geçmişine dair merak edilen birçok konuyu ele alan Ülker, kişisel sitesinde yayınladığı bu özel söyleşide kendi yaşam yolculuğunu ve iş hayatındaki deneyimlerini samimi bir dille paylaştı.
"Bunu size daha önce sormuştum: Benimle röportaj yapmak ister misiniz?" diyen Murat Ülker, takipçilerinden yüzlerce soru aldığını ve bunları yanıtladığını belirtti.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre 70’ten fazla soruya yanıt verdiği bu röportajda, çocukluk yıllarından iş dünyasındaki kritik kararlara kadar birçok konuya değindi.
İşte Murat Ülker’in kendi geçmişi, iş anlayışı ve dünya görüşüyle ilgili dikkat çeken açıklamaları…
“DİNİN GEREKLERİNİ YERİNE GETİREN BİR AİLEDE BÜYÜDÜM”
Kendi çocukluğunu anlatırken, “Dini bütün bir ailede mi büyüdünüz?” sorusunu kendisine yönelten Ülker, ilk din eğitimini Mahmut Bayram Hoca’dan aldığını ve ailesinin dini hassasiyetlere önem verdiğini ancak bunun aşırılığa kaçmadan yaşandığını belirtti.
"Dinin gereklerini yerine getiren bir ailede yetiştiğimi söyleyebilirim. İlk din eğitimimi mahallemizin Horhor Kızıl Minare Camisi imamı Mahmut Bayram hocadan aldım. Çok iyi bir insandı, aydındı; kendisinden çok istifade ettim. Ama hâlâ yeni fikirlere ve kritiğe açığım, yani aydınlanmam sürüyor."
Kendisinin Müslüman ve milliyetçi bir çizgide olduğunu belirten Ülker, ancak bu kimlikleri hiçbir zaman bir ideolojiye veya aşırı uçlara taşımadığını şu sözlerle vurguladı:
"Milliydim, Müslümandım ama hiçbir zaman bunlara -ci, -cı eklemedim."
KIRIM'DAN TÜRKİYE’YE UZANAN BİR AİLE HİKAYESİ
Ülker, ailesinin kökenleriyle ilgili sorulara da içtenlikle yanıt verdi.
Baba tarafının Kırım göçmeni olduğunu ve Kırımlı Devletler Ailesi’nin Türkiye’deki üçüncü neslini temsil ettiğini söyledi.
"Babam, yaşadığı kötü olaylar nedeniyle Kırım’a pek ilgi duymuyordu ama ben geçmişin izlerini sürdüm. Ailemiz Osmanlı'nın Evlad-ı Fatihan neslinden geliyor. Ancak bazen sosyal medyada asılsız iddialar ortaya atılıyor. ‘Hazar Yahudisi’, ‘Karay Türkü’ gibi şeyler söyleniyor. Bunlar temelsiz iddialar. Biz Hazar veya Karay Türkü değiliz, ancak Tat’ız; yani sahilde yaşayan melez bir Tatar topluluğuyuz."
NEDEN İMAM HATİP DEĞİL DE İSTANBUL ERKEK LİSESİ?
Eğitim hayatına dair en çok merak edilen sorulardan biri, neden İmam Hatip Lisesi yerine İstanbul Erkek Lisesi’ni tercih ettiğiydi. Murat Ülker, bu kararı şu şekilde açıkladı:
"Babam ve büyük amca oğlum İstanbul Erkek Lisesi mezunuydu. Ama buraya sadece aile geleneğinden dolayı gitmedim, kazandım ve 4. oldum. Boğaziçi Üniversitesi’ni tercih etmemin nedeni ise 1977’de Türkiye’de eğitimini İngilizce sürdüren en iyi okul olmasıydı."
Ülker, eğitim yıllarında her türlü siyasi grubun içinde arkadaşlarının olduğunu ancak kendisini belirli bir ideolojiyle tanımlamadığını da ekledi:
"Herkesle beraberdim, bir etiketim yoktu; hâlâ da yok."
"SİLAH EĞİTİMİ ALDIK, BABAM FEDAİLER KİRALADI"
Ülker, 1970’lerin sonunda Türkiye’nin siyasi çalkantılar içinde olduğunu ve ailesinin güvenliği için önlem almak zorunda kaldığını belirtti.
"80’li yıllara girerken ben ve ablam silah eğitimi aldık. Sıkıyönetim komutanları, ailemizin ölüm listesinde olduğunu belirtiyordu. Devletin güvenlik vermesi sınırlıydı, babam fedailer kiralamıştı. Güvenlik sorunu o zaman vardı, ne yazık ki bugün de devam ediyor."
Bunun yanı sıra, judoya başladığını ve bu eğitimin hayatına etkisini şu sözlerle aktardı:
"Judo öğrendim, belki bu sayede hiç dayak yemedim ama kimseyi de dövmedim."
"ÜLKER’İ YILDIZ HOLDİNG'E DÖNÜŞTÜRMEK PLANLI BİR SÜREÇTİ"
Ülker, iş hayatına dair en çok merak edilen sorulara da yanıt verdi.
Ülker’in Yıldız Holding’e dönüşüm sürecinin bir tesadüf olmadığını, sistemli bir büyüme stratejisiyle ilerlediğini vurguladı:
"Babam, kurumsallaşmayı arzuluyordu ve bu işi benim yönetmemi istemişti. Ülker’i global bir marka haline getirmek için yatırım yaptık, stratejik satın alımlar gerçekleştirdik ve nihayetinde dünya çapında bir marka olan Godiva’yı satın aldık."
"BENİ BAZEN TROLLER, BAZEN DE MEDYA HEDEF ALDI"
Sosyal medyada hakkında çıkan spekülasyonlara da değinen Ülker, bu tür iddiaların hiçbir dayanağı olmadığını belirtti.
Ülker, "Bazen ‘Atatürkçü’ olduğum söylenir, bazen ‘muhafazakâr kesime ihanet ettiğim’ iddia edilir. Gerçek şu ki, ben hiçbir zaman bir ideolojinin ya da siyasi grubun içinde olmadım. İşimi yaptım, ülkem için çalıştım. Ama ne yazık ki sosyal medya dünyasında saçma sapan iddialar tık getirdiği için yayılıyor" dedi.
Özellikle Cola Turka’nın piyasadan çekilmesi konusunda da benzer asılsız spekülasyonların yapıldığını belirten Ülker, ABD ile yaşanan diplomatik baskılar nedeniyle projeden vazgeçmek zorunda kaldıklarını söyledi:
"Başbakanlığa çağrıldık, bize baskı yapıldı. Sonunda mahkemeye gittik ve hakkımızı aldık ama iş işten geçmişti."