İstanbul Gençlik Platfomu kanalının yayınında konuşan Ülker, başarısızlık zirvesine davet edilmek ne hissettirdi sorusunu"Tam benim aradığım şey dedim. Çünkü, başarılar konuşuluyor ve herkes başarmak zorundaymış gibi hissediyor.
Halbuki hayatımızda bir sürü başarısızlık var. 'Hayat, şimdiye kadar gelmiş olan bütün kazıkların bileşkesidir' derler. Bence, başarı, o organizasyonda ya da sizin hayatınızdaki bütün tecrübelerden bir araya gelen beyin gücünün bileşkesidir. Ama bu beyin gücü bazı konularda eksik olabilir, rekabetçi üstünlüğünüz olmayabilir. Onlar da başarısızlık demektir" diye yanıtladı.
En öğretici başarısızlık sizin için hangisiydi sorusunda ise iş insanı Murat Ülker, Cola Turca tecrübesine değinerek şunları söyledi:
"Öğrenilmiş çeşitli yönleri olan bir başarısızlık hikayesi, herkesin niye yapmadılar niye olmadı diye merakta kaldığı Cola Turca'dır. Niye yaptık? Biz Türkiye'de başa güreştiğimiz bisküvi, çikolata, margarinde yüzde 60'ın üzerinde pazar payına sahibiz. Bu konularda daha fazla büyümemiz şu anki rekabetçi pazar şartlarında arzu edilen bir şey değil.
İnşallah yakında perakende de oraya geliriz. Bundan dolayı, imalattaki, dağıtımdaki avantajımızdan yararlanarak buna benzeyen kategorilere girdik. Mesela hijyen veya kişisel bakım kategorilerine girdik. Buna benzer olarak içecek işine, süt işine girdik. Süt işinde mesela çok muvaffakiyet sağladık.
Global olunca bunların hepsinden sıyrıldık ve ana işimiz olan bisküvi-çikolata işini global yapmaya başladık. Türkiye'de de bisküvi-çikolatanın yanında bazı gıda kategorilerinde ve perakende de varız.
Cola Turca şu nedenle olmadı. Rakiplerimiz bizi kıskandı. Önce bir teasing yani meraklandırma kampanyasıyla Türkiye televizyonlarında aynı saatte bütün kanallarda şu reklamı yayımlayacağız diyerek başladık. Çok iyi bir lansman yaptık, malı çok iyi dağıttık ve malın kalitesi de iyiydi.
Diyecekler ki Coca-Cola, Pepsi gibi değil ama olmaması lazım. Bence onlardan daha iyiydi. Mesela hiç kola içmeyen kayınvalidem Cola-Turca yapmışsın ben de içmeye başladım dedi. Lansman yılı 2003 idi. Çok iyi başladık, Coca-Cola'dan sonra en büyük ikinci pazar payına sahip olduk. 3 litrelik ürünler gibi değişik ambalajlar yaptık.
İsim iyi seçilmişti. İmalat tecrübemizden esinlenerek bitkiden, şekerden başlayarak kola çıkaran bir fabrika yapmıştık Dikey entegrasyon sağladığımız için bize rekabet avantajı getirdi.
Ardından konuşmalar başladı. Yabancı sermaye, sanayi bakanlığına biz de böyle dikey entegrasyon sağlayacağımız bir tesis yapmak istiyoruz diye sormaya başladı. Halbuki Türkiye'de böyle bir mevzuat yok, Türkiye bir krallık değil. Şirketiniz kurarsınız, kanuna uygun üretime başlarsınız. Enteresan bir şey oldu.
Sanayi Bakanı (O tarihte Sanayi Bakanı AKP'li Ali Coşkun), babamın arkadaşı olur ismi lazım değil, beni Ankara'ya başbakanlığa çağırdı. Bana, 'Murat cebimde bir mektup var, seni ABD Büyükelçisi şikayet ediyor bu nedenle sana küçük bir ceza vereceğiz' dedi. Çok utandım tabii. Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanlığı, sen de bakansın ne demek ABD Büyükelçisi seni şikayet ediyor dedim. Böyle bir şey olabilir mi memlekette kanunlar var dedim ama kimse dinlemedi.
Sonra 35 trilyonluk ceza yedik. Artık bizi ne kadar büyük görüyorlarsa 35 trilyonluk ceza verdiler. Devletin karışacağı işe niye giriyorsun denebilir ama devletin kola işine karışacağı kimin aklına gelir?
Böyle kurmuşsun, şöyle imalat yapıyorsun diye devletin karışacağı. Bende de biraz delilik var herhalde, gittim devleti mahkemeye verdim. Devlet, Türkiye Cumhuriyeti. Mahkeme 7 yılın sonunda yanlış diyerek cezayı iptal etti. Cezayı ödemedik.
Değeri 10 trilyon olan bir iş, 35 trilyon ceza ve 7 sene tepende sallanırsa o işe nasıl yatırım yapabilirisiniz? Parayı böyle harcarsak kime nasıl hesap verebileceğiz? Kendimize, finansörlerimize, varsa bir inancımız ona hesap veremeyiz.
35 trilyon ceza, 10 trilyonluk bir iş ve kazanacağın da birkaç trilyon olsun. Neticede zor bir iş. Cezanın nedeni şeker kanunu bakanlık tarafından değişik yorumlanmasıydı. Mahkeme de böyle bir yorumun doğru olmayacağına karar verdi.
Cola Turca, Çamlıca, Link bizim markalarımızın hepsini Japonya'dan bir şirkete sattık. Şu an Cola Turca'yı onlar yapıyor, biz pazarlıyoruz ve satıyoruz. Ama biz artık içecek işi yapmıyoruz. Bisküvide dünyada ikinciyiz, çikolatada herhalde altıncıyız. Global düşünüyoruz artık."