[Murat Çetin] İsimsiz aday ve milletin kritik sınavı

Samanyoluhaber.com Yazarı Murat Çetin Millet İttifak'ının aday arayışını yazdı

[Murat Çetin] İsimsiz aday ve milletin kritik sınavı

MURAT ÇETİN

İYİ Parti lideri Meral Akşener geçen hafta önemli bir çıkış yaptı ve “Finlandiya Cumhurbaşkanı gibi adını bile bilmediğiniz, derleyici toparlayıcı bu ülkede herkesin Cumhurbaşkanı olacak bir kişiyi aday göstereceğiz" dedi. Millet ittifakı genişledikçe farklı fikirlerin ortaya çıkması ve zaman zaman görüş ayrılıklarının yaşanması kadar doğal bir şey olamaz. 


Bu süreçte ittifakın en büyük sınavı da kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday belirleme süreci olacak. İttifakın en büyük partisinin lideri olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu potansiyel aday olarak görmek mümkün. İYİ Parti lideri Meral Akşener‘i de öyle! Ama Akşener, 2018 yılındaki hatasını tekrarlamak istemiyor olacak ki baştan kendisini bağladı: Aday olmayacak! Kemal Bey ise ittifak içinde istenmesi halinde aday olacağını söyledi. Bu görüşünde geri adım atacak bir tutum içerisine de girmedi! 


İttifakın diğer küçük ortağı SP ve DP’nin yanı sıra yeni ortaklar DEVA ve Gelecek Partisi‘nin de görüşü önemli. Ama şunu unutmamak gerekiyor; Millet İttifakı’nda belirleyici güç CHP ve İYİ Parti. Akşener, bir süredir parti liderlerinin aday olmaması gerektiğine ilişkin sessiz söylemini bir adım ileriye taşıdı! “İsimsiz” bir adaydan bahsetti Akşener. Bu parti liderlerinin yanı sıra potansiyel adaylar arasında gösterilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da aday olmasın şeklinde okunabilir. Akşener’in neden bu çıkışı yaptığı konusunda kuşkusuz farklı görüşler ileri sürülebilir. 


Bir kere şunu unutmamak gerekiyor. İYİ Parti, Millet İttifakı içinde yola çıktığında yüzde 10 civarında bir oy potansiyeline sahipti, şimdi bu rakam yüzde 15-17 bandında dolaşıyor. Ciddi bir oy ivmesi kazandı İYİ Parti! Yani seçimlere CHP’nin desteği ile girmeye muhtaç bir parti yok artık! İYİ Parti, yüzde 17’lere tırmanan belki de yüzde 20’ye yaklaşacak bir oy potansiyeline sahip! Hal böyle olunca Akşener ittifak içinde de olsa pazarlık kozunu artırmak için söyle bir tavır içine girmiş olabilir! “İsimsiz” demek aslında siyaseten isimsiz demek! Aynen Ekmelettin İhsanoğlu gibi! Bu isim de daha önce CHP ve MHP’nin adayı olarak sunulmuştu. Sonucunu hepimiz gördük. Tayyip Erdoğan ilk turda kazandı. 


Cumhurbaşkanı’nı halkın seçtiği bir Türkiye’de isimsiz bir adayın başarı yakalama şansı ne kadar yüksek olur bilemem. Bazıları, “Ekrem İmamoğlu da aday olduğunda isimsizdi ama seçimleri kazandı” yorumunda bulunuyor. Buna katılmıyorum. Zira Ekrem bey aday olduğunda zaten İstanbul’da Beylikdüzü belediye başkanıydı ve CHP teşkilatları tarafından da bilinen isimdi! Yani İstanbul seçimlerinde tanınması için ayrıca bir gayret içinde girmesine gerek kalmadı. Başarıları da Ekrem beyi öne taşıyan etkenlerden birisi oldu. 


İsimsiz bir aday ile Ekmelettin İhsanoğlu sendromu yeniden yaşanabilir. Ahmet Necdet Sezer de siyaseten isimsiz bir adaydı. Ama Sezer, Meclis’te temsil edilen partilerin tamamının adayı olarak seçildi. İsimsiz adayların bu göreve geldikten sonra ne kadar pasif bir yönetim anlayışı sergilendiklerini de unutmamak gerekiyor. Türkiye’nin onca sorunları varken ne yapacağı öngörülemeyen bir isimle yol alması ne kadar gerçekçi olur bu ciddi şekilde tartışmalıdır. 


Gazi Mustafa Kemal’den başlayarak seçilen tüm Cumhurbaşkanlarına baktığımızda aktif siyasetin içinden gelenlerin başarılı olduklarını görüyoruz. Atatürk kadar İsmet İnönü ve Celal Bayar da etkin isimler arasındaydı. 1960 İhtilali‘nin ürünü Cemal Gürsel, halefi Cevdet Sunay ve onun da halefi Fahri Korutürk’ün Çankaya Köşkü’ne çıktıktan sonra ne kadar pasif bir yönetim sergiledikleri ortada. İsimsiz adaylardan belki de 1980 İhtilalin mimarı Kenan Evren, seleflerine göre bir adım aktif bir yönetim sergiledi. Ama merhum Cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel dönemlerinde Çankaya Köşkü’nde siyasetin içinden gelen bir Cumhurbaşkanı olmasının avantajlarını gördü Türkiye. 


Her ne kadar partileri ile tam bağlantıları koparamamış olsalar da… Keza Abdullah Gül dönemi de benzer şekilde aktif bir yönetim anlayışı ile geçti. Ancak Tayyip Erdoğan’ın yeni sistemi tüm denge politikalarını alt üst ettiği için, kurumlar arasındaki denetim mekanizması ortadan kalktığı için aynı başarı sağlanamadı. Tek adamlık her şeyi alt üst etti. 


Kazanacak aday olmalı! 


Kuşkusuz parlamenter sistem gereği belki de cumhurbaşkanının bir adım geri olması gerekiyor. Belki de Akşener, yeniden parlamenter sisteme geçireceğini düşünerek böyle bir aday profili çizmiş olabilir. Ama her ne olursa olsun Millet İttifakı’nın temel stratejisi “isimsiz aday” değil “kazanabilecek aday” olmalıdır. Cumhur ittifakı belki de en zor günlerini yaşıyor. AKP ve MHP’nin o oranları yüzde 40’ların altına düştü. Derinleşen ekonomik kriz, AKP ve MHP tabanındaki kopuşları önleyemiyor. Bu durum Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesini imkânsız kılıyor. AKP ve MHP’de yaşanan oy düşüşüne karşılık CHP ve İYİ Parti (SP ve DP’nin de artıyor) oylarında ciddi bir yükselme gözleniyor. Erdoğan da muhalefet blogunu parçalamak için her parti için ayrı ayrı senaryonu uygulamaya koyuyor. CHP ve İYİ Parti liderleri başta olmak üzere diğer muhalefet parti liderleri Saray’ın bu oyununu görmüş durumda. Ama adaylık sürecinde 2018 yılındaki hatanın tekrarlanması en büyük handikap olarak duruyor. 


6 partili Millet İttifakında Kılıçdaroğlu, Akşener, Davutoğlu ve Babacan parti liderleri olarak potansiyel aday olarak görülebilir. Oy oranları itibarıyla bakıldığında Davutoğlu ve Babacan’ın aday olmasını beklemek zor. Akşener ise cumhurbaşkanı adayı olmayacağını erken açıklayarak bu konuda yerinde bir karar verdi. Zira Akşener’in CHP’nin Kemalist laik kesimle ve İstanbul seçimlerinde belirleyici olduğunu ortaya koyan HDP tabanında da kabul görmesi çok olası görünmüyor. İktidardaki yoğun erimeye karşın CHP’nin oylarında güçlü bir tırmanma görünüyor. 


Bir de CHP içindeki önemli isimler Kılıçdaroğlu’na aday olması yönünde baskı uyguluyor. Bu isimlerin başında CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel ve Engin Altay, Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak, Muharrem Erkek, Bülent Kuşoğlu ve Ali Öztunç bu isimler yer alıyor. CHP’nin laik Kemalist kanadı Akşener’e karşı çıkıyor ve Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını istiyor. Parti içi değerlendirmelerin yanında İYİ Parti içindeki ülkücü kanat Kılıçdaroğlu’nu HDP’yi savunan sözleri nedeniyle tepki gösteriyor. Benzer bir tepki de SP ve Gelecek Partisi’nden geliyor. 


Kuşkusuz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, Millet İttifakı’nın en güçlü Cumhurbaşkanı adayları arasında bulunuyor. İmamoğlu, İstanbul seçimlerinde HDP başta olmak üzere Cumhur İttifakı karşısındaki bütün muhalif kesimlerden oy aldı. Aradan geçen süre içinde başarısı da yine bu kesimler tarafından takdir ediliyor. Aday olması halinde 2019’da olduğu gibi CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin yanı sıra DEVA ve Gelecek Partisi’nden de oy alması beklenmelidir. Olası bir seçimin ilk turunda kendi adayını çıkarması beklenen HDP’nin ise aynen İstanbul seçimlerinde olduğu gibi ikinci turda İmamoğlu’nu desteklemesi konusunda bir şüphe bulunmuyor. 


Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın aday olması halinde milliyetçi kimliği nedeniyle HDP tabanında oy alabilmesi kolay görünmüyor. Bu tablo karşısında Yavaş, son dönemlerde ilginç bir tutum sergiliyor ve kendisini milliyetçi söylemlerden sıyırıyor ve daha ziyade merkez sağ siyasetçisi gibi sunmaya çalışıyor. Ancak Yavaş’ın ekonomik kriz nedeniyle giderek kan kaybeden AKP ve MHP tabanında oy alabilecek olması gözardı edilmiyor. Bu durum AKP ve MHP tarafından da ciddi rahatsızlığa neden oluyor. Bu konuda yazacak çok malzeme var. Ancak şimdilik noktayı koyalım… İşin özü şu: İsimsiz değil kazanacak bir aday ile yola devam edilmeli…

<< Önceki Haber [Murat Çetin] İsimsiz aday ve milletin kritik sınavı Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER