MURAT ÇETİN
AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın bir tv yayında rahatsızlandığı ve sonrasında izleyicilerden “helallik” istediği sıralarda bürokrasinin önemli kademelerinde görev yapmış bazı isimlerle birlikteydik. Bayramda hepimiz ayrı bir yerde olduğumuz için bir anlamda bayram yemeği buluşması oldu. Bu isimlerden birisi bir dönem Erdoğan’a oldukça yakın bir pozisyonda görev yapmıştı. Erdoğan’ın rahatsızlandığı haberi duyulunca “O kadar ilaç alıyor ki midesinin dayanması çok zor, ben seçimleri bu tempoda götürmesine bile şaşırıyorum” dedi.
Masada bulunanların “Erdoğan hep hasta, bir şekilde götürüyor” yorumlarına karşılık arkadaşımız, “Yok inanın öyle değil, bir gün oturduğu yerden kalkamazsa şaşırmayın” dedi. Sonra da kısmen bilinen ve bilinmeyen şu bilgileri verdi: “Tayyip Erdoğan, gözlerinde oluşan hassasiyet nedeniyle sıcak ortamlarda bulunmaması gerekiyor. Güneş gözlerini çok etkiliyor. Belindeki problemler nedeniyle uzun süre ayakta duramıyor. Uzun süre ayakta durunca belindeki kilitlenmeler nedeniyle yürümekte zorlanıyor. Bazen aynı talimatı gün içinde birkaç kez tekrar ettiği oluyor. Cildinde kabuklanma ve saç dökülmesinin artması Erdoğan’ın psikolojisini bozuyor ve yorgun görünmekten şikayetçi. Bu sebeple kameramanlara geniş açı çekim yapılması talimatı verildi.”
AKP Lideri Erdoğan’ın sağlık sorunları uzun yıllardır tartışma konusu. 2006 yılında makam aracının içinde bayılmış, ardından korumaların büyük hatası sonucu baygın halde araç içinde kilitli kalmış ve zırhlı aracın camı balyozla kırılarak Erdoğan kurtarılmıştı. Bu olaydan sonra Erdoğan’ın ilaçlarla kontrol altında tutulan sara hastası olduğu konuşuldu. Kasım 2011 yılında geçirdiği bir ameliyat sonrası farklı bir boyut kazandı. İki ay sonra Şubat 2012’de yapılan ikinci ameliyat ile birlikte Erdoğan’ın kolon kanseri olduğu bilgisi kamuoyuna yansıdı. Erdoğan’ın ilk ameliyatlarına Prof. Dr. Dursun Buğra ve Prof. Dr. Mehmet Füzün gibi isimler katıldı. Bu tarihten sonra Erdoğan’nın yanında sürekli doktorlar bulundu. AKP eski Milletvekili Cevdet Erdöl bir dönem bu isimler arasında yer aldı.
Önce başbakanlıkta daha sonra cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra ve şimdi Saray’da Erdoğan için özel bir klinik yapıldı. Bu bölüme giriş çıkış yapma yetkisi ise ancak belirli sayıda kişiye ait. Pandemi dolayısıyla da ayrıca farklı hastanelerden doktor ve hemşireler Saray’da görevlendirildi. Kolon kanseri ile tüm tedaviler ya Saray’daki küçük klinikte ya da Bilkent’teki Şehir Hastanesi’nde yapılıyor. Erdoğan, kolon kanseri hastalığı süresince alternatif tıp yöntemlerini de çok denedi. Bu amaçla Güney Amerika dahil bir çok ülkeye gidildi ve oradan ilaçlar getirildi. 2011 yılında 2’nci evre olarak tespit edilen kolon kanseri tedavisi son aşamada olmasına rağmen verilen kürlerle devam ediyor. Erdoğan’ın aldığı ağır ilaçlar nedeniyle zaman zaman kalp ve karaciğer sorunları yaşadığı da belirtiliyor.
Saray, Erdoğan’ın hastalıklarına ilişkin bugüne kadar resmi olarak bilgilendirilme yapmadı. Hala bu konuda ciddi bir karartma uyguluyor. AKP yönetici ve teşkilatlarına da “konuşmayın“ uyarısı yapılıyor. Son aylarda Erdoğan’ın hastalığına ilişkin yayılan görüntüler Erdoğan’ın denge, hafıza ve konuşma zorluğu yaşandığını açıkça ortaya koyuyor. 2006 yılında aracında geçirdiği kriz sonrasında ilk muaynesi Ankara Güven Hastanesi’nde yapılan Erdoğan’a epilepsi teşhisini koyan kişi Dr. Sümer Güllap (Nörolog) oldu. Ancak Güllap’ın bu teşhisi koymasından 17 ay sonra bir grip nedeniyle hayatını kaybetmesi beraberinde birçok komplo teorisini de getirdi.
Son dönemlerde ortaya çıkan görüntüler, konuşma ve yürüme bozuklukları Erdoğan’ın hastalığının alınan tüm tedaviye rağmen ilerlediğini gösteriyor. Zira Erdoğan’ın gün içinde sürekli olarak kusma problemi yaşadığı, unutkanlık sorunun giderek arttığı belirtiliyor. Erdoğan’ın vücuduna zaman zaman bir cihaz yerleştirildiği ve böylelikle kalp atışlarının sürekli olarak izlendiği belirtiliyor. En çok endişe edilen konu ise aldığı ilaçlar nedeniyle kan pıhtılaşması sorunun daha belirgin hissediliyor ve bu sıkıntıyı gidermek için de kanı sulandırıcı ilaçlar almak zorunda kalması.
Dahası Erdoğan ağır epilepsi rahatsızlığı nedeniyle “zaman ve mekan oryantosyonu kaybı” yaşıyor. Bu da gittikçe artan harekette kısıtlılıklar, yürüme ve denge bozuklukları, dikkat işlevlerinde bozulma, yönetici fonksiyonlarında bozulma, lisan bozulması ve algı bozulmasına neden oluyor. Nitekim ben Erdoğan’ı son canlı yayanında yaşadığı olayın basit bir mide rahatsızlığı olduğunu düşünmüyorum!
Konumuz değil ama yine de söylemeden geçemeyeceğim. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin de sağlık durumu hiç de iyi değil. Bahçeli ile ilgili son görüntü ve fotoğraflara bakmak bile yeterli. Devlet bey kalp ameliyatı sonrasında bir türlü toparlayamadı. Ülkücü camiada MHP cephesinde Bahçeli’nin seçimlerden sonra siyaseti bile bırakacağı konuşuluyor. Bahçeli, 1996 yılından bu yana yani MHP’nin efsanevi Lideri Alpaslan Türkeş’in vefatından bu yana MHP liderliğini sürdürüyor. 27 yıl olmuş!