Türk siyaseti çok hareketli. 31 Mart yerel seçim sonuçları Türk siyasetinde adeta fayların hareketlenmesine neden oldu. İYİ Parti eski lideri Akşener, 10 yılı bulmayan bir süre içinde bir partinin genel başkanlığını bırakmak zorunda kaldı. Sanıyorum Akşener’den daha az genel başkanlık yapan eski Başbakanlardan Yıldırım Akbulut, Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım vardı sadece. Gerçi Davutoğlu’nun genel başkanlığını devam ediyor ama!  Türkiye son üç yıldır özellikle AKP lideri Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli’nin sağlık durumunu çok konuştu. Erdoğan, gün geçtikçe sağlığını kısmen de olsa toparladı. Ancak Bahçeli içini durum hiç de öyle değil. Son TBMM MHP Gurup toplantısı görüntüleri ve Bahçeli’nin Erdoğan’ı ziyaretine ilişkin kareler Bahçeli’nin sağlık durumunun hiç de iyi olmadığını ortaya koyuyor. Bir siyasi lideri her açıdan eleştirebilirsiniz ama bir kişinin sağlık konusu görevi ve yaşı ne olursa olsun tartışmaya kapalıdır. Gerçi AKP lideri Erdoğan, DSP’nin eski lideri ve Türk siyasetine adını Karaoğlan olarak yazdıran Bülent Ecevit’in sağlık durumuna epey ağzına dolamıştı. Eh işte etme bulma dünyası!  

1948 doğumlu olan Bahçeli, 2004 ve 2016 yıllarında ağır kalp ameliyatları geçirdi. O günden bu yana da Bahçeli’nin sağlığı bir türlü eskisi gibi olmadı. MHP ve onun lideri Bahçeli her açıdan zor günler yaşıyor. Sinan Ateş cinayetinin bir sarmal gibi MHP yönetimini sarması Bahçeli’yi zor durumda bırakıyor. Zira işin ucunda MHP’nin en güçlü isimleri Semih Yalçın ve Ulvi Yönter’e kadar uzanan bir hukuki sürecin başlaması mümkün. Hatta emekli bir savcı arkadaşıma göre Yalçın ve Yönter’in şimdiye kadar çoktan gözaltına alınması gerekiyor. Tabi sadece iki sim değil Olcay Kılavuz başta olmak üzere diğer MHP’li ve Ülkü Ocakları isimleri de saymamız gerekiyor. 

Şimdi bu süreçte iki önemli gelişme oldu. Mayıs 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olan Sinan Ogan ile Ülkücü hareketin efsanevi lideri Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş ilginç çıkışları ile özellikle ülkücü siyaset zemininde kendilerini gösterdiler. Bir de İYİ Parti’den ayrılan Yavuz Ağıralioğlu’nun yeni bir parti hazırlığında olması ve yine İYİ Parti’nin güçlü ismi Koray Aydın’ın da bazı milletvekilleri arkasına alarak yeni bir parti kurma hazırlığı içinde olması….Tüm bunlar Bahçeli sonrasına bir hazırlık. Bahçeli bu hasta hali ile görevine ne kadar devam eder veya partiyi ne kadar evinden hiç de kameraların karşısına geçmeden yönetebilir? Ya da ülkücü camia içindeki dinamikler Bahçeli’nin bu şekilde daha ne kadar devam etmesine izin verir? Bunları şimdiden kestirmek güç. Ama şu bir gerçek ki Bahçeli’nin her geçen gün sağlık dunumu giderek kötüleşiyor. Bu nedenle az evvel saydığım isimler siyasi vitrinde daha görünür olmaya çalışıyor. Kuşkusuz 1 Temmuz’daki Sinan Ateş cinayetine ilişkin başlayacak olan dava süreci hem MHP’nin hem de kişisel olarak Bahçeli’nin siyasi geleceğini belirlemede önemli bir rol oynayacak.  

Kritik soru şu; Bahçeli görevi bırakmak zorunda kalırsa kim MHP lideri olur? MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Bahçeli sonrasının en güçlü MHP lider adayları arasında değerlendirmek mümkün. Yalçın, MHP teşkilatlarında en alt düzeyden başlayarak bütün kademelerde görev alan bir isim. Yalçın’ın özellikle askeri ve istihbarat bürokrasisi ile de yakın ilişkileri bulunuyor. Yalçın’ın ilişkili olduğu askerler arasında Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin ile 1’nci Ordu eski komutanı emekli orgeneral Ümit Dündar geliyor. Semih Yalçın’ın yanı sıra MHP’de İsmet Büyükataman, Feti Yıldız ile İzzet Ulvi Yönter de genel başkanlık yarışında ortaya çıkabilecek isimler. Büyükataman, Bahçeli’nin çok güvendiği bir isim. Büyükataman özellikle Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve İzmit illerindeki iş insanları üzerinde önemli bir ağırlığı bulunuyor. Büyükataman’ın ayrıca ülkücü iş insanlarının devletten ihale almasında belirleyici bir rolü bulunuyor. Feti Yıldız hukukçu kimliği ile öne çıkan bir siyasetçi ve MHP adına TBMM’ye verilecek tüm Anayasa ve yasa değişiklik teklifleri Yıldız tarafından hazırlanıyor.  Yıldız ayrıca AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ile 2017 yılında Meclis’te kabul edilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Anayasa değişikliği teklifi ile 2020’de çıkartılan af yasa değişikliği teklifini birlikte hazırladı. Yıldız’ın ayrıca yüksek yargı (Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay) bürokrasisinde de önemli bir ağırlığı bulunuyor.  İzzet Ulvi Yönter ise bürokrasiden siyasete geçmiş bir isim. MHP lideri Bahçeli’nin güvenini kazanan Yönter, bu sayede MHP teşkilatlarında ve özellikle Ülkü Ocakları’nda önemli bir desteği sahip. 1976 doğumlu genç bir siyasetçi olan Yönter, MHP içinde güncel siyasi önemli çıkışlar yapan ve MHP’nin siyasi vizyonuna ilişkin çalışmalar yürüten bir isim. MHP’de aktif siyaset içinde yer almasa da MHP teşkilatları üzerinde etkin durumda olan Şefkat Çetin’i de Bahçeli sonrası olası genel başkanlık yarışında görmek mümkün. 

MHP’deki “güçlü lider” konumu nedeniyle Bahçeli’ye karşı ve ona rağmen bir muhalif hareketin oluşması söz konusu değil. Zira 1997 yılından bu yana MHP genel başkanlığı yapan Bahçeli,  liderliği süresince kendisine rakip olabilecek birçok ismin MHP’den ihraç edilmesine ya da istifa etmesine neden oldu. Bahçeli’nin MHP’nin başında bu kadar etkin olmasında askeri ve istihbarat desteğinin önemli etkisi bulunuyor. 1999-2002 arasında DSP lideri Bülent Ecevit Başbakanlığında kurulan ve ANAP lideri Mesut Yılmaz’ın da yer aldığı koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcılığı yapan Devlet Bahçeli hükümette yer almanın avantajı ile MHP teşkilatlarına da hakim oldu. Bahçeli, koalisyon hükümeti döneminde MHP teşkilatlarındaki isimlerin bakanlıklar bürokrasisinde önemli görevler almasını sağladı. Bahçeli MHP’deki bu gücü kazandıktan sonra MHP’nin il ve içe teşkilatları ile MHP genel başkanını seçen yaklaşık 1200 delegeyi kendisine sadık isimlerden oluşturdu. MHP’nin kurucu lideri Alpaslan Türkeş’e uzun süre danışmanlık yapan Bahçeli’nin özellikle askeri ve istihbarat bürokrasisi ile akademik çevrelerde güçlü bağlantıları bulunuyor. Bahçeli’nin istihbarat dünyasından en yakın olduğu isim eski Milli İstihbarat Başkanı Şenkal Atasagun. Bahçeli, istihbarat bürokrasisi ile ilişkileri Atasagun üzerinden sağlıyor. Hatta Atasagun bir anlamda MHP siyasetinin belirlenmesinde önemli bir figür. Kuşkusuz son görüntüleri Atasagun da izledi ve eminim Bahçeli ile artık yola devam edilmeyeceğinin farkındadır. Atasagun farkında olmasın da kim olsun? Bu arada MHP’nin başına aynen rahmetli Türkeş gibi asker kökenli bir ismin gelmesi mümkün mü? Kim bilir, neden olmasın!?