Başbakan Ahmet Davutoğlu imzasıyla yayımlanan ve tepki çeken 'Milli güvenliği tehdit eden örgüt ve yapılarla irtibatlı kamu çalışanları hakkında' çıkarılan genelgenin iptali için Aktif Eğitimciler Sendikası'ndan sonra Eğitim-Sen de dava açtı.
Resmi Gazete'de, 17 Şubat'ta yayımlanan Başbakanlık genelgesi ile amirlere, 'terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla ilişki kuran veya eylem birlikteliği içerisinde olan' suçlaması ile kamu görevlileri hakkında idari işlem yapma talimatı verilmişti. Böylece kamu çalışanlarının yargı kararı olmadan ihbar ve fişlemelerle, amirlerinin keyfi kararıyla cezalandırılmalarının önü açılmıştı. Genelge kadrolu devlet memurları gibi taşeron olarak kamuya hizmet veren şirketlerde çalışan işçileri de kapsıyordu. 'Şu partiden veya bu dini gruptan' diye hakkında ihbar veya fişleme bulunan her kamu çalışanı için yargı kararı olmadan işten atılmaya varabilecek keyfi uygulamalara, bu genelge ile imkan tanınmıştı.
AKTİF EĞİTİMCİLER SENDİKASI DAVA AÇMIŞTI
Aktif Eğitimciler Sendikası 22 Şubat'ta genelgenin bazı kısımlarının iptaliyle ilgili dava açmıştı. Genel Başkanı Osman Bahçe, konuyla ilişkin yaptığı açıklamada, şunları kaydetmişti: "Legal görünümlü illegal yapılardan kastın ne olduğunu, bunun sübjektif bir ifade olduğunu, sınırlarının daha net olarak çizilmesi gerektiği, bu konu mutlaka görüşülmeli konuşulmalı. Aksi halde ben bir kurum amiri olarak hoşuma gitmeyen memuruna, düşüncesi ne olursa olsun, hoşuma gitmeyen bir eyleminden dolayı, legal görünümlü illegal adam damgasını basabilirim. Yani legal olmak nedir? Yasal sınırlar içerisinde hareket etmektir. İllegal olmak nedir? Yasalara aykırı hareket etmektir. Bir eylemin yasalara aykırı olmadığını ya da bir kişinin yasalara uygun hareket edip etmediğini belirleyecek makamlar mahkemelerdir. Kişisel değerlendirmelere maruz kalacak kısım kalmamalıdır. Bir de amirlere yüklenecek yükümlülüğün suistimal edilmeyecek şekilde düzenlenmesi lazım. Amirlerin fişleyerek suç işlemesine, memurların da fişlenerek mağdur olmasına fırsat verilmemelidir."
EĞİTİM-SEN DE DAVA AÇTI
Eğitim-Sen de söz konusu genelgenin iptali için dava açtı. Sendikanın internet sayfasından yapılan açıklamada, davanın gerekçeleri anlatıldı. Açıklamada, "Bilindiği gibi, Başbakanlık tarafından, 17 Şubat 2016 gün ve 25627 sayılı Resmi Gazetede, 'Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları' konu ve 2016/4 sayılı bir genelge yayımlanmıştır. Genelge çalışma barışını bozacak niteliktedir, örgütlenme özgürlüğünü açıkça tehdit etmektedir. Ayrıca Anayasanın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine, Anayasanın 38. maddesi uyarınca suç ve cezaların kanuniliği ilkesine, 128/2 maddesi ve bu doğrultuda 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'na, dolayısıyla normlar hiyerarşisi ilkesine aykırıdır." denildi.
GENELGE İLE KEYFİ SORUŞTURMA
Kamu çalışanlarına yapılan baskıya dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Gerek Cumhurbaşkanı gerekse de Başbakan tarafından bir süredir, kamu çalışanlarının milli güvenliği tehdit edici faaliyetlerde bulunduğu, kamu görevlilerinin yasa dışı örgütlerle ilişki içerisinde olduğu belirtilmiş; kamu görevlileriyle ilgili gerekenin yapılacağı dile getirilmiştir. Yürütmenin başı tarafından kamu görevlilerinin tehdit edilerek hedef gösterilmesi yetmezmiş gibi, bu açıklamalar ayrıca dava konusu genelge ile bir düzenlemeye dönüştürülmüştür. Kamu görevlileri ve onların örgütleri, haklarında bir ceza davası açılmasa da, bu Genelge uyarınca tehdit altına alınmak istendiğinin, kurum yöneticileri tarafından keyfi soruşturmalara tabi tutulabileceğinin, sürülebileceğinin, disiplin cezalarıyla cezalandırılabileceğinin farkındadır. Neredeyse her gün başbakanlık veya bakanlıklarca bir genelge yayımlandığı ve bu genelgeler hiçbir kamu görevlisine tebliğ edilmezken, kurumlar, Resmi Gazetede yayımlanmış bu genelgeyi kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan her kamu görevlisine bilgi sahibi olduğunu belirterek tek tek imzalatmaktadır. Bu durum, kamu görevlilerinin bir biçimde tehdit edilmek istendiği savımızın ne kadar haklı olduğunun bir başka kanıtıdır."
CİHAN