Montajlı videolar, yalan, dezenformasyon: Seçim propagandasının ahlaki sınırı nedir?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Mayıs 20 2023
14 Mayıs seçimlerine giden günlerde AKP'nin muhalefete karşı yürüttüğü propagandada, montajlı videoların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yalnızca miting alanlarında gösterilmekle kalmadığına, ana akım medyada da yayımlandığına tanık olundu.

RTÜK’ün CHP’li Üyesi İlhan Taşcı’nın açıklamasına göre, 1 Nisan-11 Mayıs tarihleri arasında devlet kanalı TRT’de Erdoğan’a 48 saatten fazla yer verilirken diğer cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu için bu süre 32 dakikaydı.

Öte yandan Cumhur İttifakı’ndan milletvekili adayı olan bakanlar istifa etmediği için kamu gücünün seçim kampanyasında kullanılması da gelen eleştirilerdendi.

Peki seçim sürecinde tüm bunlar kabul edilebilir mi? Seçmen algısını değiştirmek adına bu tür araçlar kullanılabilir mi? Siyasal iletişimin sınırı nedir?

AKP'nin elinde kalan tek unsur: Güvenlik

BBC Türkçe’ye konuşan siyasal iletişim danışmanı ve Avrupa Siyasi Danışmanlar Derneği Başkanı Gülfem Saydan Sanver, Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın güvenlik politikaları üzerinden bir propaganda oluşturduğunu ve bunun seçmende karşılık bulduğunu anlatıyor:

“Ülkedeki ekonomik kriz çok ağır. Adalet ve Kalkınma Partisi uzun zamandır yeni bir politika üretemiyor. Yeni bir hikaye de yaratamıyor. İnsanların ilgisini çekecek yeni kadroları arasına katamıyor.

“Dolayısıyla elinde tek bir unsur kalmıştı, o da savunma sanayii üzerinden güvenlik politikaları. Güvenlik politikalarına girdiğinizde iki noktayı beraber yaptı, zaten öyle yapılmalıydı. Birincisi İHA’lar, SİHA’lar, askeri gemi ve uçaklarla bir yandan toplumsal gururu okşadı. Özellikle ekonomik kriz altında ezilen toplumun bir anlamda gururu da inciniyordu. Ancak bu tek başına işe yarayacak bir şey değil. Güvenlik politikalarının işlemesi için her zaman bir güvenlik tehdidinin olması gerekiyor. Bu güvenlik tehdidini de PKK üzerinden yaptı. Dolayısıyla iki unsuru beraber ve çok baskın kullandı. Bu güvenlik ve korku politikalarıyla kendi seçmenini ciddi anlamda konsolide etmeyi başardı”.

BBC Türkçe’ye konuşan, iletişimci ve gazeteci Ali Saydam ise Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın propaganda sürecinin iki boyutta incelenebileceğini, bunlardan birinin strateji, diğerininse taktik olduğunu belirtiyor.

Bu haberler de ilginizi çekebilir