MEHMET DİNÇ – Tr724
Moldova’da uzun yıllardır hizmet veren Horizon okullarından 7 Öğretmen çocuklarının gözleri önünde yaka-paça kaçırıldı. 6 Eylül 2018 sabah saatlerinde yaşanan bu hukuksuz olayı Türkiye ve Moldova istihbaratları organize etti. Moldova cumhuriyeti yüksek yargıcı Domnica Manole’ye göre, iki ülke de uluslararası hukuk kurallarını çiğnedi. İşkence tehlikesi olduğu için Moldova hükümeti suçlu.
Kaçırılma olayının ardından, yetkililerin açıklamaları ve medyaya düşen haberlere göre Erdoğan ve Moldova hükümeti arasında kirli para ve çıkar ilişkileri bulunuyor. Erdoğan, Moldova başkanlık binası için 10 milyon Euro ödediği iddia ediliyor.
AVRUPA KONSEYİ PARLAMENTERİ İNNA SUPAC: HÜKÜMETİMİZ TÜRKİYE’YE BORÇ ÖDEMEK İÇİN YAPTI
Bir grup aktivistin, Avrupa Konseyi’nin Strazburg’daki binası önünde yaptığı protestoya destek verdiğini hatırlatan Avrupa Konseyi parlamenteri sol gurup üyesi İnna Supac, meslektaşlarını bu konuda bilgilendirerek konuyu Avrupa Konseyi gündemine taşıdığını ifade etti. Bu bilgiyi protesto eylemine katılanlara da verdiğini kaydetti. Kaçırma skandalını Tr724’e değerlendiren Supac, öğretmenlerin Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Moldova başkanlık binasını masrafı olan 10 milyon Euro karşılığında hukuksuz şekilde iade edildiğini söyledi. Bunu bir tür borç ödemesi olarak nitelendirdi. “Bu ödeme ile ilgili olarak iki ülke parlamentosu arasında hiçbir resmi kayıt yok. Şu anda ekonomik krizle karşı karşıya olan sıradan Türk vatandaşlarının da sahip olması gereken bir bilgi. Onların bilgisi dışında yurt dışına ödeme yapılıyor karşılığında öğretmenler maalesef Türkiye hapishanelerine gönderiliyor.” ifadelerini kullandı.
“Avrupa Konseyi ve AİHM’in de tutumunu görmüş olacağız”
Avrupa Konseyi’nde bu olayla eleştirel bir bakış açısı olduğunu söyleyen Supac, konuyu konseydeki Türk parlamenterlerle konuştuğunu, genel sekreter Thorbjorn Jagland’a kaçırılma olayı, ve Türkiye hapishaneleri hakkındaki görüşlerini soracağını ifade etti. “Bu şekilde tutumunu öğrenmiş olacağız.” dedi. Bu tür kaçırılma olaylarının Kosova ve farklı ülkelerde yaşandığını hatırlatan Supac, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa kurumları daha kararlı ve sağlam bir duruş sergilemeli, Amnesty ve diğer insan hakları kuruluşları ayrıca AİHM’in de tutumlarını göreceğiz, Horizon okulu avukatlarının bu mahkemeye başvurduklarını biliyoruz. Moldova hükümeti AİHM’in isteği üzerine açıklama yaptı fakat cevap pek tatmin edici değildi” ifadelerini kullandı.
“Moldova istihbaratı kanıt sunamadı”
Moldova parlamentosunda güvenlik soruşturması için istihbarat başkanları çağrıldığında, bu oturuma kendi partisinin çağrılmadığını belirten Supac, soruşturma hakkında detaylı bilgi sahibi olmadığını fakat öğretmenlerin ülke için nasıl bir güvenlik tehdidi oluşturduklarına dair istihbaratın herhangi bir kanıt sunamadığını vurguladı: “Aldığım haberlere göre, istihbarattan hiç kimse, bir kişi hakkında bile güvelik sorunu ve tehlikesi olduğuna dair bir kanıt sunamadı.”
“Moldova hükümeti uluslararası hukuk kurallarını çiğnedi”
Supac, hiçbir resmi ve hukuki gerekçe yokken 7 öğretmenin sınır dışı edilmesini uluslararası hukuk kurallarını çiğnenmesi olarak nitelendirdi ve ekledi: “İltica talepleri olduğunu biliyoruz olumlu veya olumsuz cevap yok, onların yakın akrabaları da, öğretmenler hapse atıldıktan 4 gün sonra iltica talepleri kabul edildi. Elimizde resmi büro tarafından onaylanan bir belge var, eğer öğretmenler iade edilirse hapse atılacakları, işkence görebilecekleri hatta öldürülme riski olduğuna dair bir belge. Bizim sorunumuz öğretmenlerin Moldova hükümeti tarafından iade edilmesi konusunda kimlerin sorumluluğu olduğunu?”
MOLDOVA YÜKSEK YARGICI DOMNİCA MANOLE: MOLDOVA HÜKÜMETİ SORUMLUDUR
Moldova cumhuriyeti temyiz mahkemesi hakimi Dominica Manole, Avrupa Konseyi’nde Tr724’e verdiği demeçte, eğer insanlar sınır dışı edileceklerse 3. bir ülkeye sınır dışı edilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Onların ülkelerinde fiziki şiddete maruz kalacakları ve hayatı tehlike altında oldukları kesin. Hayatı tehlike atındaki ülkeye değil başka bir ülkeye sınır dışı edilmeleri gerekiyordu. Dolayısıyla bu insanları bekleyen siyasi kovuşturma, işkence tehlikesi ve hayatlarını tehlikeye attığından dolayı Moldova Cumhuriyeti suçludur. Uluslararası hukuk kuralları ihlal edilmiştir.” ifadelerini kullandı.
‘Bu okullar Moldova için madalyalar kazandı”
Parlamento başkanının çocuğu gibi ülkedeki birçok üst düzey yetkilinin çocuklarının bu okullarda okuduğuna işaret eden Manole, okulların Moldova’yı tüm dünyaya tanıttığını söyledi. “Bu okulda okuyan öğrenciler uluslararası bilim olimpiyatlarına Moldova için madalyalar kazandı. Moldova’daki eğitim sisteminde çok büyük katkıları oldu tüm bunlara rağmen öğretmenlerin gönderilmesi ülkede çok büyük şok etkisi yarattı. Geride kalanların tehlikesi devam ediyor, yurtdışındaki Türk diasporası oldukça fazla, birlikte hareket edip dayanışma içinde olmanız gerekiyor.” dedi.
AVUKAT ANNA URSACHİ: PARA VE ÇIKAR İLİŞKİLERİ VAR
Siyasi soruşturmaları takip ettiği için kendisi de ülkesine gidemeyen AB’ye sığınma talebinde bulunan avukat Anna Ursachi ise Tr724’e verdiği mülakatta Moldova’da kalan diğer öğretmenler için tehlikenin devam ettiğine dikkat çekti.
Türkiye ve Moldova istihbarat servislerinin işbirliği içerisinde adam kaçıldıkları söyleyen Ursachi, şöyle konuştu: “Bu 7 öğretmen kanunsuz bir şekilde kaçırıldı, olayın içinde para ve çıkar ilişkisi var. Dolayısıyla hali hazırda Moldova’da yaşayan diğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için tehlike devam ediyor”. Erdoğan, Moldova cumhurbaşkanlığı binasını inşa edeceği ve hükümetin başka projelerini destekleyeceği sözünü veriyor. Moldova’da araştırmacı gazetecilerinin ulaştıkları bilgiye göre, Türkiye’ye her sınır dışı edilen vatandaş için Moldova’ya para ödendiğini duyuyoruz. Bununla ilgili somut bir delilimiz yok fakat bu yönde çok söylentiler var ve benim kanaatimce buna inanmalıyız.”
Ursachi: Rusya’nın da payı var
Avrupa kamuoyunun bu olayı derinlemesine bilmesi gerektiğini belirten Ursachi, “Moldova istihbarat şefi Bodner, oligark olan ve iktidardaki demokrat partisinin başkanı Vladımır Plahotniuc tarafından atanmıştı. Moldova istihbarat şefi Bodner aynı zamanda devlet şirketi olan Moldova Gaz’ın resmi yöneticisi, ki bu şirkette Gazpromun payı var, dolaysıyla Rusya’nın da payı var” iddiasında bulundu.
“Dünya kamuoyu bu tip ihlallere sert şekilde karşı çıkmalı”
Moldova’da kalan diğer öğretmenlerin psikolojik ve güvenlik durumları hakkında endişeli olduğunu dile getiren Ursachi, ülke yetkililerine şu mesajı verdi: “Türkiye’ye gönderilenlerin hayatları hakkında endişelerimi ve kaygılarımı bildiriyorum. Ve dünya kamuoyunun bu tür çok büyük bir insan hakları ihlallerini açıkça şiddetli bir şekilde kanmaları gerekiyor. Moldova hükümetine, diktatörlerin isteği üzeri barışçıl insanları hukuksuz bir şekilde sınır dışı etmemesi yönünde baskı yapmaları konusunda çağrıda bulunuyorum. Tüm uluslararası kurumlar ve kamuoyunun Türkiye’de hapiste olan vatandaşların durumlarını yakından takip etmelerini istiyorum.”