Bir süre önce okuyucuyla buluşan ''Çarmıha Gerilen
Molekül ve Modern
Bilimin
Kolesterol Masalları'' adlı kitabın yazarı
Uzman Biyolog
Mevlüt Durmuş, yüksek kolesterolün tedavisinde doğrudan kandaki kolesterol oranının düşürülmesine karşı çıktı.
Ortaya attığı görüşlerle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan Durmuş, kolesterolün vücudun en temel yapı taşlarından birisi olduğunu söyledi.
Bu yapı taşından birçok steroid kökenli, organizma için vazgeçilmez hormonlar ve diğer ürünlerin yapıldığını ifade eden Durmuş, ''Örneğin hücrede kolesterol yapılanmazsa kadınlık ve erkeklik hormonları oluşamaz. Çünkü birçok organizma için gerekli maddeler kolesterol olmadan yapılamaz'' diye konuştu.
KOLESTEROL YÜKSEKLİĞİ NEDİR?
Kanda ''kolesterol'' diye doğrudan bir molekül bulunmadığını, fakat ''lipoprotein'' denilen, kolesterolü taşıyan değişik lipid taşıyıcı proteinler bulunduğunu anlatan Durmuş, kolesterolün bu proteinlerin
küçük bir kısmı olduğunu belirtti.
''
Total kolesterol'' denilen olgunun ise bütün lipoproteinler içindeki yağların bir türü olduğuna işaret eden Durmuş, şu görüşleri savundu:
''İşte bu yağların oranı yüksek olduğunda 'yüksek kolesterol' teşhisi konuluyor ve
hastalara kolesterol düşürücü ilaçlar veriliyor. Bu ilaçlarla lipoproteinlerin içindeki kolesterol oluşumunun engellenmesi, zaten küçülmüş olan bu partiküllerin daha da küçülmesine yol açıyor. Bu küçülmenin
kalp kasını zayıflattığı da bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. New York'taki Albert
Einstein Tıp Koleji'ne bağlı Yaşlanma Araştırmaları Enstitüsü'nün yöneticisi Dr. Nir Barzilai tarafından yapılan araştırmayla küçük lipoprotein partiküllerinin insan ömrünü kısalttığını, büyük lipoprotein partiküllerinin ise insan ömrünü uzattığı kanıtlanmıştır. Araştırmaya göre, kanlarındaki kolesterol parçacıkları, yani lipoproteinleri büyük olanlar 90 yıl ya da daha fazla yaşayabiliyor. Çünkü lipoproteinler küçük olunca kan damarlarının çeperlerine çok daha kolaylıkla yapışıyor. Böyle olunca da daralan damardan kan geçici azalıyor ve hasta kalp krizi ya da
felç gibi tehlikelerle karşı karşıya kalıyor.''
Durmuş, kolesterol ilaçlarının ayrıca çok çeşitli yan etkileri olduğunu, bunun da birçok bilimsel araştırmayla kanıtlandığını bildirdi.
''ASIL PARTİKÜLÜN YAPISINA BAKILMALI''
Oysa, lipoprotein partikülünün yapısının, içindeki kolesterol molekülünden daha önemli olduğunu kaydeden Durmuş, ''Yapısı küçülen lipoprotein partikülünün içindeki kolesterole değil, bu partikülü oluşturan diğer tüm bileşenlere bakmak gerekir. Çünkü, kalp rahatsızlıklarına sadece kolesterol yüksekliği veya düşüklüğü değil, partikül içindeki diğer yağların eksikliği de neden olabilir'' diye konuştu.
Küçülen lipoprotein partikülü içindeki eksik olan şeyin bulunması halinde sorunun kendiliğinden çözüleceğini öne süren Durmuş, ''Yaptığımız çalışmalarda bu küçülmenin çeşitli lipitlerin eksikliğinden kaynaklandığını bulduk ve bunu da matematiksel bir formülle gösterdik.
Beslenme alışkanlıkları yeniden düzenlenerek kaliteli partikül oluşumu için ihtiyaç duyulan yağların alınması, sorunun çözümüne büyük katkı sağlayacaktır'' dedi.
Durmuş, lipoprotein partikülünün yapısındaki küçülmenin neden kaynaklandığının tespitinden sonra partikülün eski haline dönmesi için hangi maddelerin alınması gerektiğinin bir uzman tarafından önerilmesi gerektiğini söyledi.
Durmuş, ''Eksik olan bu lipitler
ceviz, fındık ve keten tohumu gibi
gıdalarla da alınabilir. Bu tip besinlerin faydalı olmasının nedeni, söz konusu besinlerin partikül çapını normal hale getirmesidir'' diye konuştu.
''KOLESTEROL İÇEREN GIDA, KOLESTEROLÜ YÜKSELTMEZ''
Durmuş'un dile getirdiği iddialara
destek veren
İstanbul Üniversitesi
Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Ahmet Aydın ise, ''Kolesterol içeren gıda alınınca kolesterolün artacağı ve kalbin tıkanacağı'' şeklindeki tezin yanlış olduğunu savundu.
Bu tür gıdaların kolesterolü yükseltmeyeceğini kaydeden Aydın, Afrika'da yaşayan bir kabilenin üyelerinin günde 5 kilo süt tüketmelerine rağmen son derece sağlıklı olduklarını, bu kişilerin şehre yerleştikten sonra hastalanmaya başladıklarını bildirdi. Yeni Zelanda'da 60'lı yıllara kadar koroner kalp rahatsızlıkları görülmediğini ifade eden Aydın, şöyle konuştu:
''Kolesterol vücudun yapı taşıdır, tuğlasıdır. Hem birçok hormonun hem de D, E ve A gibi vitaminlerin üretilmesi için gereklidir. Yani kolesterol hem yapısal hem de fonksiyonel açıdan gerekli. Kolesterol ilaçlarıyla lipoprotein partikülleri küçültülmemeli, tam aksine bu partiküllerin tekrar büyümesi sağlanmalıdır. Bunun için de düzgün yağlar alınmalıdır. Ayrıca unlu ve şekerli, paketlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır. Bol taze
sebze ve
meyve tüketilmesini de öneriyoruz.''
''KOLESTEROL YÜKSELDİKÇE KALP KRİZİ RİSKİ ARTAR''
Öte yandan,
Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Kardiyoloji Kliniği'nde görevli İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Temizhan ise kolesterol değerlerinin son yıllarda değişik parametrelere bakılarak ölçüldüğünü söyledi.
Teknolojinin ilerlemesiyle
toplum üzerinde yapılan araştırmalarda kolesterol ölçümlerinde daha farklı parametreler geliştirilebildiğini anlatan Temizhan, ''Kandaki kolesterol ölçülürken total kolesterol, trigliserid, HDL ve LDL değerlerine bakılıyor. Ama bilimde sürekli gelişme oluyor. Örneğin geçmişte 'normal' diye tanımlanan değerler düşüyor'' diye konuştu.
Kolesterolün vücutta mutlaka bulunması gerektiğini vurgulayan Temizhan, ''Kolesterol olmazsa hayat da olmaz. Ama bunun mutlaka belirli bir oranda olması gerekir. Çünkü kolesterol yükseldikçe kalp krizi riski artar, düştükçe de bu risk azalır. Kalp hastalığının tam denklemi bilinmiyor. Ama en önemli faktörlerden birisi yüksek kolesterol'' dedi.
Kolesterol ilaçlarının yan etkileriyle ilgili iddiaların hatırlatılması üzerine Temizhan, ''Evet bu ilaçların
kanser yaptığı iddiaları hala tartışılıyor. Ama kolesterol ilaçları sadece kolesterolü düşürmekle kalmayıp aynı zamanda kalp damarlarında sertleşmeye yol açan plakların yırtılmasını da önlüyor ki bu yırtılma kalp krizine neden oluyor'' diye konuştu.
''KÜÇÜK LİPOPROTEİNLER ÖLDÜRÜCÜ''
Kolesterol hakkında genel bilgilerin bulunduğu ''Çarmıha Gerilen Molekül ve Modern Bilimin Kolesterol Masalları'' kitabında, bu konuda kabul gören görüşlerden farklı tezleri savunan bilim adamlarının araştırmaları ve iddialarına yer veriliyor.
Kitapta kolesterolün yüksek ölçülmesinin sadece bazı dengelerin bozulduğunu göstermesi açısından bir değer taşıdığı savunularak, zaman içinde kolesterolün değil küçük lipoproteinlerin öldürücü olduğu tezi dile getirildi.