İşte Ertuğrul Özkök'ün bugünkü yazısı:
Ahmet Şık’ın yakaladığı o dehşetengiz cümle ne?
Önceki gün çok önemli bir gelişme oldu.
Benim 17 Temmuz günü yazdığım bir konuyu Ahmet Şık, önceki gün, şimdiden tarihe geçen savunmasında aynen tekrarladı.
*
Konu Başbakan Binali Yıldırım’ın 15 Temmuz gecesi saat tam 22.40’ta MİT Müsteşarı’na ettiği telefondu.
Başbakan Yıldırım, o saatte MİT Müsteşarı’ndan herhangi bir bilgi alamadığını söylemişti.
*
Ancaak...
Ahmet Şık savunmasında, benim yazımda olmayan, çok ama çok önemli bir ayrıntıyı verdi.
Başbakan Binali Yıldırım şöyle devam ediyor: “Ben kendisine (MİT Müsteşarı’na) sordum, ‘Darbe oluyor, ne yapıyorsun?’ ‘Yok’ dedi. ‘Bir şey yok, normal. Biz çalışıyoruz’...”
*
Bugün, 28 Temmuz... Bu cümle Hürriyet’in “15 Temmuz ekinde” yayınlandı.
Şimdi çok basit bir şey yapacağım.
Ahmet Şık’ın savunmasındaki bu cümleyi alıp Abdulkadir Selvi’nin dün Hürriyet’te yayınlanan yazısının ve 15 Temmuz gecesini anlattığı kitabından bir bölümünün yanına koyacağım.
*
Ve bakın ne göreceksiniz...
MİT ASANSÖRÜNDE DUYULAN DARBE, ÜST KATTA BİLİNMİYOR
ABDULKADİR Selvi dünkü yazısında ve geçen ay yayınlanan kitabında o geceye ait çok ilginç bir toplantıyı anlatıyor.
*
15 Temmuz gecesi MİT’te gizli tutulan bir yemek vardır. Masada, Suriye’deki muhalif gruplardan birinin en üst yetkilisi ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez oturmaktadır.
*
Saat tam 22.00’de yemeğe geçilmiştir. Daha çorbalarından ilk kaşığı almışken bir görevli gelip Hakan Fidan’a bir şeyler söyler ve o da masadan kalkıp gider.
*
Az sonra gelen bir yetkili Diyanet İşleri Başkanı ve Suriyeli muhalif lideri sığınağa indirir.
Sığınağa inerlerken, asansörde Mehmet Görmez’in cep telefonu çalar.
*
Arayan eşidir ve şunu söyler: “Cumhurbaşkanlığı’ndaki bir görevlinin eşi İstanbul’dan aramış ve ‘Darbe oluyor, buranın etrafını sardılar’ demiş.”
*
Peki Diyanet İşleri Başkanı Görmez eşine ne cevap vermiş?
Buyurun Abdulkadir Selvi’nin kitabından okuyalım:
“Ben bu işi en önce haber alacak yerdeyim (MİT’te). Onlar öyle bir şey söylemedi.”
*
Siz bir şey anladınız mı....
Cumhurbaşkanlığı’nda çalışan birinin eşi ta İstanbul’da “Bir şeyler olduğunu”öğrenmiş, Diyanet İşleri Başkanı’nın eşini aramış.
O da tam o sırada sığınağa indirilen kocasını asansörde bulup bunu anlatmış.
*
Ama MİT’in sığınağına inen asansöre ulaşan bilgi, aynı binanın üst katındaki ofise ulaşmamış olmalı ki, ülkenin başbakanına, saat 22.40’ta şu cevap veriliyor:
“Burada bir şey yok. Her şey normal, biz çalışıyoruz...”
O GECE O SAATLERDE NELER OLUYORDU
PEKİ o saatte her şey gerçekten normal mi... Buyurun o saate de bakalım
- Saat 21.00: Darbeciler Genelkurmay Karargâhı’nı ele geçirerek komutanları esir almışlar. Kendilerine direnenlerle de çatışmaya başladıkları için silah sesleri duyulmaya başlamış.
- Saat 22.00: Genelkurmay Karargâhı’nda silah sesleri duyuldu ve helikopter dışarıda bulunanların üzerine ateş açtı.
- Saat 22.05: Genelkurmay Başkanı’nın uçuş yasağı emrine rağmen, Ankara’da savaş jetleri ses duvarını aşarak uçuş yapmaya başlamışlar.
- Saat 22.28: İstanbul’da tanklar, 1. köprünün Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçişi kapatmış.
- Saat 22.35: İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanları darbeciler tarafından işgal edilmiş.
GÜÇLÜ BAŞKANIN ‘KOLTUK’ PROFİLİ
GEÇEN gece Amerika’da Beyaz Saray ve başkanlık entrikalarını anlatan “House Of Cards” dizisinin beşinci sezonunu bir kere daha seyrettim.
Başkanlığı ele geçirmek ve koltuğunda kalabilmek için insan öldürmek dahil her şeyi yapan güçlü Başkan Frank Underwood zaman zaman seyirciye dönüp kendi koyduğu kanunlarını anlatır.
Bunları not aldım.
Ortaya ilginç bir liderlik profili çıktı.
İŞTE O ‘BAŞKAN’IN 10 DEMİR KANUNU
- KANUN 1: “Önemli olan rakibinden tek oy fazla almaktır.”
*
- KANUN 2: “Ölene kadar her gün kazanmalısın.”
*
- KANUN 3: “Halk ben ne söylersem ona inanır.”
*
- KANUN 4: “Beni ilgilendiren tek gelecek, önümüzdeki seçimdir.”
*
- KANUN 5: “Bedava çalışırım diyene güvenmem.”
*
- KANUN 6: “Yenilgiyi kabul etmek her zaman zordur, bunu halkın önünde yapmak ise cehennem azabıdır.”
*
- KANUN 7: “Kendin kaşındın Amerika, bana siz oy verdiniz.”
*
- KANUN 8: “Bana mutlak sadakat göstermeyeni düşman addederim.”
*
- KANUN 9: “Paranoyak olma” diyene şu cevabı veririm: “Şimdi olmayayım da ne zaman olayım?”
*
- KANUN 10: “Ne dediğim, ne yaptığım önemli değil. Yeter ki bir şeyler yapayım, hepiniz peşime takılırsınız.”