Gazeteye göre Sisi’nin Türkiye’ye doğrudan atıfta bulunmaktan kaçınmasının sebebi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın politikalarını etkileyebilecek daha geniş siyasi ve bölgesel değişiklikleri beklemesi ve Türkiye ile doğrudan bir çatışmaya girmekten kaçınması.
Sisi’nin konuşması sırasında Doğu Akdeniz bölgesinde ortak çıkar ve hedeflere ulaşmak için karasuları üzerindeki egemenliğine olan bağlılığını, Yunanistan ile ilişkileri güçlendirme ve Kıbrıs ile üçlü mekanizma çerçevesinde mevcut işbirliğini geliştirme konusundaki kararlılığını vurguladığına işaret edilen haberde Mitsotakis’in ise ülkesinin Kahire ile işbirliğini güçlendirmek ve ayrıca Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs arasında "eşgüdüm ve düzenli kurumsal işbirliği için başarılı ve etkili" olan üçlü mekanizmayı geliştirmekle ilgilendiğine vurgu yaptığı belirtiliyor.
Haberde, Mitsotakis’in Libya'da barışın sağlanması ve yabancı güçlerin topraklarından çekilmesi konusunda Mısır ile anlaştığını söylediği de ifade ediliyor.
Türkiye’nin tüm bu eleştiri ve açıklamalara kayıtsız kalarak Doğu Akdeniz ve Libya’daki politikalarını sürdürdüğüne işaret edilen haberde, “Uzmanlar bölge yetkililerinin, özellikle Mısır'ın Türkiye'nin rolüyle ilgili açıklamalarının tamamen retorik olarak kaldığına dikkat çekiyorlar. Çünkü bu tür açıklamalar Türkiye’nin Doğu Akdeniz'deki artan etkisinden geri adım atması ve tartışmalı bölgelerden uzaklaşması için baskı oluşturmadığı gibi, güçlerini ve Libya'ya getirdiği paralı askerleri geri çekmeye de zorlamıyor.
Buna karşılık Ankara’nın Kıbrıs'taki etkisini güçlendirdiği, Fransızlar, Mısırlılar ve Yunanlıların ifadelerinin tonunu düşürdüklerine vurgu yapılan haberde, “Türkler artık Libya'daki varlıklarını bir oldubitti olarak empoze ediyor ve üst düzey yetkililer, sanki Libya'nın başkenti bir Türk vilayetiymiş gibi, yerel veya uluslararası hiçbir tarafa haber vermeden Trablus'a ziyaretler yapıyor” şeklinde ifadelere yer veriliyor.
Türkiye’ye karşı bölgesel bir alternatif olarak görünmeye çalışan Mısır’ın ise siyasi ağırlığını abarttığına vurgu yapılan haberde uzmanların Mısır’ın Gazze’deki diplomatik başarısının istisnai olduğuna da vurgu yapılıyor.
Sisi ve Miçotakis’in özellikle Libya'daki son gelişmelere odaklandığına işaret edilen haberde şu görüşler dile getiriliyor: “Bu yıl sonunda seçimlerin zamanında yapılmasının, milislerin dağıtılmasının ve tüm yabancı güçler ile paralı askerlerin Libya topraklarından çekilmesinin önemine yol açan mevcut siyasi yolun desteklenmesi konusunda anlaşmaya varıldı.
Libya krizi üzerindeki bu yoğunlaşma, Türkiye'nin bölgesel güçlere bir oldubitti empoze etme konusunda başarılı olamayacağını ve Çarşamba günü başlayacak olan ikinci Berlin Libya Konferansı'ndan bu yana uluslararası taleplere uygun hareket etmekten başka bir seçenekle karşı karşıya kalmayacağını gösterebilir.”
Gazeteye konuşan eski Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed el Urabi, Berlin toplantısının Mısır'ın Doğu Akdeniz ülkeleriyle ilişkisine alternatif olmadığını doğruladığını çünkü bu ülkelerle yakınlaşmanın hem Mısır hem Türkiye hem de bölge için büyük stratejik önem taşıdığını belirtiyor.
Urabi, Türkiye'nin sorununun, Erdoğan'ın ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı son görüşmenin Ankara için stratejik ilerlemeler ve daha büyük bir manevra alanı sağlayacağına ve bölgesel yaklaşımlarını değiştireceğine olan inancında yattığını da ifade ediyor.