Arena'ya SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak ile BBP eski Genel Başkanı Mustafa Destici, birlikte el ele geldiler.
İki lider, partilileri selamladı. Büyük coşkunun yaşandığı tanıtım toplantısında Arane'da, rahmetli Necmettin Erbakan ile Muhsin Yazıcıoğlu'nun fotoğrafları aynı afişte yer aldı. 'Milli İttifak-İktidar Olacak', 'Milli İttifak-Milli İktidar', 'Muhsin Başkan-Mücahit Erbakan' sloganları atıldı, İstiklal Marşı okundu.
Milli İttifak'ın ana teması ise 'Kendine Gel; Saadet'e Gel.' oldu. Söyledikleri parçalarla partilileri coşturan sanatçı Hasan Sağındık, Milli İttifak'ın vatana, millete ve Ümmet-i Muhammed'e hayırlı olmasını diledi. Yoğun istek üzerine iki defa dinlettirilen seçim müziği sırasında partililer de halay çekti. SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak ile BBP eski Genel Başkanı Mustafa Destici, konuşmak için kürsüye birlikte çağrıldı.
Bugün büyük bir gün olduğunu dile getiren Kamalak, "Tıpkı havaya, suya, toprağa cemre düşerya; işte onun gib bir şey. Bugün cemre yüreklere düşmüştür." ifadelerini kullandı. "Yiğide sermaye gerekmez, imandan başka." diyen Kamalak, Milli İttifak altında gümbür gümbür geldiklerini belirterek, "Hukukta adalet, kazançta bereket, toplumda fazilet diyoruz. Tertemiz uzman ve ehil kadrolarla geliyoruz." dedi. Destici, "Mazlum kardeşlerimiz için bir araya geldik." ifadelerini kullandı. Selamlama konuşmalarının ardından iki lider, Milli İttifak seçim beyannamesini birlikte okudular.
Kamalak ve Destici, Milli İttifak olarak dünyada yaşanan sorunları çözmek için şu esasları benimseyeceklerini söyledi: "Savaş değil barış, çatışma değil diyalog, sömürü değil işbirliği, çifte standart değil adalet, tekebbür değil eşitlik, baskı ve tahakküm değil, insan hakları ve özgürlük."
Kamalak, şöyle konuştu: "Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi olarak bizler 'Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır!' ilkesine göre, ülkemizin içinde bulunduğu güç koşulları göz önünde bulundurarak, halkımızın menfaatlerini her türlü kişisel menfaatin üstünde tutarak hakikatin ve hikmetin yanında yer aldık. Saadet Partisi çatısı altında bir araya geldik. 7 Haziran günü yapılacak genel seçimler için milletimizin heyecanla beklediği Milli İttifak'ı gerçekleştirdik. Saadet çatısı altındaki Milli İttifak'ı oluşturan bizler, meselelerin farkında olduğumuz kadar, çözüm yollarını da biliyoruz. Tüm varlıklara dair ilahi ve evrensel kaynaklarda ortaya konan ilkeleri esas alarak tüm mahlûkata hak ettiği şefkati göstermeyi, insan haklarına azami ölçüde saygılı olmayı siyasetin esası sayıyoruz. Her işin güzel, çabuk ve az maliyetle yapılabilmesi için işi ehline vereceğiz. Hiçbir vatandaşımız arasında, ayrımcılık, kayırmacılık yapmayacağız. İnsan haklarına saygılı, huzurlu, mutlu, barış ve kardeşlik içinde yaşanan bir toplum ve Türkiye için çalışacağız."
Destici ise şunları söyledi: "Milletimizin vicdanına, sesine tercüman olmak için; insanlarımızın temel hak ve özgürlüklerinin korunması için; huzur, güven, barış, kardeşlik ve adalet içinde yaşanan mutlu bir ülke tesis etmek için 'Şimdi Saadette Birlik Zamanı' sloganı ile Milli İttifak'ta buluştuk. İnsanı saygın görerek, ülkemizde vatandaşlarımızın bir arada, mutlu, huzur ve güven içinde yaşayacağı bir ortamı tüm vatandaşlarımızın, istek ve taleplerini hesaba katarak birlikte inşa edecek bir yönetim uygulayacağız. Her türlü öneri ve teklifi titizlikle dikkate alıp değerlendireceğiz."
TERÖR SONLANDIRILACAK
İşte Kamalak ve Destici'nin açıkladığı Milli İttifak Seçim Beyannamesi:
"Ülkemizde terörü sonlandıracak, sosyal birliği ve kardeşliği tesis edeceğiz. Ancak devletin varlığı ve milletin birliği zaafa uğratılmamalıdır. Temel insan hakları pazarlık konusu yapılamaz. Devlet bu hakları vermekle yükümlüdür. Tüm vatandaşlarımız bizim yönetimimizde 1. sınıf vatandaş olacak. Hiç kimse siyasi görüşünden, ideolojisinden, dilinden, inancından, mezhebinden, cinsiyetinden, etnik kökeninden, ırkından vb. dolayı ayrımcılığa ve adaletsizliğe uğramayacak.
Hukukun ve hukukun üstünlüğü ilkesinin hangi saiklerle olursa olsun, içinin boşaltılmasına, zayıflatılmasına izin vermeyeceğiz. Hukuku yeniden ihya edeceğiz; masumiyet karinesini en temel ilke olarak tüm vatandaşlarımız için geçerli kılacağız.
Edirne'deki kardeşinin acısını Hakkâri'deki kardeşi duyan, Diyarbakır'dan yükselen bir sese Çankırı'dan ses veren bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz. Hepimiz aynı kilimin desenleriyiz. İnsanların bir arada ve mutlu yaşayacağı bir ülkeyi el birliğiyle ilmek ilmek dokuyacağız.
CUMHURBAŞKANINA TAHSİS EDİLEN ÖRTÜLÜ ÖDENEK KALDIRILACAK
Ahlak siyasete hâkim kılınacaktır. Milli İttifak'ın iktidarında siyasetin finansmanı şeffaflaştırılacaktır. Kamu yönetimi şeffaflaştırılacak, üst düzey yönetimler belli aralıklarla çalışmaları hakkında halkımıza bilgi verecektir. Siyasi sorumluluğu bulunmayan Cumhurbaşkanına tahsis edilen örtülü ödenek kaldırılacaktır. Hiçbir merci tarafından denetimsiz ve hesap verilmeyen kamu harcaması yapılamayacaktır.
Kuvvetler ayrılığı prensibini hukukun üstünlüğü ilkesine göre yeniden ve geri dönülmez şekilde tesis edeceğiz, güçlünün hukuku yerine, hukukun üstünlüğü ilkesine işlerlik kazandıracağız. İşte o vakit insanlarımız onurlu, saygın bir ülkenin saygın vatandaşları olmanın ne demek olduğunu anlayacaktır.
YÜZDE 10 SEÇİM BARAJI KALDIRILACAK
Siyaseti demokratikleştireceğiz, demokrasiyi toplumsallaştıracağız. Yüzde 10 seçim barajını derhal kaldıracağız, seçim sistemini sosyal adalete ve milletimizin beklentilerine uygun hale getireceğiz. Siyasi partilerin aldıkları oy oranına göre Meclis'e girmesinin ve nispi temsil sistemine göre tüm toplum kesimlerinin Meclis'te temsil edilmesinin önünü açacağız.
Siyasi partilere devlet yardımının, seçime katılan partiler arasında hiçbir ayrım yapılmadan aldığı oy oranına göre adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlayacağız. Siyasetin finansmanını şeffaflaştıracağız. Bu yönde gerekli her türlü yasal düzenlemeyi ivedilikle gerçekleştireceğiz. Siyasi partilerin kendi amblemlerini kullanarak seçim işbirliği yapmalarının önü açacağız.
Referandum müessesesine daha fazla işlerlik kazandırılacak, önemli yasalar milletin onayına sunulacaktır. Özelikle temel hak ve özgürlükler alanında yapılacak yasal değişikliklerin belli sayıda milletvekilinin imzası ile referanduma sunulmasına imkan vereceğiz.
VATANDAŞLAR KANUN TEKLİFİ VEREBİLECEK
Vatandaşlarımızın, kanun teklifi vermesinin önünü açacağız. Koşulları ve çerçevesi Anayasada belirlenecek hususlarda, 150 bin imza ile vatandaşlar kendilerini ilgilendiren konularda, görüşülmek üzere, Dilekçe Komisyonu aracılığıyla TBMM'ye kanun teklifi verebileceklerdir.
Medyanın objektif ve tarafsız olması, medya sahiplerinin de sadece medya ile ilgili alanlarda faaliyet göstermesi sağlanacaktır. Milletimizin tüm fertlerinin vergileriyle finanse edilmesine rağmen, iktidarların halk üzerindeki propaganda aracına dönüşen kamu yayın kuruluşları gerçek anlamda kamu yararı için çalışan kurumlara dönüştürülecektir.
SAVCILAR VE HAKİMLER YAPISAL VE KURUMSAL OLARAK BİRBİRİNDEN AYRILACAK
Adalet mülkün temelidir, fakat geç kalmış adalet, adalet değil zulümdürAdaletin hızlı işletilmesi için usul kanunlarında gerekli düzenlemeler yapılacaktır. Savcılar ile hâkimler yapısal ve kurumsal olarak birbirinden ayrılacak, iddia ve savunma işlevini yerine getiren savcılar ile avukatların konumları denk hale getirilecektir. İnsan hakları ihlalleri konusunu ele alan, İnsan Hakları İhtisas Mahkemeleri kurulacaktır. Siyaset ve idare, yargıya karışmayacak, yargının siyasallaşması yolu bir daha açılmamak üzere kapatılacaktır.
Kamu yönetiminde kamu yararı, liyakat ve ehliyet esaslarını hayata geçirilecek. Kamu görevlileri ile ilgili dava açılabilmesi için aranan üst yöneticilerinin izin şartı sınırlandırılacaktır. Devlet personel yönetimi, hükümetlerin vatandaş üzerindeki patronaj ve baskısının bir aracı olmaktan çıkarılacak, liyakati ve performansı ölçü alan bir anlayışla yeniden düzenlenecek.
MAHALLE MECLİSLERİ İHDAS EDİLECEK
Yerel yönetimleri vatandaş katılımı ile güçlendireceğiz. Vatandaş Meclisleri ve Mahalle Meclisleri ihdas edilerek halkın yönetime katılması teşvik edeceğiz. Muhtarların da belediye meclislerinde temsil edilmesini sağlayacağız.
Kırsal kalkınma desteklenecek. Herkes kendi işinin sahibi olacak, kırsal kalkınma için 'Yeni Nesil Kooperatifler'in kurulmasına öncülük edilecek. Gelirin tabana yayılması sağlanacak. Yerel ekonomik kaynaklar değerlendirilerek bölgesel gelişme sağlanacak ve Yerel Ekonomik Gelişme Programı uygulanacaktır.
Çıkış noktası yerli kaynaklarla yerinden kalkınma olan Kalkınan Anadolu Projesi (KAP) Türkiye'nin en temel ihtiyaçları göz önüne alınarak tasarlanmış, doğal kaynaklarımızın en verimli şekilde kullanılması amaçlanan büyük bir projedir. Bu projeyle Erzurum'dan başlayıp Ankara'da bitecek büyük su kanalları ile birlikte göletler oluşturulacak, yeni barajlar yapılacak, elektrik enerjisi sağlanacaktır. İstihdam artırılarak göç engellenecektir. Ekolojik zenginlik sağlanacak, tarım ve hayvancılık şehirleri kurularak tarım ve hayvancılık endüstrisi geliştirilecektir.
DENİZCİLİK BAKANLIĞI KURULACAK
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen denizin nimetlerinden yeterince istifade edemiyoruz. Milli İttifak iktidarında Denizcilik Bakanlığı kurulacak ve denizcilikle ilgili tüm işlemler buradan takip edilecektir.
Büyükşehir ve il belediyelerine, gelişen dünya şartlarına, teknolojilerine göre şehrin ekonomik ve sosyal yönden gelişmesi için şehrin geleceği ile ilgili sürekli raporlar hazırlayıp yön verecek 'Şehir Strateji Birimi' kurulacaktır.
Türkiye'de işsizlik, kalkınma ve dışa bağımlılık problemi, sanayileşme yolu ile bilgi ve teknoloji üretmek suretiyle çözülecektir. Türkiye bu kapsamda, kendi arabasını, kendi akıllı telefonunu, kendi mikro-işlemcisini, kendi nanoteknolojisini, kendi biyoteknolojisini üretebilen bir ülke olacaktır.
Devletin verimli olmayan birimleri daraltılacak, kaynak israfı ortadan kaldırılacaktır. Halihazırdaki haksız vergi sistemi revize edilecek, üreticilerin ve tüketicilerin maruz kaldıkları haksız, vergiler hak ve adalet temelinde yeniden düzenlenecektir.
NANOTEKNOLOJİ DESTEKLENECEK
Devlet, yeni teknolojilere hem kamu yatırımı yapacak hem de özel sektörde yatırım yapan şirketleri destekleyecektir. İlaç ve aşı üretimi, nanoteknoloji, chip (çip) ve donanım üretimi, benzinli ve dizel motor fabrikaları, uçak uzay ve havacılık sanayi, savunma sanayii denizaltı ve muhrip üretimi gibi stratejik alanlarda ülkemizin sanayicilerinin ürettikleri ileri ürünlerin iç piyasada kullanımı ve bunun yanı sıra ihracatı desteklenecektir.
Milli İttifak iktidarında öncelikle iç ve dış borçlanmanın temel nedeni olan ekonomik program değiştirilecek, onun yerine Adil Ekonomik Düzen kurulacaktır. Böylece, ekonominin temelinde rant değil, üretim olacaktır. Kaynaklar doğrudan katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirilecek, üretim seferberliği ile birlikte borçlar yeniden borçlanarak değil, üretim arttırılarak kapatılacaktır.
Devletin 450 milyar TL tutarındaki iç borcunun bir kısmı, kamunun kamuya olan borçlarının silinmesi yoluyla, bir kısmı uzun vadeli bir plan dahilinde Merkez Bankası kaynakları vasıtasıyla, kademeli olarak sıfırlanacaktır.
Milli İttifak iktidarında ekilebilir bütün araziler tarıma açılacak, bütün madenler ve cevherler işletilecek, iş ve çalışma koşulları iyileştirilerek bütün işsizlere istihdam alanı sağlanacaktır. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele edilecek, vergi dilimleri ve oranları makul seviyeye indirilecek, beyana dayalı vergi sistemi esas olacaktır.
HAVUZ SİSTEMİ YENİDEN KURULACAK, KAYNAK İSRAFI ENGELLENECEK
En büyük kaynak paketimiz insan kaynağımızdır. Genç, inançlı ve kabiliyetli milletimizdir. Adil bir ekonomik düzenin kurulmasıyla 'Birlikte iş yapma ve adil paylaşım sistemi' kaynağımız harekete geçilecektir.
Havuz Sistemi (Kamu Tek Hesabı) yeniden kurulacak, böylece kaynak israfı engellenecektir. Borç-faiz sarmalından çıkılmasıyla, bütçeden yapılan yıllık ortalama 50 milyar TL'lik faiz ödemesi önlenecektir.
Vergilerin ağırlıklı mali güce bakılmaksızın, tüketiciden alınmaktadır. Mali güce bakılmaksızın asgari ücretliden de üst gelir grubundakinden de aynı oranda alınmaktadır. Asgari ücret açlık sınırının altında olmayacak ve asgari ücretten vergi alınmayacaktır. Vergi mevzuatı tek kanunla, öz ve açık hale getirilecektir.
İthal ikamesi ile yerli üretimin artması ve faiz politikalarının terk edilmesiyle enflasyon ve ekonomideki kırılganlıklar giderilmiş olacaktır. Böylece enflasyon sorunu kısa bir zaman içinde çözülecektir.
Milli İttifak iktidarında Türkiye üreten ve ürettiğini pazarlayabilen bir ülke haline gelecektir. Ekonomi yönetimi A'dan Z'ye üretime odaklanacak, kaynaklar en verimli şekilde üretime sevk edilecektir.
Yurtdışı ticaret ataşelerimizin etkinliği artırılacak, bu ataşeliklerin 'Dış Ticaret Ajansları' gibi çalışmaları sağlanacaktır. Gümrük mevzuatı sadeleştirilecek ve şeffaf hale getirilecektir. Gümrük hizmetlerinin kalitesi arttırılacak, hızlandırılacak ve etkinleştirilecektir. Yerli ve ileri teknoloji mallarının üretiminde kullanılan girdiler üzerindeki vergiler düşürülecektir.
Tarım alanlarının amaç dışı kullanılmasında ilk sırayı yerleşim ve sanayi alanları almaktadır. Düne kadar yeryüzünde kendini besleyebilen yedi ülkeden biri olduğumuz halde, uygulanan yanlış tarım politikaları neticesinde, bugün tarım ürünleri ithalatımız ihracatımızı çok geçmiş durumdadır. Tarımda şu düzenlemeler yapılacaktır: Tarım ve hayvancılık stratejik bir sektör olarak ilan edilecek ve aşağıda belirtilen hususlar süratle gerçekleştirilecektir. Türkiye Tarım ve Hayvancılık Kurumu kurulacaktır. Bu kuruma bağlı bir 'Tarımsal Destek Fonu' oluşturulacak ve bu fon vasıtasıyla çiftçiye faizsiz tarım ve hayvancılık kredileri verilecektir.
MAYINLI ARAZİLER ORGANİK TARIMA ELVERİŞLİ HALE GETİRİLECEK
Güney sınırımızda 85 yıldır hiç kullanılmayan mayınlı araziler temizlenerek organik tarıma elverişli hale getirilecektir. Şehir planları yapılırken 1. derece tarım alanları kesinlikle imara açılmayacaktır. Sıkı denetim ve takip ile tarım arazilerindeki kaçak yapılaşma önlenecektir.
Üreticiyi ve üretimi güçlendirmenin yolu kooperatifçilikten geçiyor. Tarımsal ürünlerde kooperatifçilik güçlendirilecektir. Bunun için kooperatifçilik kökten yeniden yapılandırılacaktır. Tarım Kredi Kooperatifleri ile tarım ve hayvancılıkla uğraşan kooperatifler desteklenecektir. Tarımda teknoloji kullanımı yaygınlaştırılacaktır. Tarım-sanayi işbirliği ve entegrasyonu artırılacaktır.
Teknik ve ekonomik bakımdan sulanabilir durumda olan 8,5 milyon hektarlık tarım arazisinin tamamı, makul olan en kısa sürede sulanır duruma getirilecektir. Son yıllarda yapımı yavaşlatılan GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ve KOP (Konya Ovası Projesi) bir an önce tamamlanacaktır. Organik tarım yaygınlaştırılacak ve desteklenecektir.
Tohumculuk sektöründe asıl katma değer hibrit sebze tohumlarındadır. Türkiye bu konuda çok zayıftır. Tohumculuk yabancı tohum firmalarının tekelindedir. Yerli tohum firmaları dış rekabet karşısında devlet tarafından desteklenecektir. GDO'lu ürün imalatı ve ithalatı sıkı bir denetim altına alınacaktır. Helal gıda üretimi desteklenecek ve gerekli yasal düzenlemeler yapılacak, tüm tedbirler alınacaktır.
AB'nin dayattığı, tarım ve hayvancılığımızı olumsuz etkileyen uygulamalar, kotalar, sınırlamalar yeniden düzenlenecektir. Tarım ve hayvancılık alanları 'Stratejik Sektör' olarak özel korumaya ve desteğe tabi tutulacaktır. Bu konudaki Ar-Ge çalışmaları yaygınlaştırılacak ve desteklenecektir.
Tarımsal sanayinin en önemli unsuru olan şeker fabrikaları özelleştirme kapsamından çıkarılarak, şeker sektörü, ülke ihtiyacının yanında ihracat odaklı olarak yeniden yapılandırılacaktır. Şeker sanayiinin güçlendirilmesi ile ülkemizde hayvancılık canlandırılacaktır. Üniversite-çiftçi işbirliği sağlanacak; tarımda eğitim, özellikle üreticilerin talepleri ve iş durumları göz önüne alınarak, sürekli hale getirilecektir. Mera ve otlaklar ıslah edilecek, aşırı otlanma önlenecek, meralardan ve otlaklardan çiftçi ücretsiz yararlanacaktır. Mera ve otlaklar amacı dışında kullanılmayacaktır.
Mevsimlik işçilerin, göçebe tarım işçilerinin çalışma ve seyahat şartları iyileştirilecektir. Üretici ve tüketici arasında fahiş kârlar elde eden aracıların rolü azaltılacak, üretici ve tüketiciyi korunacaktır.
ÇİFTÇİNİN PAZAR SORUNU ÇÖZÜLECEK
Çiftçinin pazar sorunu çözülecektir, ürün borsaları kurulacak. Ürün borsaları ile tarımsal ürünlerin fiyatlarında istikrar sağlanarak, üretici mağduriyeti önlenmiş olacaktır.
Esnaf ve Sanatkârlar ile KOBİ'lere Koordinasyon ve Planlama Merkezleri ile çözüm ortağı olacağız. Esnaf ve sanatkârların ağırlıklı olarak yer aldığı KOBİ'ler, çalışan sayısı bakımından toplam girişimlerin yüzde 99,9'unu, istihdamın yüzde 76'sını, katma değerin yüzde 54'ünü, yatırımların yüzde 50'sini ve üretimin yüzde 56'sını oluşturmaktadır. KOBİ'lere verilecek, yatırım ve finans teşvikleri artırılacaktır.
Plansız biçimde şehirlerde yükselen Alışveriş Merkezlerine (AVM) yönelik düzenlemeler yapacağız. Trafik sorunlarını beraberinde getiren, esnafımızı kepenk kapatmaya zorlayan AVM'ler karşısında halkımızı korumasız bırakmayacağız. Teşvik Yasası yeniden düzenlenerek ithal ikamesi sağlayan, ihracat potansiyeli olan yatırımlara ve özellikle KOBİ'lere destek verilecektir. Büyük yatırımcı ve üreticilerin KOBİ'ler için lokomotif olması sağlanacaktır.
Ülke kaynaklarını ranta değil, üretime yönlendireceğiz. Esnafımız ve KOBİ'ler için Ticaret ve Sanayi Odalarının daha etkin ve verimli projeler üretmesini teşvik edeceğiz; Koordinasyon ve Planlama Merkezleri oluşturarak verimli, etkili yatırım ve üretim modelleri geliştireceğiz. Ulaşımda milli teknoloji ve insan gücünü harekete geçireceğiz. Kombine ağ taşımacılığını geliştireceğiz
Yük taşımacılığında, demiryolu ve denizyolunun payları artırılacaktır. Az gelişmiş bölgelerin ulaşım bağlantıları güçlendirilecektir. Kuracağımız milli yüksek teknolojide kendi mühendis ve işçilerimizin el emeği ve yerli malzeme ile Milli Demiryolu Tesisleri kurup Milli Tren Setleri üreteceğiz. Milli Yüksek Hızlı Tren Demiryolu ağları yaygınlaştırıcağız.
Ülkemizde bulunduğu tespit edilen 'Kaya gazı' üretimi çalışmalarına hız verilecektir. Kaçak-kayıp bedelleri hiçbir şekilde vatandaşlarımızın üzerine yük olarak bindirilmeyecektir. Bu konuda gerekli tüm adımlar hiç vakit geçirmeden atılacaktır.
Kalkınma ve sanayileşme çabalarını sürdüren ülkemizde çevre tahrip edilmektedir. Ülke genelinde erozyon, kentleşme ve buna bağlı altyapı sorunları yoğun olarak yaşanırken, bazı bölgelerimizde, sanayileşmeden kaynaklanan toprak, hava ve su kirliliği gibi çevre tahribatı tehlikeli boyutlara ulaşmıştır.
2B ARAZİLERİ ORMAN KÖYLÜLERİNE SATILACAK
Yeryüzünün tabiat ile uyumlu bir şekilde imar edilmesi ve ekonomik faaliyetlerin bu anlayış üzerine bina edilmesi başlıca hedeflerimiz arasındadır. Milli İttifak; üretim ve tüketimde insan ile tabiat arasındaki dengeyi, insan sağlığını ve tabii dokunun korunmasını esas alan çevre politikalarını uygulayacaktır.
Kentleşme, sanayileşme ve yapılaşmada ormanlar, meralar ve tarım alanları kullanılmayacaktır. Kıyı alanları, sahil şeridi ve koylar tüm halkımıza aittir. Bu alanların gerçek veya tüzel kişilere devredilemez. Böyle bir tahribatın önüne geçilecektir.
Petrol yakıtlarıyla çalışan ulaşım sistemleri yerine elektrik ve doğal gazla çalışan ulaşım sistemleri özendirilecektir. İnsani koşullarda toplu taşımacılığa önem verilerektir. 2B arazileri gerçek sahibi olan orman köylülerine uygun şartlar ile satılacaktır.
Madencilik faaliyetleri sonucunda tabii halini kaybeden alanların doğaya yeniden kazandırılması için tarafların 'Peyzaj Onarım, Kapatma ve Rehabilitasyon Projesi' hazırlaması zorunlu hale getirilecektir.
Şehirler insan yiyor. Şehirlerin ortasında kibir kuleleri yükseliyor. Türkiye'nin temel sorunu ahlak ve maneviyatın erozyona uğraması. Çarpık şehirleşme ve rant sorunu bu çerçevede dikkat çekiyor. Yanlış kalkınma, tarım ve yönetim politikaları neticesi olan iç göç, toplumun sosyal yapısını ve güvenliği olumsuz yönde etkilemektedir. Milli İttifak iktidarında; tersine göçün sağlanması için maddi ve manevi kalkınma dengeli ve planlı bir şekilde yürütülecek, Türkiye'nin tamamı yaşanılır hale getirilecektir.
Bölgeler arasındaki gelir dengesizlikleri giderilecek herkese doğduğu yerde yaşama ve iş bulma imkânları sağlanacaktır. Devlet öncülüğündeki sanayi ve ileri teknoloji yatırımları Anadolu'nun her bölgesine yaygın/yatay olarak yapılacaktır.
Yatay, dengeli, ölçülü, insani şehirler inşa edilecektir. Ucuz ve kaliteli konut projeleri ile vatandaşlarımızın barınma sorununa rant odaklı değil, insan odaklı ve ihtiyaca göre çözümler üretilecektir. Kentsel dönüşüm adı altında şehirlere yöneltilen rantçı ve yağmacı saldırılar sonvereceğiz.
Kentsel dönüşüm uygulaması 35 ilde yaklaşık 6.5 milyon konut ve 26 milyon insanımızı ilgilendiren önemli bir konudur. Bu kanun çıkarılmadan önce yeterince tartışılmamış; sosyal, hukuk, psikolojik ve hak boyutu çok önemli olmasına rağmen, ilgili insanların, STK'ların, meslek odalarının, üniversitelerin katkısı talep edilmeden kelime ve kavram kargaşası içerisinde değerini yitirmiştir.
Şehirlerimizi kısa vadeli kişisel rant ve menfaatlere kurban ettirmeyeceğiz. Yüz yıl sonrasını düşünerek şehirlerimizi planlayacağız. Yaşanabilir şehirler inşa etmenin temel kriterini rant, menfaat, yolsuzluk değil, bir arada, mutlu yaşam olacaktır.
Gerçek bir kentsel dönüşüm şu şekilde yapılacaktır: Riskli alanlarda yaşayanlar, mahalli yönetimler, STK'lar ve meslek odaları süreçlere katılacaktır. Bölgesel ve sosyal durum göz önüne alınacak, yerel kültür korunacaktır. Alan içerisindeki sağlam ve yeni binalar korunacaktır. İnsanların beton kulelerin arasına sıkıştırıldığı, komşuluk ilişkilerini yitirdiği, sosyal gelişimlerini sekteye uğratarak birbirinden uzaklaştığı dikey betonlaşma hastalığı terk edilecektir.
EVİ OLMAYAN EN ALT GELİR DÜZEYİNDEKİ AİLELERE HER YIL 100 BİN SOSYAL KONUT YAPILACAK
Her yıl 'Sosyal Devlet Projesi' kapsamında; evi olmayan en alt gelir düzeyindeki ailelere her yıl 100 bin sosyal konut yapılacaktır. Parklarda, sokaklarda hayat mücadelesi veren kimsesiz, evsiz insanların ve sokak çocuklarının sorunlarını ayrıntılı olarak gözden geçirip, kalıcı, yapısal çözümler üreteceğiz.
Milli Eğitim Kurumu dünyanın içinde bulunduğu koşullara ayak uyduramıyor. Köklü bir yeniden düzenlenmeye muhtaç. İlk olarak Öğretmenlerin maaşlarını ve özlük haklarını iyileştireceğiz. Meslek olarak öğretmenliğin saygınlığını artıracağız.
ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ SERVİS VE BEDAVA ÖĞLE YEMEĞİ VERİLECEK
Sayıları yüzbinleri bulan ve kamuoyunda 'atanamayan öğretmen' olarak nitelenen öğretmenlerimizin sorunları çözülecek; objektif ölçütlere göre atamaları gerçekleştirilecektir. Üniversite öğrencilerimize, gönüllülük esasına göre, burs karşılığı yarı zamanlı danışman/rehber olarak çalışma imkânı sunulacaktır.
Eğitimde öğrenci merkeze alınacaktır. Öğrencinin araştırma, yeni şeyler bulma ve keşfetme yetenekleri geliştirilecektir. Okul, öğrencilere adaleti, merhameti ve sorun çözmeyi öğretecektir.
Zorunlu öğretim kapsamındaki İlk, orta ve lisedeki öğrencilere ücretsiz servis hizmeti ve bedava öğle yemeği verilecektir. Anayasaya ve yasalara aykırı olmamak kaydıyla her düzeyde ve alanda eğitim ve öğretim kurumlarının açılması serbest olacaktır. Kur'an kursları ve hafızlık eğitiminin önündeki tüm engeller kaldırılacaktır.
YÖK KALDIRILACAK
Üniversiteler özgürce bilgi üreten mekânlara dönüştürülecektir. YÖK kaldırılacak, yükseköğretim konusunda devlete düşen görevleri yapmak ve üniversiteler arasındaki koordinasyonu sağlamak üzere, Üniversitelerarası Kurul'un yapısı yeniden düzenlenecektir.
Engellilerin eğitimine önem verilecek, bunun için mevcut kurumların çalışması teşvik edilecek, ihtiyaca göre yeni kurumlar kurulacak ve desteklenecektir.
Üniversite mezunlarımızın, mezuniyet sonrasında hak ettikleri şekilde iş hayatında yer almaları, iş dünyasının da ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücüne ulaşması için ihtiyaç planlamaları yapılacak; üniversitelerde açılacak bölümler ile öğrenci kontenjanları kısa, orta ve uzun vadeli perspektifle planlanacaktır.
Her üniversite, bulunduğu ilin ve bölgenin doğal ve beşeri envanterini yapmaya ve bölgenin kaynaklarını harekete geçirecek projeler üretmeye teşvik edilecektir. Üniversitelerin KOBİ'lere danışmanlık yapması teşvik edilecektir.
Üniversite öğretim üyelerine danışmanlık hizmetlerinin karşılığında ilave gelir sağlanacaktır. Böylece üniversite ve iş dünyası arasındaki ilişkiler geliştirilerek işletmelerin verimliliği artırılacak ve üniversiteler teknoloji üretim merkezleri haline getirilecektir.
Dengesiz beslenme, şehirlerin artan stresi, hareketsizlik, insanların gündelik hayatlarında yoğun teknoloji kullanımının kaçınılmaz sonucu olarak sağlık sorunları katlanarak artmaktadır. Her geçen gün sağlık piyasalaşmakta; önce hastalar, ardından sağlık çalışanları ticari ürün ve araçlara dönüştürülmektedir.
YEŞİL KARTLILAR EK ÖDEME YAPMADAN SAĞLIK HİZMETİ ALACAK
Beşikten mezara kadar herkes sağlık sigortalı olacak; yeşil karta ve herhangi bir ek ödemeye gerek kalmadan sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanacaktır. Bu çerçevede, vatandaşlarımızın eczanelerde borçlu olduklarını öğrendikleri katkı payı ödemeleri kaldırılacaktır. Böylece eczacılar üzerlerine yüklenmiş olan angaryadan, vatandaşlarımız da haksız ödemeden kurtarılacaktır.
Performans sistemi, hekimlerin nitelikli çalışmasının önünü açacak şekilde gözden geçirilecek, maaşın sabit kısmı artırılacak ek ödeme miktarı daha uygun hale getirilecektir. Hekimler, ücretler bakımından ciddi biçimde rahatlatılacaktır.
Acil durumlar için 'ambulans helikopter' ve 'ambulans teknesi' ile kış koşulları için 'kızak ambulans' sayısı artırılacaktır. Çalışma hayatı ve gelir dağılımında ilkemiz: 'Önce insandır.' Memurlara grevli toplu sözleşme hakkı verilecektir. Emeklilere toplu sözleşme hakkı verilecektir.
2002-2014 yılları arasında; 15000 civarında çalışan iş kazalarında hayatını kaybetmiştir. 20.000 üzerinde çalışan sakat kalmıştır. Çalışanlar yaygın meslek hastalıkları ve ruhsal sorunlarla boğuşmaktadır.
İşyeri çalışma koşulları ve ücretler uluslararası normlara uygun hale getirilecektir. Sağlıklı yaşam bakımından işyerlerinin koşulları uygun hale getirilecektir. Herkesin işini serbestçe seçeceği, gerekli imkân ve ortam hazırlanacaktır. Herkes adil ve uygun çalışma koşullarına sahip olacaktır. Herkese eşit çalışma karşılığında eşit ücret verilecektir. Çalışanın hakkı alnının teri kurumadan verilecektir.
Çalışma hayatında kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler ve suistimale açık gruplar için özel tedbirler alınacaktır. Kamuda hizmet alımlarındaki taşeron işçilik işlemlerine son verilecek, mevcut taşeron işçileri kadroya alınacaktır. Hizmet satın alma yoluyla çalıştırılanların ve tarımda mevsimlik işçilerin çalışma şartları, sosyal güvenlikleri gözden geçirilecektir.
İş barışı sağlanacak ve asgari ücretten vergi alınmayacaktır. İşçi, memur ve emekliye yüzde 50 oranında zam yapılacaktır. Er ve erbaşlara asgeri ücret oranında askeri ücret verilecektir. Sgk primleri devlet tarafından ödenecektir.
BANKA KREDİSİ VE KREDİ KARTI BORCUNUN FAİZLERİ TAMAMEN SİLİNECEK
Çalışanların kıdem tazminatları korunacak, karşılaşılan sorunlar ve buna yönelik çözümler tüm tarafların katılımı ile değerlendirilecektir. Bu şekilde, en uygun çözümler üretilecektir.
Yoksulluk kötü yönetimin bir sonucudur. Banka kredisi ve kredi kartı borcu olanların borçlarını kolayca ödeyebilmeleri için, borcun faizi tamamen silinecek, ana borç ise taksitlendirilerek vatandaşımız bankaların elinden kurtarılacaktır.
Emeklilik için prim ve yaş çelişkisi giderilecek; emeklilik yaşla değil, hizmet yılı ile olacak. Emeklilikte yaşa takılanların sorunu çözülecek, kadınlar 25, erkekler 30 yıl çalıştıklarında isterlerse emekli olabilecekler. Emeklilere, memurlara, ikramiye alamayan kamu işçilerine, dul, yetim ve şehit yakınlarına, yaşlı ve kimsesiz maaşı alanlara Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye verilecektir. Sokak çocukları ve kimsesiz yaşlılar için özel tedbirler alınacak; kimse aç ve açıkta bırakılmayacaktır.
ASGARİ ÜCRET 1500 TL OLACAK
Çalışan insan tükettiğinden daha fazla üretir. İnsanca çalışmak, insanlık için çalışmak, bolluk, bereket, huzur ve saadet getirir. İşçi, memur ve emeklilere yapılacak yüzed 50 ücret artışı ve asgari ücretin 1.500 TL olması ile birlikte vatandaşlarımızın gelirleri artacak, artan toplam taleple birlikte, ekonomi canlanacak, işsizlik azalacaktır.
İstihdam kredisi ve vergi indirimleri sağlanacaktır. İşgücü eğitimi desteklenecektir. 'İşsizlik fonu', 'İş Edindirme Fonu'na dönüştürülecektir. Kırsal alanda alternatif istihdam imkânlarının geliştirilmesi ve aktif istihdam politikalarının izlenmesi yoluyla 'iş gücünün yerinde istihdamı' sağlanacaktır.
İşsizlik ve yoksulluk Türkiye'de toplumu tehdit ediyor, aileleri çökertiyor. Evlilik ve aile kurumu teşvik edilecek ve desteklenecektir. Evlenecek her çifte brüt asgari ücret kadar karşılıksız ödeme yapılacaktır. Talep halinde, evlenen çiftlere faizsiz evlenme kredisi verilecektir.
Öksüz ve yetim çocukların yaşama şartları üçer aylık periyotlarla devlet tarafından takip edilecekti