Su ayılarındaki Dsup isimli bir proteini inceleyen araştırmacılar, bu proteinin DNA'yı çepeçevre sardığını ve bu sayede DNA'nın, radyasyondan etkilenmediğini keşfetti.
Su ayıları, dünyanın en küçük hayvanları olarak kabul edilir. Bu canlılar, gözle görülemez, mikroskobiktirler. Ancak su ayıları, bilim insanları için fazlasıyla popüler. Çünkü bu canlılar, radyasyondan etkilenmezler ve hatta nükleer saldırılardan sağ çıkabilirler. Bilim insanları bugüne dek su ayılarının radyasyona karşı nasıl bu kadar dayanıklı olduğunu bilmiyorlardı. Son araştırmalar, su ayıları ile ilgili büyük bir gizemi aydınlattı.
Bilim insanları yaptıkları çalışmalar sonucunda Dsup proteininin, kromatine bağlandığını keşfetti. (Kromatin, DNA'nın proteinlerle oluşturduğu, iplikli bir yapıya sahip olan yumak biçimindeki ağ yapısı.) Peki kromatine bağlanan Dsup, nasıl oluyordu da su ayılarını bu kadar dayanıklı yapabiliyordu?
Webtekno'nun aktardığına göre bilim insanları, bu sorunun cevabını bulabilmek için su ayılarına ait hücrelere X ışını banyosu yaptırdılar. Normal koşullarda bir hücre, X ışını banyosuna maruz kalırsa işlevini kaybeder, çünkü su molekülleri bu ışının altında ayrılır. Hal böyle olunca da hücre içerisine radyoaktif oksijen ve radyoaktif hidrojen maddeleri dağılır. Bu da hücredeki DNA'ya zarar verir ve bunun sonucunda da hücre ya ölecektir ya da mutasyona uğrayacaktır.
Bu araştırma, Dsup proteininin bulutumsu bir yapıya sahip olduğu ortaya çıkardı. Yani bu protein, DNA'yı çepeçevre sarıyordu ve bu da su ayılarının, bu kadar dayanıklı olabilmelerini sağlıyordu. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan bilim insanları, Dsup proteininin DNA'yı sıkı sıkıya koruduğunu ve bu sayede de X ışınlarının hiçbir şekilde DNA'ya zarar veremediğini belirtiyor.
Araştırmanın bir numaralı ismi James Kadonaga, yaptıkları bu araştırmanın sonucunda Dsup proteininin su ayılarını nasıl koruduğunu anladıklarını ve bundan sonra, bu proteini potansiyel olarak kullanmak için çalışacaklarını açıkladı. Bilim insanları, bu proteinin insanlarda kullanılabilmesi halinde insanların da daha dayanıklı olabileceğini düşünüyor.