Semih Yalçın yaptığı yazılı değerlendirmede, AK Parti reklamlarında; 13 yıldır halka verilip de tutulmayan sözlerin yerine getirilmiş gibi kamuoyuna sunulduğunu, geçmiş iktidarların yaptığı icraatların da AK Parti’nin hanesinde gösterildiğine işaret etti. Yalçın, şöyle devam etti: "Yalan söyleyerek halkı aldatmayı siyasi gelenek hâline getiren iktidar, kendi icraatı hakkında pozitif algı oluşması için seçimlere doğru gayrimeşru ve gayriahlaki her yola başvurmaktadır. Yıllardır dini siyasete alet ederek milleti aldatan iktidarın son marifeti, bir Anadolu Lisesini ve bu lisedeki öğrencileri siyasi reklamlarına malzeme yapmak olmuştur. Yandaş televizyonlarda, velilerin ilk ve ortaöğretimdeki tercihini etkilemeye dönük bir reklam yayımlanmaya başlamıştır. Söz konusu televizyon reklamında, AKP’nin 13 yılda yazboz tahtasına çevirdiği eğitim sistemi çağ atlamış, öğrenciler de veliler de eğitimciler de bundan memnunmuş görüntüsü verilmeye çalışılmaktadır. Üstelik bu, bir eğitim yuvası içindeki öğrenciler kullanılmak suretiyle yapılmaktadır. Yani AKP, millî bir mesele olan eğitimi, öğrencileri ve okulları kullanarak kendi siyasi propagandası için istismar etmekten çekinmemektedir."

MHP’ye ulaşan bilgileri paylaşan Semih Yalçın, bir reklam şirketi görevlilerinin 28 Nisan 2015 tarihinde Kastamonu Aytaç Eruz Lisesi'ne gelerek AK Parti için reklam filmi çekmek istedikleri örneğini aktardı. 

"Okulun AKP iktidarı tarafından tayin edilen yöneticileri derhal izin vermiş ve çekime başlanmıştır. Ancak okulda görev yapan bazı öğretmenler itiraz edince çekim durdurulmuştur. Buna rağmen AKP İl Başkanlığının müdahalesiyle aynı günün akşamı reklam şirketi tarafından Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğünden Valilik onaylı izin yazısı çıkartılmıştır. Reklam şirketinin görevlileri, 30 Nisan 2015 günü öğleden sonra izin yazısıyla gelip reklam filminin çekimine kaldıkları yerden devam etmişlerdir. Okulun öğretmenleri, öğrencilerin bir partinin reklam filminde oynamasını doğru ve ahlaki bulmadıklarını belirttikleri hâlde çekim ekibi ‘Arkamızda AKP var, siz karışamazsınız’ diye polemiğe girmekten çekinmemiştir. Bu arada reklam filminde figürasyona dâhil edilen ve rol verilen öğrencilere de 50 ile 200 lira arası ücret ödenmiştir.

Oysa MEB’den okullara gelen bir yazıda, kişilik haklarına zarar verebileceği düşüncesiyle öğrenciler kullanılarak okullarda hiçbir şekilde çekim yapılamayacağı belirtilmiştir. Buna rağmen iktidar partisi kendi koyduğu bir kuralı kendi reklamı için ihlal etmekten imtina etmemektedir. Kısacası, devletin bütün kurumları gibi siyasetten uzak tutulması gereken ilk ve ortaöğretim kurumları, AKP’nin reklam platosu ve vasıtası hâline getirilmiştir."

Yalçın, diğer taraftan bazı öğretmenlerin, uygulamalı dersler sırasında 'mikro öğretim' metodunu kullanmak amacıyla işledikleri bazı derslerin kameraya alınması için girişimde bulunduklarını ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) söz konusu yazısı gerekçe gösterilerek buna hiçbir okulda izin verilmediğini dile getirdi. 

Bilimsel çalışmalara yasak koyan MEB’in iktidarın reklamı için çekim izni vermesi ve Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Aytaç Eruz Lisesi yönetiminin AK Parti reklamı için seferber olarak bu izni çıkarmasının manidar olduğuna işaret eden Semih Yalçın, "Bu iğrenç politik oyunlara Kastamonu Valiliğinin onay vermesini de kınıyoruz." dedi.

MHP Genel başkan yardımcısı Yalçın açıklamasını şöyle tamamladı: "Çocuklarımızın ve okullarımızın AKP’nin siyasi propagandalarına alet edilmelerini asla onaylamıyoruz. Millî eğitim davasında başarılı politika izlediği intibaını yaratmak isteyen iktidarın, okullarımızı AKP’nin arka bahçesi hâline getirme çabalarını şiddetle protesto ediyoruz. Başta kendini AKP’nin temsilcisi yerine koyan Vali olmak üzere Kastamonu’da meydana gelen bu vahim hadisenin sorumlularının cezalandırılmasını istiyor, söz konusu reklamın kaldırılması için RTÜK’ü ve Yüksek Seçim Kurulu'nu harekete geçmeye çağırıyoruz."

CİHAN