MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, yaptığı yazılı açıklamada, Türk milletinin teröre kurban verdiği şehitlerin acısını en derinlerde yaşarken, Ankara'nın Çubuk ilçesinde şehit Yener Kırıkcı'nın cenazesinde meydana gelen olaylar ve CHP yöneticilerinin yaptığı açıklamalarla Türkiye gündeminin değiştiğini kaydetti.
'BAHÇELİ'NİN SÖZLERİNİN ARKASINDAYIZ, ONUN GİBİ DÜŞÜNÜYORUZ'
CHP yöneticilerinin "Memnun musun Sayın Bahçeli?" açıklamaları yaptığını ve bunun niyeti belli kampanya olduğunu savunan Büyükataman, "Sayın Devlet Bahçeli'nin Antalya dönüşü 'Bu olaydan memnuniyet duymak mümkün değil' açıklamasını 'yok' sayıp bu olaya dair yaptığı yorumları, dikkat çektiği hususları idrak etmekten yoksun görünenlerin niyetleri ortadadır. Bakmadan gördüğünü söyleyenlerin, dinlemeden anladığını iddia edenlerin konuştuğu her söz kendi zihinlerindeki kuruntu, yahut ortalığı karıştırmak için bilinçli ürettikleri iftiradan başka bir şey değildir" dedi.
Bahçeli'nin sözlerinin her bir harfinin arkasında olduklarını ve kendisi gibi düşündüklerini belirten Büyükataman, açıklamasına şöyle devam etti:
"Siyasilerin görevi bilinçli ve tedbirli davranmaktır. Seçimlerden dolayı gerilen bir siyasi ortamda enine boyuna düşünülmeden alınmış bir kararla Kılıçdaroğlu’nun tepki görmesi muhtemel bir yerde bulunması akla ziyandır. Burası şehit cenazesi olabileceği gibi bir başka yer de olabilirdi."
'ÖZELEŞTİRİ YAPSA YERİNDE OLACAK'
CHP yöneticilerinin gerçekleri göz ardı ederek, Devlet Bahçeli'yi suçladıklarını öne süren MHP'li Büyükataman, şöyle devam etti:
"Hem PKK'lının leşine milletvekilini göndermek hem de terörist cenazesinde yer almak, toplum vicdanında kabul görecek bir davranış değildir. CHP yöneticileri bizi suçlayacağı yerde bir özeleştiri yapsa daha yerinde olacaktır. Özeleştiri yapmak yerine hedef saptırtıp Milliyetçi Hareket'in Sayın Genel Başkanına saldırmak sağlıklı bir ruh hâlinin ürünü olamayacağı gibi sorunları çözmeye de fayda sağlamayacaktır. Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP yöneticilerine tavsiyemiz Sayın Devlet Bahçeli'nin uyarılarını baştan sona defalarca okumaları, hatta bu ifadeleri büyük harflerle çerçeveletip duvarlarına asmalarıdır. Mart'ın sonunda nasıl bir bahar beklediklerinin sinyallerini daha önce de veren bu sakat zihniyetin 1 Mayıs’a yönelik hazırlıkları gözyaşlarını artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bu sorumsuz davranışların sahipleri yaşanabilecek gerginlik ve gerilimlerin müsebbipleri olarak tarihteki yerini alacaktır."
İsmet Büyükataman, Türk milliyetçilerinin Bahçeli'nin emrinde ve çizgisinde olduğunu kaydederek, "Bunların kara propagandalarına ve sözlerine bakarak bunların kirli emellerine alet olacak değildir. Türk Milliyetçileri aziz milletimizin refahı, huzuru için mücadelesine devam edecek, tüm enerjisini ülkesi ve büyük Türk milleti için sarf edecektir" dedi.
BAHÇELİ DE SKANDAL BİR AÇIKLAMADA BULUNMUŞTU
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dün yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bir siyasi partinin lideri nereye nasıl gideceğine kendisi araştırmalı, danışmanlarına sormalı, parti yöneticileriyle görüş alışverişinde bulunulmalı. Ve ondan sonra da eğer gitmeyi çok uygun bir zemin olarak görüyorsa her türlü ihtimalin de tedbirini alarak gitmesi lazımdır. Şimdi Çubuk Akkuzulu Mahallesi’nde en son mahalli idareler seçimlerinde Cumhur İttifakı 1260 oy almış, yüzde 73.30 oranında. CHP artı ip ittifakı 169 oy yüzde 9, 83. Yani gerilim içinde yapılmış olan bir seçim iddiası var, bu seçim ortamında siz yüzde 9 oy aldığınız yere Mehmetçiğin cenaze namazına katılmak için gitmeyi düşünüyorsunuz. Ama orada karşılaşacağınız bir olayı neyle izah edeceksiniz. Böyle bir olayın zemini hazırlanmış mıdır, 1 Mayıs olaylarına bugünden hazırlık mı yapılmaktadır. Türkiye de mazbatayı daha da gererek Türkiye’de farklı farklı sonuçları elde etmek için çaba mı gösteriyorsunuz. Bu durumu İçişleri Bakanı çok yönlü incelemeli. Köy halkı teker teker dinlenmeli. CHP’ye bakış nasıl, emniyet güçlerinin ‘şu eve alalım orada gerilimi düşürelim’ dediği zaman ev sahibi dahi ‘bunu buraya almayın’ diyor ise bunları kamuoyu ile paylaşın. Sayın Uğur Dündar bu konuyu bir incele lütfen."