MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun abisinin oğlunu özel kalemde işe aldığını ve kayın biraderini basın müşavirliğine atadığını iddia etti. Bakanın yeğenini özel kaleme atayarak oradan İstanbul Belediyesi'ne geçiş yaptırdığını belirten Yılmaz, "Toprak döküm sahalarının başına şube müdürü olarak atıyor. Orada 900 trilyonluk rant var. Toprak dökümü ile ilgili bu rantın hesabını kim verecek? Bununla ilgili gensoru verdim. Toprak dökümü ile ilgili rant var dedim. 1 katrilyonluk. 'Sen kardeşinin oğlunu toprak dökümün başına getiremezsin' dedim. Şimdi AK Partililerin parmaklarıyla aklandınız. Yüce adaletten kurtuluş yok. Adalet geç işler geç işler ama mutlaka yerini bulur. O bakanı yüce divana göndereceğim." diye konuştu. Bakan Eroğlu ise "Allah'a şükürler olsun, biz, Bakanlıktaki her şeyi kanuna ve mevzuata uygun yapıyoruz. Defalarca benim ağabeyimden bahsediyor, benim ağabeyim yok." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı bütçelerinin görüşülmesine başlandı. Genel Kurul, Başkanvekili Ahmet Aydın başkanlığında toplandı. 2016 yılı Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinin altıncı turunda Rekabet Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Türkiye Su Enstitüsü bütçeleri de görüşülüyor.
MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanlığı bütçesi hakkında konuştu.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun 9 yıldır bakanlık yaptığını, ormancılık tarihinin kendisiyle başladığını düşündüğünü kaydeden MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, "Çünkü ormancılıkla ilgili çok fazla bilgisi yok. Suya dalmış, bir türlü sudan çıkamayan bir bakanla karşı karşıyayız. Burası Orman ve Su İşleri Bakanlığı değil arkadaşlar Veysel hocanın çiftliği gibi kullanılıyor." dedi.
Bakan Eroğlu'nun abisinin oğlunu özel kalemde işe aldığını ve kayın biraderini basın müşavirliğine atadığını iddia eden Yılmaz, "Bir başka kuzenini danışman olarak atıyor. Yetmiyor milletvekilinin çocuğunu özel kalemde işe alıyor maaşı düşük dile enerji üst kurulana atıyor. Milletvekillerinin çocuklarını yandaş bürokratların çocuklarını KPSS sonrası bir sözlü sınav koymuşlar onunla alıyor. Gariban işçiye Adana, Muğla, Artvin Sinop'ta 100 puan alıyor dozer, kepçe operatörü olarak sözlü sınava giriyor 40 alıyor eleniyor. Onun yerine kim giriyor yandaş bürokratın çocukları giriyor. Burası çiftlik değil. Yetmiyor özel kalem müdürü atıyor." şeklinde konuştu.
Başkanvekili Aydın, "Burada bulunmayan şahıslarla lütfen uğraşmayın. Kaba ve yaralayıcı üslup kullanmayın." dedi. Bunun üzerine Yılmaz, şunları söyledi: "Konuşmuyorum. Bakanın yeğeni, özel kalemden atanıyor. Tutuyor onu İstanbul Belediyesine geçiş yaptırıyor. Toprak döküm sahalarına başına şube müdürü olarak atıyor. Orada 900 trilyonluk rant var. Kimin malı bu? Kamunun malı. Siz abinizin oğlunu İstanbul belediyesine ormanın elinde olan maden döküm sahalarının başına getireceksiniz. ormandan alıp belediyeye veriyor belediye de bunu üçüncü şahıslara veriyor. Rant ne kadar 300 milyon dolar, 1 katrilyon para. Bu kamunun malı kime verildi açıklansın. Toprak dökümü ile ilgili bu rantın hesabını kim verecek? Bununla ilgili gensoru verdim. Toprak dökümü ile ilgili rant var dedim. 1 katrilyonluk. Sen kardeşinin oğlunu toprak dökümün başına getiremezsin dedim. Şimdi AK partililerin parmaklarıyla aklandınız. Yüce adaletten kurtuluş yok. Adalet geç işler geç işler ama mutlaka yerini bulur. O bakanı yüce divana göndereceğim. nokta. çünkü kamunun malı var burada."
Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nda 10 trilyonluk yolsuzluk olduğunu savunan Yılmaz, "Bunun altında bakanın en yakın çalışma arkadaşlarının genel müdürlerinin imzası var. Devletin 10 trilyonu iç edilmiş. Genel müdürlerin dahli olmasa bile ihmali var. Bu konuda ne yaptınız." dedi.
İstanbul'un ciğerleri olarak nitelendirilen Fatih Ormanları'nın daha önce Borusan firmasına yıllık 4,5 milyon liraya kiralandığını ifade eden Yılmaz, "Bakan Egehan diye bir firmaya burayı ihale ediyor. 740 bin liraya. İstanbul Orman Bölge müdürü ve 4 kişilik ormancı teknik heyet burası İstanbul'un akciğeri doğal bitkilerin olduğu endemik bitkilerin olduğu yerdir diyor. Burada bu izin verilirse ormanlar yok olur diye izin vermiyor. Bakana geliyor ve bakan ivedi yazı ile derhal izin vereceksiniz diyor ve hemen izin veriliyor. İstanbul Bölge müdürü görevden alınıyor. İki kat çok amaçlı salon, 1.525 metrekare. Kapalı otopark, beş kat yerin dibinde. Ormanlar tarumar oluyor. Her biri 200 metrekare olan 108 adet bungalov tipi villa arkadaşlar. İstanbul'da Fatih ormanlarını İstanbul milletvekilleri iyi bilirler. 108 villayı oraya yerleştiriyorlar. 2 adet restoran, 15 bin kişilik kongre salonu yapılıyor." ifadelerini kullandı.
BİZDE BİR ELEMAN, MAALESEF, ZİMMETİNE PARA GEÇİRMİŞ
Bu açıklamalar üzerine Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu söz istedi. Eroğlu, şu açıklamada bulundu: "Arkadaşımız bizde bölge müdürüydü, sonradan vazifeden alındı. Onun isyanını gerçekleştiriyor. Allah'a şükürler olsun, biz, Bakanlıktaki her şeyi kanuna ve mevzuata uygun yapıyoruz. Defalarca benim ağabeyimden bahsediyor, benim ağabeyim yok. Sadece bir yakınım 12 yıllık çevre mühendisiydi, ben Çevre ve Orman Bakanıyken "Gel, bana yardım et." dedim -çok iyi bir çevre mühendisi- geldi. Sonra, Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı olunca, çevre başka kuruma gitti "Ben burada faydalı olamıyorum." diye, hafriyat işine değil, tamamen oradaki çöp yani katı atık bertaraf tesisleriyle alakalı birime gitti, daha önce orada çalışıyordu zaten. Yapılan şey bu; bir. İkincisi, Park Ormandan bahsetti. Park Ormanda şu ana kadar bir tek ağaç kesilmiş değil, herhangi bir şey yapılmış değil. Bir çocuk parkı yapılacak. Bir tek ağaç kesilmiyor orada. Üçüncü husus, bizde bir eleman, maalesef, zimmetine para geçirmiş. Bunu benim Genel Müdürüm ve Müsteşarım tespit etti. Şu anda, o eleman kodeste. Onun dediği şey bu. Gereğine yaptık, şu anda hapiste. Ne yapabilirdik?"
CİHAN