MHP Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kalaycı, 2016-2017 yıllarına dair kamu görevlileri ile yapılan toplu sözleşme görüşmelerinin hükümet ile yetkili konfederasyonun, kapalı kapılar arkasında hazırladıkları senaryoya göre rolleri paylaştıklarını, merdiven altı görüşmelerle belirlenen toplu sözleşmenin kamu çalışanlarına dayatıldığını savundu.
Mustafa Kalaycı, kamu görevlilerinin 2016-2017 yıllarına dair mali ve sosyal haklarını belirleyen toplu sözleşmeye ilişkin yazılı bir basın açıklaması yaptı. Toplu sözleşme görüşmeleri 'bir oldu bitti'ye getirildiğini savunan Kalaycı, toplu sözleşme görüşmeleri adı altında bir gölge oyunu sergilendiğini iddia etti.
Kalaycı, şunları kaydetti: "Hükümet ile yetkili konfederasyon, kapalı kapılar arkasında hazırladıkları senaryoya göre rolleri paylaşmışlar, kendileri çalıp kendileri oynamışlardır. Hükümetin ilk teklifini reddedip kabul edilemez bulan ve daha sonra da bir puanlık artışa tav olup, 'müzakereye geçilebilir' diyen yetkili konfederasyon, toplu sözleşme masasına getirdikleri kendi tekliflerinin arkasında durmamış, kendi taleplerinin çok gerisinde kalan bir sözleşmeye imza atmıştır. Sonuçta, toplu sözleşme masası dışında merdiven altı görüşmelerle belirlenen toplu sözleşme kamu çalışanlarına dayatılmıştır. Bir önceki toplu sözleşmede olduğu gibi kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerinden ziyade yine siyasi ve kişisel hesapların gözetildiği anlaşılmaktadır."
HÜKÜMET MEMUR VE EMEKLİSİNE ÜVEY EVLAT MUAMELESİ YAPMIŞTIR
Yapılan toplu sözleşmeyle kamu çalışanları ve emeklilerin yaşadıkları sorunlarla yine baş başa bırakıldığını belirten Kalaycı, "Hükümet memur ve emeklisine üvey evlat muamelesi yapmıştır." dedi.
Kalaycı, aldıkları aylıkla geçinemeyen, özellikle 2014 ve 2015 yıllarında ciddi boyutta ekonomik kayba uğrayan ve satınalma güçleri eriyen kamu çalışanları ile emeklilerin, uğratıldığı zararın giderilmediğini vurgulayan Kalaycı, şu ifadeleri kullandı: "Kamu işçilerinin 30 Mayıs 2015 tarihli toplu sözleşmeyle sağladıkları imkanların gerisinde kalınmış olup, hükümet memur ve emeklisine üvey evlat muamelesi yapmıştır. Hükümet insafa gelmelidir. Kamu çalışanları ile emeklilerin aylıkları iyileştirilmeli ve geçmiş yıl kayıpları telafi edilmelidir. Kamu çalışanlarının ek göstergeleri hakkaniyete uygun şekilde yeniden düzenlenmeli ve artırılmalıdır. Toplu sözleşmede kamu çalışanları arasındaki ayrımcı ve adaletsiz uygulamalar hiç dikkate alınmamıştır. Yıllardır kadro bekleyen 4C'li geçici personel ile memur gibi çalışan işçiler yeni bir aldatmacaya konu edilmiştir. 'Çalışma yapılacak' denilerek, adeta alay edilmiş, ipe un serilmiştir. Bu arkadaşlarımız 'çalışma' değil bir cümlelik yasal düzenleme bekliyor. Esasen, bugüne kadar çıkardığı birçok kadro kanununda, 4C mağdurları ile memur gibi çalışan işçilere kadro vermeyen, ayrımcılık yapan AKP'dir. Aynı şekilde, kamuda çalışan taşeron elemanlarına kadro vermeyen AKP'dir. Vekil imam, müezzin, Kur'an kursu öğreticileri ile ebe ve hemşireleri, aile sağlığı çalışanlarını, usta öğreticileri kadroya geçirmeyen AKP'dir. Yardımcı hizmetler sınıfında çalışanları genel idare hizmetleri sınıfı kadrolarına almayan AKP'dir. Öğretmen ihtiyacı kadar kadro ihdas etmeyen, atamayı bekleyen öğretmen adaylarını bunalıma sokan AKP'dir. MHP'nin bu konulardaki kanun tekliflerini gündeme almayan, önergelerini reddeden de AKP'dir. Kamuda sözleşmeli, geçici, vekil, ücretli, kısmi zamanlı ve taşeron eliyle çalıştırılan tüm personelin haklarının verilmesi için TBMM'nin açılacağı Ekim ayında gerekli düzenlemeleri yapmaya, MHP olarak 'hodri meydan' diyoruz."
TOPLU SÖZLEŞME METNİNDE VERİLEN SÖZLER YANSIMADI
Toplu sözleşme metnine, geçmişte Başbakan düzeyinde verilen sözler dahi yansımadığına dikkat çeken Kalaycı, şöyle devam etti: "Bakan, başta sağlık personeli olmak üzere fiili hizmet zammı talebi için bir bilim kurulu oluşturulacağını, bilim kurulunun çalışmalarını 2016'da tamamlayacağını söylemiştir. Bir işi kurula havale etmenin ne demek olduğunu en iyi kamu çalışanları bilir. Sağlık çalışanlarına yıpranma payı sözü veren AKP değil midir? İnfaz koruma memurlarının yıpranma payı hakkını gaspedip mağdur eden AKP değil midir? Polislere, kamu avukatlarına söz veren AKP değil midir? AKP hükümeti hiç bahane üretmesin, verdikleri sözleri yerine getirsin. Çalışma Bakanı Faruk Çelik memur emekli aylıklarında ilave 100 liralık artış olacağını, diğer emeklilerle ilgili açıklamanın ise Başbakan tarafından yapılacağını söylemiştir. Emeklilerimiz yıldan yıla fakirleşmiş, sefalete demir atmışlardır. AKP, emeklilere verdiği sözleri tutmamış, emekli aylıkları arasındaki eşitsizlik ve dengesizlikleri gidermemiştir. Emekli aylıklarındaki refah payını yüzde 100'den yüzde 30'a düşüren, emekli aylığı hesabında aylık bağlama oranını aşağı çeken AKP iktidarıdır. Bundan dolayı, eskisine nazaran çok düşük emekli aylığı bağlanmakta, eski ve yeni emekli aylıkları arasındaki fark her geçen yıl artmaktadır."
MHP olarak AK Parti hükümetine çağrıda bulunan Kalaycı, emeklilere yılda 2 defa 'Emekli Destek Ödeneği' adı altında 2 aylık net asgari ücret ödenmesini, kamu çalışanlarına yapılan tüm ek ödemelerin emekli aylığına yansıtılmasını, staj ve çıraklık sürelerine borçlanma imkânı verilmesini ve emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetinin giderilmesi için gerekli kanuni düzenlemeleri Meclis açılınca yapılmasını istedi. Kalaycı, "Bu konulara ilişkin kanun tekliflerimiz mevcuttur. Seçim günü yine geliyor. AKP, çalışanların ve emeklilerin yüzüne nasıl bakacaktır? Kamu çalışanları ve emekliler AKP'ye mutlaka hesap soracaktır." ifadelerini kullandı. CİHAN