MHP Manisa Milletvekili Zeynel Balkız, sandıkların taşınması ve seçim güvenliği ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Seçim sandıkların taşınması veya sandıkların birleştirilmesinin hukuken doğru bir işlem olmadığını belirten Balkız, "Eğer bu ülkede sandıklar birleştiriliyor, seçmenler kendi tabi sandıklarından bir başka yere nakledilmek isteniyorsa seçim güvenliği de yok sayılıyor denmektedir. Biz hükümetin ve YÜKSEK SEÇİM KURULunun bu anlamda aldığı kararların hukuka aykırı olduğunu iddia ediyoruz. Nihayet böyle bir uygulamada bir kişinin ben kendi sandığımda oyumu kullanamadım şeklindeki şikayeti dahil seçimlerin iptalinin tabi sebebidir. Nitekim bu anlamda Yüksek Seçim Kurulu kararları vardır. Aynı zamanda Anayasa Mahkemesi hak ihlali kabul edecektir böyle bir davranışı. Türkiye 1 Kasım seçimlerine giderken maalesef bu anlamda tehlikeli bir yol izlemekte. Bunu hatırlatıyor ve uyarıyoruz." diye konuştu.
MHP Manisa Milletvekili Zeynel Balkız, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde basın toplantısı düzenledi.
'ÜLKEMİZDE SÜREKLİ OLARAK YARGI MÜDAHALELERE AÇIK'
Hukukun üstünlüğü, adil yargılama ve savunmanın bağımsızlığı ile ilgili çekilen problemlerin ülkemizde çekilen pek çok problemin ana kaynağını oluşturduğunu kaydeden Balkız, "Demokrasisi gelişmiş olan ülkelerde tam bağımsız bir demokrasinin koşulu olan yargı yürütme ve yasama erkler ayrılığının tam olarak sağlandığı ülkeleri demokratik ülkeler sayıyoruz. Ancak yargı bağımsızlığının sağlanabilmesi için güçlü yargılama ve iddia makamının karşısında güçlü ve bağımsız savunmanın olması gerekiyor. Ancak ülkemizde sürekli olarak yargı müdahalelere açık bırakılmış ve aynı zamanda savunmanın üzerinde baskı ve engellemeler oluşturulmak suretiyle tam bağımsız savunma sağlanamamıştır." diye konuştu.
Savunmanın milletin savunması olduğunu ifade eden Balkız, "Savunma makamı milleti temsil etmektedir. Türkiye'deki savunmanın problemlerinin aşılabilmesi için keyfi düzenlemeler yerine anayasaya ve hukukumuza bağlı kalınarak savunma makamının problemlerini çok kısa zamanda çözülmesi gerekiyor." dedi.
'BİR KİŞİNİN 'BEN KENDİ SANDIĞIMDA OYUMU KULLANAMADIM' ŞEKLİNDEKİ ŞİKAYETİ DAHİL SEÇİMLERİN İPTALİNİN TABİ SEBEBİDİR'
Son verilere göre ülkemizde 91 binin üzerinde avukat bulunduğunu kaydeden Balkız, "Bu sayı öyle artmıştır ki, 2006 yılında 64 bin olan avukat sayısı üzerinden 10 yıl geçmeden bugün 91 bin sayısına ulaştı. Hukuk fakültelerimizde 40 bin hukuk öğrencisi öğretim görmekte ve aynı zamanda sadece 2015-2016 yılı içinde 16 bin öğrenci hukuk fakültelerine yerleştirilmiş durumda. Bu mezunların avukatlar filosuna katılmasıyla Türkiyemizde dayanılmaz bir avukatlık mesleği sıkıntısı ortaya çıkacaktır. 40 bin öğrenciye eğitim veren 85 fakültede o kadar eğitim düşük düzeydedir ki rakamlara bakıldığında sadece 357 profesör, bir o kadar doçent ve 500 küsür yardımcı doçent eğitim vermekte. Her fakülteye ortalama 4 profesör düşmekle beraber yeni açılan fakültelerde profesör sayısı 1-2 düzeyinde. Bu kadar düşük düzeyde eğitim alan fakülte öğrencilerimiz 4 yıllık eğitimden sonra 1 yıllık staj döneminden sonra avukat olmakta. Bu sistem dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Her mesleğe girişte olduğu gibi avukatlık mesleğine girişte sınav şarttır. Ülkemizde sınav anayasal bir zorunluluk olmasına rağmen sürekli iktidarların ayak diremesi sonucu bir türlü avukatlık sınavı gelmemiştir." şeklinde konuştu.
'HUKUKUMUZDA TABİİ MAHKEME, TABİİ HAKİM VE TABİİ SANDIK İLKESİ VAR'
Bir gazetecinin, "Sandıkların taşınması ve seçim güvenliği konuşuluyor. Bu konuda neler söylersiniz?" sorusuna Balkız, "Seçim sandıkların taşınması veya sandıkların birleştirilmesi hukuken doğru bir işlem değildir. Eğer bu ülkede sandıklar birleştiriliyor, seçmenler kendi tabi sandıklarından bir başka yere nakledilmek isteniyorsa seçim güvenliği de yok sayılıyor denmektedir. Biz hükümetin ve Yüksek Seçim Kurulu'nun bu anlamda aldığı kararların hukuka aykırı olduğunu iddia ediyoruz. Hukukumuzda tabii mahkeme, tabii hakim ve tabii sandık ilkesi vardı. Herkes kendi bulunduğu adli mercide yargılanır, herkes kendi bulunduğu tabii sandığında oy verir. Eğer Türkiye'de her türlü gerek askeri gerek emniyet, polis ve jandarma gücü ile sandık güvenliği sağlanamıyor ise biz maalesef Ortadoğu ülkesi olarak nitelendirilmek durumundayız. Türkiye bunu hak etmiyor bu bakımdan bu kararların tekrar gözden geçirilmesini ve herkesin kendi sandığında oy verme hakkının tanınmasını talep ediyoruz. Nihayet böyle bir uygulamada bir kişinin ben kendi sandığımda oyumu kullanamadım şeklindeki şikayeti dahil seçimlerin iptalinin tabi sebebidir. Nitekim bu anlamda Yüksek Seçim Kurulu kararları vardır. Aynı zamanda anayasa mahkemesi hak ihlali kabul edecektir böyle bir davranışı. Türkiye 1 Kasım seçimlerine giderken maalesef bu anlamda tehlikeli bir yol izlemekte. Bunu hatırlatıyor ve uyarıyoruz." cevabını verdi. CİHAN