MHP Sakarya İl Başkanı Avukat Levent Bülbül, Pamukova ilçesinde bir kız çocuğuna cinsel istismar soruşturmasında, olayla ilgili iktidar partisinden Sakarya milletvekili adayının kardeşinin 3 aydan beri ifadesinin alınmadığını öne sürerek tepki gösterdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Ayşenur İslam'a seslenen Bülbül, "Bakan İslam'ın şu an vicdanı rahat mı? Geceleri uyku uyuyabiliyor mu? Her gün kan kusan bir çocuğa merhamet kanatlarını ne zaman açacak?" diye sordu.
Bülbül, düzenlediği basın toplantısında bazı ulusal basında yer alan Sakarya'nın Pamukova ilçesinde 14 yaşındaki bir kız çocuğunun cinsel istismar soruşturmasının üzerinin kapatılmaya çalışıldığını iddia etti. Cumhuriyet savcılarının 2,5-3 aydır şüphelinin ifadesini almadığını savunan Bülbül, "Kamu yetkisine haiz olan kurum ve kuruluşların görevleri vardır. Bu kurumlar seçim kaygılarından birtakım zamanlamalardan uzak bir şekilde bu çalışmaları yürütmek durumundalar. Seçim zamanı geldi susalım, seçim zamanı geçsin işimizi yaparız' anlayışıyla yürütülebilecek işlerden değildir. Bunların başında da adalet gelmektedir. Cinsel istismar soruşturmasının özellikle siyasi baskılar sebebiyle engellenmeye çalışılıyor. Seçim zamanı denilerek üzerine gidilmiyor." şeklinde konuştu.
Cinsel istismar konusunun seçim öncesi bir komplo olmadığını, böyle bir soruşturma bulunduğunu dile getiren Bülbül, ancak bu soruşturma ile alakalı olarak gerekenlerin bugün Cumhuriyet savcılıkları tarafından yapılmadığını ileri sürdü. Bülbül, "Bu gereken bir şikayet varsa bunun şüphelisi hakkında bu şüpheliden ifadesi alınmak suretiyle şikayete konu mesele aydınlatılmaya çalışılır. Eğer kamu adına bir takip yapılması söz konusuysa savcı iddianamesini düzenler, bunla ilgili davayı açar. Fakat her nedense 2,5-3 aydan beri savcı şüphelinin ifadesini almıyor." dedi.
İfadesi alınmayan şüphelinin Cumhuriyet gazetesinin haberine göre AK Parti Sakarya milletvekili adayının kardeşi olduğunu ileri süren Bülbül, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Allah kimsenin başına vermesin. Ne mağdur aileleri açısından ne failin ailesi açısından. Kimi akrabasını, kardeşini, şunu bunu seçemez. Fakat bu meselede şu an itibariyle yol alınmış bir mesele değil. Yani ben şimdi kalkıp da buradan 'sayın AKP milletvekili adayının kardeşi bir istismarcıdır gibi bir suçlama ile karşınızda değilim.' Suçun sabit olana kadar, hüküm verilene kadar ceza hukukunda masumiyet karinesi vardır. Herkes masumdur. Şu an onu söylemeye yetkili değiliz. Benim demek istediğim başka. Siyasi baskılarla 'aman seçimden zarar görmeyelim' şu bu denilerek birtakım imtiyazlı kesimlerin koruma kollama altına alınması. Orada mağdur olan babası cezaevinde 14 yaşında bir kız çocuğunun bugün yaşadığı stres ve üzüntü sebebiyle bugün kan kusuyor olması. Hiçbir şekilde koruma tedbirlerinin kendisiyle ilgili olarak alınamıyor olması. Çünkü ifade alacaksınız ki kamu adına bu soruşturma yürüyecek belki kız hakkında bir koruma tedbiri söz konusu olacak."
'AYŞENUR İSLAM'IN VİCDANI RAHAT MI, GECELERİ UYUYABİLİYOR MU KAN KUSAN BİR KIZ ÇOCUĞUNA NE ZAMAN MERHAMET KANATLARINI AÇACAK'
Bu konuyla ilgili olarak Sakaraylı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın sus pus kesildiğini, 'gık' sesleri çıkmadığını ifade eden Bülbül, "Uğur Işılak konserinde çocuğun kafasını okşayıp objektiflere poz vermekle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olmuyor. Çocuk evliliklerine geçmiş dönemde 'masum işlerdir' diyen bir anlayış bugün bir çocuğun istismar iddiasına karşı bu şekilde bigane kalıyor, açıkcası bunu anlamak mümkün değil. Şimdi bakıyorsunuz Sakarya Baro Başkanı, isim vermeden bu meseleyle alakalı olarak defaatle açıklama yapıyor. Basında isteği şekilde bunlar kamuoyuna duyurulamıyor. Sayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'a soruyorum. 'Ben il başkanı ile muhatap olmam' demeye kalkmasın. Peşinen söylüyorum. Bunu Sakaryalılar adına soruyorum, milletimiz adına soruyorum. Bakan İslam'ın şu an vicdanı rahat mı? Geceleri uyku uyuyabiliyor mu? Her gün kan kusan bir çocuğa merhamet kanatlarını ne zaman açacak? Bunların hiçbirisini yapamıyorsa bakanlıktan istifa etmeyi Sakaryalı'dan, tüm Türk milletinden özür dilemeyi düşüyor mu acaba? Son olarak sormak istiyorum; bir kız çocuğunun istikbali, babaları cezaevinde olan bir ailenin geleceği, namusu, şerefi kaç oy yapıyor? Bunu ne olur yazın. Bu bir ahlak sınavı, ahlak imtihanıdır. Yaşanan baskıları, zulmü elbette biliyoruz, birileri ses çıkartmak, bu zincirleri kırmak zorundayız. Bu nereye kadar devam edecek?" şeklinde konuştu.
'BELKİ BİZİMDE BAŞIMIZA BİR ŞEY GELECEK AMA ALLAH RIZASI İÇİN BİRİLERİNİN BİR ŞEY SÖYLEMESİ LAZIM'
Basının baskı ve zulüm altına alınmış durumda olduğunu, bunu yazmaya kalkan basın kuruluşlarına vergi, maliye müfettişleri ile baskı yapıldığını, zulmedildiğini gördüklerini gifade eden Bülbül, kendisinin de başına bir şeyler gelebileceğini, ancak birilerinin Allah rızası için bir şeyler söylemesi gerektiğini vurguladı.
Bülbül şöyle konuştu: "Bu zorbalık nereye kadar gidecek açıkcası merak ediyorum. Halk korkuyor, konuşursam başıma bir şey gelirse diye korkuyoruz diyor. Şimdi biz bunları söyledik, belki bizim de başımıza bir şeyler gelecek ama Allah rızası için birisinin bir şey söylemesi lazım. Burda mesele şu. Bir suçun var olup olmaması mselesi değil. Bunun araştırılmaması, takip edilmemesi, bunun üzerine gidilmiyor olması, bunun bilerek isteyerek AKP taraftarları tarafından özellikle bunun sadece yerelde kaldığını düşünmüyorum. Bakan Ayşenur İslam, diğer bakanlıkların hatta çok üst seviyelerdeki dahil bu mesele ile ilgilendiğini, örtbas etmek istediği düşüncesindeyim. Böyle bir kepazelik olmaz. Vatandaşımız bu aşamada zorbalığa daha fazla destek vermek istiyorsa, bu zorbalıklar daha da artsın, yandaşların suçları örtbas edilsin, vatandaşın ufacık bir kusuru dahi ayyuka çıkartılsın diye düşünüyorsak, bunu düşünüyorsak gönül rahatlığı ile AKP'ye oy verebiliriz. Bunların hesabının sorulması lazım bu memlekette." CİHAN