MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana milletvekili adayı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, 2002'den bu yana sadece buğday çiftçisinin 16 katrilyon lirasının gasp edildiğini söyledi.
Karakaya, MHP Adana İl Başkanı Yusuf Baş ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ile birlikte İmamoğlu Ziraat Odası'nın düzenlediği "Buğday Hasat Günü" etkinliğine katıldı. Tarlada biçerdöverle buğday hasadı yapan Karakaya, çiftçilerin hasat bayramını kutladı. İktidarın tarım politikasına eleştirilerde bulunan Karakaya, "TMO'nun dört yıl genel müdürlüğünü yaptım. 99'u hatırlayın. TMO büyük sıkıtında idi. Köylünün arpasını alıyor, aylarca ödeme yapamıyordu. Köylü hem ürün verirken hem para alırken aylarca kuyruklarda yatıyordu. Göreve geldik ve 'TMO çiftçinin kara gün dostu' deyip, kimseyi buradan nemalandırmadık. Bizim dönemde Karataş'ta turfanda üretim başlamadan, TMO fiyatları açıklar, buğday fiyatının düşmesinin önüne geçerdi. Bugün haziran ayına geldik. Henüz taban fiyat yok. Geçen yıl da bir kuruş fiyat açıklaması olmadı." dedi.
2003 yılında 2.5-3 kilo buğday ile 1 litre mazot alabilen çiftçinin bugün 1 litre mazotu alabilmek için 6-7 kilo buğday satmak zorunda olduğunu dile getiren Karakaya, "O da bu fiyatlar daha düşmezse. Gübrede aynı, ilaçta aynı, tohumda aynı, fidede aynı; tüm girdilerde aynı. MHP'nin bıraktığı yerde bugüne kadar buğday fiyatları sadece enflasyona göre artmış olsaydı, buğday üreticisi çiftçinin cebine 16 milyar, eski parayla 16 katrilyon daha fazla para girecekti. Bunun anlamı şu. Çiftçi soyuldu, sadece buğday üreticisinin 16 katrilyonu elinden alındı gasp edildi. Nohudu, mercimeği, arpayı, soyayı, sütü, yoğurdu saymıyorum bile." ifadesini kullandı.
Son 10 yılda Çukurova'da ekilen alanın yüzde 18 azaldığını; yanlış fiyat ve ürün planlamalarıyla çiftçi gelirinin azaldığına dikkat çeken Mevlüt Karakaya, şunları söyledi: "Buğday politikasındaki yanlış Türkiye'nin açığı olan soya üretimini de engellemektedir. Adana eskiden ikinci ürünü ekerdi, üçüncü ürüne yönelirdi. Eğer buğday ürettirmezseniz, soyayı ikinci olarak ürettirmeniz mümkün olmaz. Dolayısıyla 4 milyar başka ülkelerdeki çiftçilere verirsiniz. Son 10-12 yılda Türkiye tarımda net ithalatçı hale getirildi. Hayvancılık sektöründe sütçülüğü desteklemediler. Çiftçilerin Tarım Bakanlığı'nın önünde kovalarla süt döktüğünü hatırlıyorsunuz değil mi? Anası olmayanın danası olmuyor. Nasıl ki süte desteği vermediler, süt inekleri kasaba gitti. O çiftçiler 'Tehlike geliyor' deyip Tarım Bakanlığı'nın merdivenlerine sütü döktü, iki sene sonra bu memleket kurbanda kesecek dana bulamadı, Angus ithal etmek zorunda kaldı."
CİHAN