28 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından gözler, yeni ekonomi yönetimine çevrilmişti. AKP’nin eski bakanı Mehmet Şimşek yeniden Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanması, var olan politikalardan dönüş mesajı olarak algılandı. Keza, Şimşek de bakanlık devir teslim töreninde “rasyonel politikalara dönüleceğini” söyledi.
AKP hükümetinin bir süredir uyguladığı düşük faiz politikasından dönüldü. Hükümet, kısa sürede enflasyona karşı sonuç alınacağını söylese de gerçekler öyle değil...
"ENFLASYON HEDEFİ GERÇEKÇİ DEĞİL" DEĞERLENDİRMESİ
Gerçek Gündem'in haberine göre Merkez Bankası’nın Başkanlığına da Hafize Gaye Erkan getirildi. Erkan’ın başkanlığındaki Merkez Bankası'nın 27 ay sonra ilk kez faiz artırımına gittiği 22 Haziran'daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin özet metni yayımlandı.
Metinde, "Kurul, mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirmekten çok uzak olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur" ifadelerine yer vererek yüksek enflasyona dikkat çekildi.
"PARASAL SIKILAŞMA, ENFLASYONDA BELİRGİN İYİLEŞME GERÇEKLEŞENE KADAR DEVAM EDECEK"
PPK metninde ön plana çıkan diğer ifadeler ise şunlar:
"Bankacılık sisteminin politika faiz oranlarındaki artışlara karşı güçlü ve dayanıklığı olduğu değerlendirilmiştir.
Kredi büyümesi iç talebi artırarak enflasyon üzerinde risk oluşturmaktadır
Kredi ve mevduat faizleri ile politika faizi arasındaki fark bir önceki PPK döneminde artmıştır
Kurul, mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirmekten çok uzak olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur.
Parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam etmesi öngörülmüştür.
Kurul alınan bu kararı, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için başlatılan parasal sıkılaştırma sürecinin ilk adımı olarak öngörmektedir.
Yumuşak bir geçiş süreci için sadeleşme politikasının kademeli olmasına karar verilmiştir"
"PARASAL SIKILAŞTIRMA SÜRECİNİN İLK ADIMI"
TCMB'nin 22 Haziran 2023 tarihli PPK toplantı özetinde şu değerlendirmeler yapıldı:
"Kurul, para politikası kararıyla birlikte kredi büyümesi ile kredi ve mevduat faizlerine ilişkin tespitlerde bulunmuştur. Finansal istikrar perspektifiyle, duyarlılık analizleri yapılarak bankacılık sisteminin politika faiz oranlarındaki artışlara karşı güçlü ve dayanıklığı olduğu değerlendirilmiştir.
Kredi büyümesi iç talebi artırarak enflasyon üzerinde risk oluşturmaktadır. 16 Haziran 2023 itibarıyla, 2022 yılı sonuna kıyasla bireysel kredi bakiyesi kredi kartlarında yüzde 65,7, taşıt kredilerinde yüzde 63,1, ihtiyaç kredilerinde yüzde 27, konut kredilerinde yüzde 21,3 olmak üzere toplamda yüzde 38,1 oranında artmıştır. Diğer taraftan, son PPK döneminden bu yana ihtiyaç kredi büyümesi yavaşlamıştır. Bu gelişmede kredi büyümesine dayalı menkul kıymet tesisi uygulamasının kapsamının genişletilmesi ve var olan düzenlemeler nedeniyle mevduat faizlerindeki artış etkili olmuştur.
Kredi ve mevduat faizleri ile politika faizi arasındaki fark bir önceki PPK döneminde artmıştır. 16 Haziran 2023 haftası itibarıyla sektördeki ortalama ihtiyaç kredisi (KMH hariç) faizleri düzenleme öncesi döneme göre 749 baz puan artarak yüzde 41,7 seviyesine yükselmiştir. Türk lirası ticari kredi faizleri yatay bir seyir ile yüzde 14,7 olarak gerçekleşmiştir. Mevduat faizi önceki PPK döneminden bu yana 674 baz puan artışla yüzde 30,3’e yükselmiştir. Kur Korumalı Mevduat hesaplarında faiz üst tavanının kaldırılmasının yukarı yönlü etkisi devam etmektedir.
Bu çerçevede Kurul, parasal sıkılaştırma ile birlikte mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçevenin sadeleştirilmesi süreciyle piyasa mekanizmalarının işlevselliğinin artırılması gerekliliğini değerlendirmiştir.
Kurul politika faizini enflasyonun ana eğiliminin gerilemesini ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşmasını sağlayacak parasal ve finansal koşulları oluşturacak şekilde belirleyecektir. Kurul, mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirmekten çok uzak olduğu değerlendirmesinde bulunmuştur. Fiyat istikrarındaki bozulmanın makroekonomik istikrarı ve özellikle finansal istikrarı tehdit ettiğine dikkat çekilmiştir. Bu doğrultuda Kurul, adımları gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilen bir parasal sıkılaştırma sürecinin uygulanmasına karar vermiştir. Parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam etmesi öngörülmüştür.
Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8,5’ten yüzde 15 düzeyine yükseltilmiştir. Kurul alınan bu kararı, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için başlatılan parasal sıkılaştırma sürecinin ilk adımı olarak öngörmektedir.
Kurul, parasal sıkılaştırma sürecinin makroekonomik ve finansal koşullar üzerindeki etkilerine dair analizleri incelemiştir. Faiz artırım senaryolarının enflasyon, kredi büyümesi, kredi ve piyasa faizleri, ekonomik aktivite, beklentiler gibi anahtar makroekonomik değişkenler üzerindeki etkileri ile bankacılık stres testleri değerlendirilmiştir. Enflasyon görünümü bu doğrultuda yeni adımların atılmasını gerekli kılmaktadır.
Enflasyon ve enflasyon eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir
Kurul, hedeften oldukça uzaklaşan enflasyonun para politikasının etkin kullanımını gerektirdiği tespitinde bulunmuştur. Parasal sıkılaştırma sürecinin başlaması ile para politikasının etkinliği artacaktır.
Buna ek olarak Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçevenin makro finansal istikrarı destekleme konusunda zayıf kaldığı ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini olumsuz etkilediği tespitlerini yapmıştır. Bu doğrultuda söz konusu çerçevede sadeleşme politikası benimsenmiştir. Mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeve, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirilecektir. Yumuşak bir geçiş süreci için sadeleşme politikasının kademeli olmasına karar verilmiştir. Sadeleşme sürecinde dönüşümün hızı ve sıralaması etki analizleri ile belirlenecektir. TCMB tarafından yapılan düzenlemelere ilişkin etki analizleri söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler, menkul kıymetler ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarıyla birlikte bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılacaktır.
Bununla birlikte, fiyat istikrarının sürekliliğini sağlamak hedefiyle, TCMB cari dengeyi iyileştirecek stratejik yatırımları desteklemeye devam edecektir.
Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir."