Özlem Akarsu Çelik / gazeteduvar.com
Hayati karar'dan önce: Merkez Bankası'nda neler konuşuluyor?
Türkiye’de faiz kararları, tarihi önceden belli olan toplantılarda, Para Politikası Kurulu tarafından alınır ve aynı gün açıklanır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 13 Eylül Perşembe günü toplanacak. Piyasalarda 250 ile 1000 baz puan arasında bir faiz artışı yapılmasının mümkün olduğu konuşuluyor. Yani bir anda yüzde 10’luk bir artış gelebilir. Ancak siyasetçiler buna izin vermeyecek gibi görünüyor. Konuştuğumuz Merkez Bankası yetkilileri önemli bilgiler paylaştı. Faiz artışına döneceğiz ama önce Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevinden istifa ederek Türkiye Kalkınma Bankası yönetim kurulu üyeliğine atanan Erkan Kilimci ile ilgili anlatıları aktaralım…
KİLİMCİ’NİN İSTİFASININ PERDE ARKASI
Bir Merkez Bankası Başkan Yardımcısı’nın Kalkınma Bankası yönetim kurulu üyeliği için istifa etmeyeceği çok açık. Peki ne oldu da Kilimci istifa etti? Erkan Kilimci, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yakın arkadaşı olarak tanınıyordu. Bu nedenle istifası, yeni görevi akılları karıştırdı.
Ankara’nın ekonomi kulislerinde son günlerde, Kilimci’nin Bakan Albayrak’a giderek eleştirilerini sıralayıp istifasını verdiği iddiası konuşuluyordu. Sohbet ettiğim Merkez Bankası yetkilileri bu iddiayı yalanladılar. “Bakan Albayrak’ın arkadaşı olduğu doğru ama politik sebeplerle değil tamamen kişisel sebeplerle ayrıldı” diyen bir yetkili, Kilimci’nin Başkan Murat Çetinkaya’nın yerine gelmek istediğini öne sürdü. Başka bir kaynaktan duyduğum bir bilgiyi konuştuğum yetkili de teyit etti. Anlatılanlara göre istifasını izleyen hafta sonu Kilimci, Merkez Bankası’ndaki odasına giderek bilgisayardaki bazı belgelerini almak istemiş ancak kendisine izin verilmemiş. “Zaten buradaki her bilginin kopyası alınır, ne yapmak istediğini anlayamadık” dedi yetkili. Yine ekonomi kulislerinde Kilimci’nin Kalkınma Bankası yönetim kurulu üyeliğinin fazla uzun sürmeyeceği de konuşuluyor.
EKONOMİ BÜROKRATI: FAİZ YÜZDE 10 ARTMALI
Gelelim faize… “Bize bıraksalar doları anında 5 liraya indiririz” diyen tecrübeli Merkez Bankası yetkilisi konuyu ekonomi terimleriyle anlatmaya başlayınca benim için sadeleştirmesini rica ettim ve şunları söyledi, “Şu an yoğun bakımda kanamalı bir hasta var ve acil müdahale edilmesi gerekiyor. Faiz artışı, hastanın hayatta kalması için yapılacak ilk müdahale demektir. 2.5 puanlık bir artış da olabilir, 5 puan da 10 puan da… Gerçekçi olan 10 puanlık bir artışın yapılmasıdır. Ancak bu siyasi bir tercih meselesi. Döviz kontrol edilemez ama faiz kontrol edilebilir. Burada bir tercih yapacaksınız. Uzun zamandır yapılan tercih yanlıştır. Bana soruyorsanız, gerçekçi olan yüzde 10’luk bir faiz artışıdır, bu şarttır. Ancak siyaset kurumu bunu onaylamaz. Aşağısı da durumu kurtarmaya yetmez. Perşembe günü bütün bunlar tartışılacak Para Politikası Kurulu’nda ve bir karar açıklanacak.”
EKONOMİ BÜROKRASİSİ IMF İÇİN NE DİYOR?
Tecrübeli ekonomi bürokratı, Türkiye’nin IMF’den borç almasının en doğru seçenek olduğunu, ekonomi bürokrasisinin görüşünün de bu yönde olduğunu söyledi. “Türkiye IMF’den borç almak zorunda ama yine siyaset kurumunun tercihi nedeniyle buna yanaşılacak gibi görünmüyor. Başka kaynaklardan borç arayışına giriliyor. Bu kaynaklarla IMF’yi karşılaştırdığınızda biri mahalledeki sağlık ocağıdır diğeri tam teşekküllü hastanedir. Bu hastanenin şimdiye kadar kimleri tedavi ettiği ve edemediği istatistikleriyle ortada. Sağlık ocağında ise bu ölçekte bir tedavinin yapılması mümkün değil.” Bunları söyledikten sonra “Yeterince anlaşılır anlattım mı?” diye sordu kaynağım, “Çok anlaşılır oldu, teşekkür ederim” dedim.
‘TÜRKİYE’NİN YERLE BİR OLAN İMAJINI TOPARLAMAK KOLAY DEĞİL’
Ekonomi bürokrasisi, 10 Ağustos’ta “Türkiye’nin yeni ekonomi modeli”ni açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sunumunun şokunu(!) atlatamamış görünüyor. “Önce basın toplantısının ertelenmesi, ardından Sayın Bakanın ilan edilen saatte kameraların karşısına geçip kürsüde tam bir saat boyunca basın mensuplarının, sivil toplum örgütü temsilcilerinin, holding yöneticilerinin önünde ceketi ilikli bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasının bitmesini beklemesi tüm dünyanın gözünde Türkiye ekonomisine olan güveni yerle bir etti. Bu imajın toparlanması öyle kolay olmaz” dedi bir başka bürokrat.
ZAM YAĞMURU BAŞLADI
Ekonominin duayenleri bas bas bağırıyor: Kur artışı henüz enflasyona yansımadı, bunlar iyi günlerimiz! “Dış güçlerin oyunu” nidalarından “kriz fırsatçılarına ve stokçulara dikkat” uyarılarına geldik. Tam bir ay önce görüştüğümüz GİMAT toptancıları, zamların eylül-ekim aylarında kapımıza dayanacağını, gıda ürünlerinde en az yüzde 50, temizlik ürünleri ve kâğıt grubuna ise yüzde 50’den de fazla zam geleceğini söylemişti.
Arap sabununun fiyatı üç ayda yüzde 36 arttı. Tuvalet kâğıdındaki artış ise sosyal medyanın en çok konuşulan konularından. Marketlerde 20 lira civarında olan tuvalet kâğıdının fiyatı üç kat artarak 60 lirayı buldu. Uluslararası finans uzmanı Murat Kubilay, Mühdan Sağlam’a verdiği röportajda yüzde 20’lerin üzerinde hiperenflasyonun 2019’larda ülkenin ‘yeni normali’ haline geleceği öngörüsünde bulunmuştu. Özetle durum vahim. Bakalım perşembe günü Para Politikası Kurulu faiz artışına ilişkin nasıl bir karar verecek…