Mülteci akının devam etmesi Almanya'da koalisyon ortakları arasında krizi derinleştiriyor. Hıristiyan Demokrat Birlik'in kardeşi partisi Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) Başkanı Horst Seehofer'in Başbakan Angela Merkel hakkında ağır imada bulunması tepki çekti.
Seehofer bir gazeteye verdiği röportajda Başbakan Merkel'in geçtiğimiz Eylül ayında Almanya'nın kapılarını mültecilere açmasının yanlış olduğunu tekrarlayarak DDR diktatörlüğü için kullanılan "Hukuksuzluğun hakimiyeti var" diyerek Merkel'e ağır ithamda bulundu.
Almanya'da hukuk ve düzenin kalmadığını iddia eden CSU Başkanı Seehofer, mültecilerin ve göçmenlerin geçerli belge olmadan Almanya sınırını aşmalarını eleştirdi. Horst Seehofer'in komünist DDR rejimi için kullanılan "Hukuksuzluğun hakimiyeti var" kavramını Merkel yönetimi için kullanmasına ilk tepkiyi koalisyon ortağı SPD verdi.
"SEEHOFER ÖLÇÜYÜ KAÇIRDI"
SPD Genel Sekreteri Katarina Barley, Seehofer'in ölçüyü kaçırdığını belirterek kınadı. "Horst Seehofer bütün ölçüyü kaybetti. Almanya'da 'hukuksuzluğun hakim' olduğu açıklaması büyük oranda tahrik edici." diyen Barley, Seehoher'in nitelendirmesiyle ya çirkin şekilde tarihi bir bağ kurduğunu ya da tarih bilincinin olmadığını dile getirdi.
ÖZDEMİR: AZICIK EDEBİ VARSA SEEHOFER SÖZÜNÜ GERİ ALMALI
Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir de Seehofer'e sert tepki gösterdi. "Sayın Seehofer, Putin'e mi çalışıyorsunuz? İçinizde azıcık edep varsa "hukuksuzluğun hakim" olduğu sözünü geri alırsınız." ifadelerini kullandı.
Eski Federal Adalet Bakanı Sabine Leutheusser- Schnarrenberger, Seehofer'in komünist DDR rejiminin hukuksuz uygulamalarıyla eleştirmesini "çirkin bir siyasi tarz' tepkisi vererek, Seehofer'in özür dilemesini istedi.
Öte yandan Başbakan Merkel'i mülteci politikasından dolayı mahkemeye vermeyi düşünen Seehofer, Mart ayı ortasına kadar mülteci sayısında ciddi bir düşüş olmadığı takdirde Federal Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağını yeniledi. CSU Genel Sekreteri Andreas Scheuer de Almanya ve Avrupa'nın "hukuksuz bir alan" olduğunu iddia ederek, CSU'nun hukuk ve düzen için mücadele ettiğini ileri sürdü. CİHAN