Merhum Abdülvahid Tabakçı Ağabeyimiz

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Ocak 27 2019
Abdullah Aymaz, dün vefat eden Abdulvahid Tabakçı ağabeyi anlattı

Abdullah Aymaz / samanyoluhaber.com
Merhum Abdülvahid Tabakçı Ağabeyimiz

1927’de Eskişehir’in Belpınar köyünde doğan Abdülvahid Tabakçı Ağabeyimiz 1950’lerde Nur Risalelerini ve Bediüzzaman Hazretlerini tanıdı ve zaman zaman onu Eskişehir’deki evinde misafir etti…

Üstad Hazretleriyle ilgili hatıralarını şöyle anlatırdı: “1935’te Eskişehir hapsinde bulunan bazı akrabalarım Üstadın hârika hallerinden bahsederdi. Bilahare ağabeyim ve annem de Emirdağ’a ziyarete gittiler. Kayınpederim Şuayip Efendi Risale-i Nur eserlerine ve Üstad’a çok bağlıydı. Sabah namazını kıldıktan sonra öğleye kadar Risale yazardı. 

“Üstad’la üçüncü görüşmemiz Eskişehir’de Yıldız Otelinde olmuştu. Otelin hademesinden kaldığı odayı öğrenip yanına çıktım. İçeri girip selam verdim. Kaşları çatık vaziyette baktı. ‘Otur’ işareti yaptı. Kendisi Cevşen okuyordu. (…)  Bu arada söylediği sözü de hiç unutmam: “İhlas ile imanı kazanmak kolay, ama muhafaza etmek çok güç.’ 

“Kafkasyalı ve Tatar olduğumuz mevzu bahis edildiğinde çok iltifat etmişti. Şöyle demişti: ‘Ben Tatarları beş vakit duama dahil etmiştim. Bir zamanlar esarette iken, Kosturma’da iki ihtiyar Tatar kadını, bir küçük pencereden benim yiyeceğimi getirip, bana yardım ediyorlardı. Belki de onlar benim kurtulmama ve Risale- Nur Külliyatını yazmama vesile olmuşlardı. Bütün Tatar kabilelerini beş vakit duama kabul etmişim. Hatta 1948’de bana zehir veren Afyon Savcısı da Tatar’dı. Abdülvahid, sen neredeyse onu ara bul, mektup yaz. Cehennemin azaplarını çekeceğimi bilsem, ondan hak talep etmeyeceğim. Hakkımı helâl ettim.’

“Üstad’ın bu dersinden sonra, o zaman Gaziantep’te bulunan o zata mektup yazdım ve Üstad’ın sözlerini naklettim.”

“Bir ara mühim, üç müşkilim vardı. Bunlar sabah namazına kalkamam, hasta oluşum ve dedem ile ilgili olarak görmüş olduğum bir rüya idi. Bun

Bu haberler de ilginizi çekebilir