Başbakan Ahmet Davutoğlu imzalı genelgeyle hukukta yeri olmayan ‘teröre destek verdiği' ihbar edilen memurlar hakkında, amirlerince işlem yapılması istendi. Prof. Dr. Metin Günday, genelgenin herkesin birbirini jurnallediği, subjektif değerlendirmelerle memurların ihraç edileceği bir askerî darbe dönemi uygulaması olduğunu söyledi.
Atılım Üniversitesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Günday, kamu çalışanlarıyla ilgili Başbakanlık genelgesinin olağanüstü hal uygulaması olduğunu söyledi. Genelge ile subjektif değerlendirmelerle memurlara kamudan ihraç yolunun açıldığını belirten Günday, "Olağanüstü hal uygulaması bunlar. 12 Eylül ve 28 Şubat askeri darbe döneminde bunlar yaşandı." dedi.
Terör örgütlerine destek vermenin zaten suç olduğunu ve disiplin cezası gerektirdiğini belirten Günday, genelgede yer alan 'legal görünümlü illegal yapılar' ifadesiyle çizilen çerçeveyi şöyle değerlendirdi: "İnsan kılığına bürünmüş hayvan nasıl bir anlam ifade ederse bu deyim de (legal görünümlü illegal yapılar) aynı şekilde anlam ifade eder. Ne demek bu? O zaman sen bu şekilde, hoşuna gitmeyen bir düşünce açıklayan, senin hoşuna gitmeyen bir fikir ortaya koyan, bir karikatür çizen, bir yazı yazan herhangi bir insana legal görünümlü illegal bir örgüt diyeceksin. Nedir bu örgüt? Yok ortada. Bu PKK mıdır, bu DHKP/C midir? Bununla bağlantıyı nasıl kurabilirsin bir düşünce açıklamasıyla."
Bu genelgenin neden çıkarıldığını, anlamını ve amacını anlayamadığını belirten Prof. Dr. Günday şöyle devam etti: "Bir eylem terör örgütü propagandası sayılabilir mi, sayılamaz mı, bunu ayrı düşünelim. Sen böyle bir eylemin suç teşkil ettiği görüşündeysen, somut olayda bu Ayşe öğretmen ya da bir başkası olabilir, hakkında ilgili kurum soruşturma açar. Dersin ki 'çocuklar ölmesin' demekle terör örgütünü övmektedir. Bu isnadın aslı astarı olabilir ya da saçma olabilir. Ama sen de soruşturma açabilirsin. Ama bunun için bütün kamu kurum ve kuruluşlarına, bence hukukta hiçbir anlamı olmayan bir deyim de kullanmak suretiyle, ‘legal görünümlü illegal örgüt' demek suretiyle bir genelge yayınlanıyor."
CEZA VER TALİMATI
Genelgenin aynı zamanda amirlerine, memurlara ceza verme talimatı olduğuna dikkat çeken Günday şöyle dedi: "Aynı durum öğretim üyeleri için de söz konusu. Onlara da ‘terör örgütüne üyesin' diyor. Bu ne demek? ‘Kamu görevlisi olan öğretim görevlileriyle ilgili soruşturma aç, bunlara ceza ver' diyor. Sen genelgenle aynı zamanda ‘ceza ver' diye emir de veriyorsun. Bu o anlama gelir. Bu genelgeyi hazırlayanlar için başka bir anlamı da vardır muhakkak ama, o anlamın da hukuki bir sonucu olup olmadığı ayrı bir konu."
İNSANLAR BİRBİRİNİ JURNALLEYECEK
Jurnalciliğin hortlayacağını anlatan Günday şunları kaydetti: "Bu genelge ile, o ifadeyi de bu genelgede kullandıklarına göre, Türkiye'de soruşturma açılamayacak kamu görevlisi parmakla sayılacak kadar az olur. Beğenmediğin, hoşuna gitmeyen, herhangi bir biçimde hoşlanmadığın, herhangi bir biçimde kendi kafana göre sakıncalı bulduğun bir kamu görevlisine bir kulp takabilirsin. Bu böyle çok tehlikeli bir şey. İnsanların birbirini jurnallemesine yol açabilir."
DARBE DÖNEMLERİNDE BUNLAR YAŞANDI
Genelgenin askerî darbe dönemi uygulaması olduğunu söyleyen Günday şöyle dedi: "Türkiye'de özellikle 7 Haziran seçimleri sonrası yapılan uygulamalar, yayımlanan bir yığın genelgeler, bana göre bunların hepsi bu genelge de dahil olmak üzere ilan edilmemiş bir olağanüstü halin yansımaları. Daha başka genelgeler de çıkabilir bu arada. Olağanüstü hal uygulaması bunlar. Bunları biz askeri darbe döneminde yaşadık. 12 Eylül döneminde yaşadık, 28 Şubat döneminde yaşandı bunlar. Şimdi de aynı şey bir başka biçimde gündeme getiriliyor. İlan edilmemiş, adı konulmamış bir olağanüstü hal rejimi Türkiye'de uygulanmakta. Sokağa çıkma yasakları, diğer uygulamalar usulüne uygun olarak ilan edilmemiş olmakla birlikte olağanüstü halin uygulamaları. Bu genelge de o olağanüstü halin bir uzantısı bana göre."
ZAMAN